‘Trabzonspor Süper Ligin ilk yarısını, rekor kırarak 46 puanla zirvede tamamladı. Sezona çok kaliteli ve klas transferler yaparak başlayan fırtına en yakın rakibi Konyaspor’a 7 puan fark atarak ikinci yarı öncesi taraftarlarına ve tüm sporseverlere çok güçlü bir şampiyonluk mesajı verdi. Ezeli rakiplerimiz Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın yoğun Avrupa Kupası maçlarında yaşadıkları yorgunluk, sakatlıklar ve alınan kötü sonuçların getirdiği moral bozukluğu sonucunda istedikleri sonuçları alamamaları fırtınaya büyük bir avantaj sağladı. Ancak Trabzonsporun başarısında en büyük faktör, yaşadığı talihsiz sakatlıklara rağmen hemen hemen her mevkide alternatifi bol zengin bir kadroya sahip olması ve yönetim, taraftar ve futbolcularıyla birlikte camia olarak yıllardır sabırsızlıkla beklenen şampiyonluğa olan müthiş inancıydı şüphesiz.

Hele son haftalarda cefakar taraftarlarımızın gösterdiği yoğun ilgi ve Türkiye’nin her yanından akın akın maçlara gelerek takımlarını 90 dakika boyunca coşkuyla desteklemesi artık bu yolun sonunun şampiyonluk olduğunu dünya aleme göstermektedir.

Camiada şampiyonluk şarkıları söylenmeye başlamışken ikinci yarı öncesi önemli bir hatırlatma yapmakta fayda var. Devre arasında eksik mevkilerimiz olan sol bek, forvet ve defans hattında sakatlanan Edgar’ın yerine kaliteli bir stoperin yanında orta sahada hücuma dönük bir kanat oyuncusunun da alınması şampiyonluk yarışında takımımıza çok büyük avantaj sağlar. İkinci yarı başta ezeli rakiplerimiz olmak üzere tüm takımların, küme düşme hattı mücadelesi ve Avrupa Kupası maçlarına katılma isteğiyle maçlara çok daha fazla konsantre çıkacağı ve canla başla mücadele edeceğini söylemek kehanet olmasa gerek. 2011 yılında çalınan şampiyonluğumuzu saymazsak 38 yıldır şampiyonluk görmeyen ancak buna rağmen inancından hiçbir şey kaybetmeden takımını destekleyen gerek Türkiye’de gerekse dünyanın dört bir yanındaki taraftarlarımıza Şampiyonluk sevincini yaşatmak artık şarttır. Yönetimin bu bilinçle hareket etmesi ve gerekirse risk alması elzemdir. Taraftarlarımızın yönetime, teknik direktörümüze ve futbolcularımıza güveni tamdır.

Vakit, matematiksel olarak şampiyonluğun ilan edileceği son 90 dakikaya kadar sabır, inanç ve inatla beklemek ve takımımızı kayıtsız şartsız destekleme vaktidir.

Vakit, yıllardır kendi çocukları gülsün diye ağlattıkları bizim yayla çocuklarını güldürme vaktidir. Vakit, Anadolunun yeniden ayağa kalktığını cümle aleme gösterme vaktidir.  Vakit güçlünün değil haklının galip geldiğini tüm dünyaya gösterme vaktidir. Tüm taraftarlarımıza selam ve saygılarımla. Sami Bayçelebi/Ankara.’

BU YOLDAN DÖNMEK YOK

Türkiye şaşkın. Neden mi? Her hafta Akyazı’da Şenol Güneş spor kompleksi Medical Park stadının tribünleinde tam 40 bin kişi var da ondan. Sadece erkekler değil, kadın taraftarların sayısı da yükseldi. İşte Trabzon’un güzel insanları İbrahim İskender, Efkan Sayitoğlu, Dr. Seyit Hisoğlu ve çok değerli eşleri ile tribünlerdeler.  Trabzonspor’a Pazara kadar değil sonuna kadar destek veriyorlar. Baharda, yağmurda karda kışta. Her zaman her yerde. Böyle bir destek varken Trabzonspor’un şampiyonluğu kaçınılmaz demektir.

BORDO MAVİ RENKLERE SEVDALILAR SEVDALI..

Araklı yetiştirdiği değerler ile ne kadar övünse azdır. Birlik mahallesi Sakinlerinden Yılmaz ailesinın Trabzonspor'a olan sevdası o kadar büyük ki takımımızın yurtiçi ve yurtdışı maçlarında kalpleri bordo-mavi renkler için atıyor. Trabzonspor’un ligde son oynadığı Medipol Başakşehir maçına 3000 km. uzaktan destek için geldiler. Yılmaz ailesi, Sinoplu, Kastomonulu Trabzonsporlu arkadaşlarıyla tribünde yerlerini aldılar. ‘Trabzonspor’a  sevdamız yüzünden bu çileli yollara düştük. Bu yolda verdiğimiz destekle inşallah şampiyon da olacağız.’ diyen Yakup Yılmaz’ı tebrik ediyoruz. Cesur yüreği Trabzonsopor sevdası memleket sevdası ile dolu. İyi ki varsınız Araklının güzel insanları.

NUSRET ABİYE KULAK VERİN

Bir efsanedir Nusret Çakıroğlu. İş düyasında spor dünyasında bir efsane. Trabzonpor ile ilgili değrelendirme yaparken ‘Yusufum ftubol topunu kabak sanmayız! ben lisanslı top oynadım .’ demişti. Önceki gün aradı ve Trabzonspor’un ikinci yarıdaki tranferleri ile ilgili olarak konuştu: ‘Trabzonspor şampiyonluk uğruna ilkelerinden taviz vermemeli. Trabzonspor 23 ile 28 yaş aralığında tranferler yapmalı. 31-33 yaşındaki futbolculara milyon avrolar verilmemelidir. Trabzonspor borcu 900 milyon TL idi. Bugün kaç milyon TL? 1 milyar 400 milyon TL. Nerede duracak? Bu sene şampiyon olursun, sonra ise düşüşe geçersin ve bu borçlar ödenmez olur, biri gelir takıma el koyar. Yönetim şampiyonluğa giderken her şey mübahtır dememeli.’

TEBRİKLER KRAL

2008 Avrupa şampiyonasından 10-15 gün önce Fatih Tekke’li Zenit UEFA kupasını kazanmıştı ve finalde maçın adamı seçilmişti. O günlerde Fatih Terim  Fatih Tekke’yi milli takıma almamıştı! UEFA Başkanı Platini dönemin TFF Başkanı merhum Hasan Doğan’a ‘Zenitli niye yok’ diye sormuştu. Aslında bu sorunun cevabı çok basitti, milli takımın başında Trabzon düşmanı Terim vardı. Önceki gece Fatih Sultan Tekke Terim’den intikamını aldı. Geç ama Ziraat Türkiye kupasından eleyerek. Sakat ve koronaya yakalanmış oyuncuların yokluğunda.. Tebrikler kral.

DOSTLARI AĞIRLADIK

Trabzon ve Trabzonspor’un değerli Arşivcisi arkadaşımız Mustafa Demir ile zaman, zaman bir araya gelir sohbet ederiz. Bu kez Ahi Evren Kalp Damar Cerrahisi Anjio servisinin başarılı çalışanlarından Hakan Şengül ile ziyaretimize geldi. Demir ve Şengül ile keyifli bir Trabzonspor sohbeti yaptık. Mustafa iki hafta önceki Spor yazımda bir hata yakalamış: ‘Sor bana. Arşiv ve belge işi benim işim, okurlara doğru bilgi verelim’ diyerek dokundurmasını da yaptı.

BİRAZ DA NOTALJİ MUHABİRLİK Mİ PATRONLUK MU?

Mesleğin kapısından içeri adım atalı tam kırk yıl olmuş. Trabzon basınına girdiğim günden buyana geçen süre içinde çok şeyler yaşadım. Hepsi ayrı bir kitap konusu. Zeki Sancak ile yaşadıklarım ise daha da ilginç. Yanılmıyorsam Sancak mesleğe Karadeniz Gazetesinde 1985’te başladı. Belli bir süre sonra ara verdi. Dönüşü ise 1995’li yıllara denk gelir. Karadeniz Gazetesinde yollarımız kesiştiğinde ben Yazı işleri müdürü o ise Muhabirdi. Ama gözü pek bir muhabir. Adliye, Emniyet ve sınır ötesi(Sarp) haberlerinin peşinden koşmak ona korku değil büyük keyif verirdi. Böyle bir haberi takip için Tıp fakültesine gitti ve orada çıkan tartışmada Trabzon belediyesinin zabıta komiseri tarafından telsizle darp edildi. Dava süreci, öğretmenlik, tekrar mesleğe dönüş derken yıllar aktı geçti. Zeki Sancak Taka gazetesinde önce sevgili Ahmet Sancak’ın vekili sonra sonra da Gazetenin İcra Kurulu Başkanı oldu. Peki bugün Zeki Sancak’a sorsak muhabirlik yıllarını mı geri ister, yoksa patronluk yılları dönemini mi tercih eder? Bence dayak yediği, tehditler aldığı muhabirlik yıllarını özler.