Devrenin son maçından sonraki gelişmelere bir göz atalım kim ne demiş kim haklı kim haksız! Başkanımız diyor ki transferleri hoca değil yönetim olarak biz yaptık doğrudur.
Sevgili başkan hoca ister görüş bildirir yönetim de transferleri gerçekleştirir.
Ünal Hoca ne demiş, ‘başkan da dahil herkes ayağını denk alsın’, ayrıca ‘Eğer kendi başarımızın altında bizi ezmeye çalışıyorlarsa o ezmeye çalışanların boğazına takılırım.’
Bu kadar ayıp bu kadar dengesiz bir söylem olamaz. Senin hakaretvari cephe aldığın kişi koskoca Trabzonspor’un başkanıdı.
Bir insanın kişiliği, karakteri ne olursa olsun o bizi ilgilendirmez, ama konu Trabzonspor ise bu büyük camiayı temsil eden kişi hakkında böyle onur kırıcı lafları kimse edemez.
Bu yüzden Ünal Hoca yerden göğe kadar hatalıdır diyorum.
Bir başka konu da bazı haddini bilmezlerin başkana ve ailesine tehditler savurması, küfürler etmesi, ağır hakaretlerde bulunması kabul edilir değil.
Yazık hem de çok yazık…
Bu küfür ettiğiniz kişi yeri geliyor işini gücünü bırakıp Trabzonspor ile uğraşıyor, bunun karşılığında da bazı kendini bilmezler başkana küfür ediyor.
Üç ayda bir toplanan istişare kurulu yemeğinde de içimizdeki çıbanbaşlarından biri de aynen şunları söylüyor;
‘Yahu bunlar daha önceden Şota ile anlaşmışlar, onun için de Ünal’ın gidişine ses çıkarmıyorlar.’
Peki ey çok bilmiş! Hani Şota nerede, niye gelmedi ?
Senin bu söylemin de yalan oldu.
Demek ki sen tamamen başarılı giden bu yönetimin yaptıklarını çekemeyen, Trabzonspor düşmanlığı yapan bir kişisin.
Yazıklar olsun sizin Trabzonsporluluğu’nuza.
Sizin gibilerin bu kulübün içinden temizlenmesi lazım.
Yapmak istediğiniz operasyon başarılı olmadı, bundan dolayı da üzülüyorsunuzdur!
Trabzonspor’da yaşanan olaylar öyle kötü boyutlara geldi ki buna inanmak gerçekten zor.
Birileri çıkıp başkanı ve yönetimi tefe koyup yok etmeye çalışıyor.
Başka birileri çıkıyor ‘Eğer Ünal Hoca giderse biz Trabzonspor’u daha tutmayacağız’ diyor.
Tabii ki Ünal Hoca için Trabzonspor’u bırakan bizim taraftarımız değildir.
Onlar ya partizanlık yapıyor ya da başka çıkarlar peşinde koşuyor.
Trabzonspor aşktır, sevdadır, tutkudur… Onun için insanlar çılgına dönüyor. Ama sözüm ona Trabzonsporlular bir hocanın gidişiyle ‘bu sevdadan vazgeçerim’ diyor.
Bakın futbol yeri geldiği zaman kralı bile hiçe sayan bir spor dalıdır.
Size bir örnek vereyim.
Eyy Trabzonspor’dan vazgeçenler… Şenol Güneş futbolculuğunda 6 kez bu takımda şampiyonluk yasadı, 2 kez hoca iken kıl payı şampiyonluklar kaçırdı, gönüllerin şampiyonu dendi Trabzonspor’a. Ama bu seyirci ne yaptı? Şenol Güneş’i baştacı yapmaları gerekirken yuhalayıp göndermedi mi ?
Bu kadar başarılı bir kişiye yapılan bu haksızlıktan sonra Ünal Hoca’ya insanüstü bir tavırla sevgi gösterisi yapanlar ideolojileriyle, partizanlıklarını apaçık gösterenlerdir.
Trabzonspor partiler üstü bir kurumdur, bunu herkes böyle bilmeli.
Partiler kapanır, isim değiştirir, başka bir kimlikle ortaya çıkar.
Ama Trabzonspor kapanmaz, isim değiştirmez, çok büyük bir aşktır. Bu böyle biline.
Trabzonspor’a maddi ve manevi olarak her kim fayda sağlamışsa onlara şükranlarımızı sunmamız lazım.
Bu zor süreçte tüm camiamiz sağduyulu olup yönetime ve teknik heyetimize sahip çıkmalıdır diyorum.
 
DİSİPLİNİ BOZMAYALIM
 
Ben ve birçok eski futbolcu arkadaşım Hüseyin Çimsir ve ekibini destekliyoruz.
Başarılı olmaları tabii ki bizim tek isteğimizdir.
Ayrıca sosyal medyadan da takip ettiğimiz kadarıyla tarafarlarımızın çogunluğu da hocamızın yanında bizler gibi.
Ama benim tek korkum yüksek bedellerle transfer edilen Sturridge…
Süper bir yetenek…  Ancak kendini tam anlamıyla futbola veremeyen bu oyuncumuz eğer iyi çalışmayıp verimli olmaz ise hem hocaya hem de yönetime büyük sıkıntı yasatır.
Trabzonspor koşan, mücadele eden, disiplini elden kaybetmeyen bir ekip haline gelmiştir.
Onun için durarak oynayan bir oyuncuyu arkadaşları bile istemez. Bu da takıma zarar verir.
Gelişmeleri özetlersek…
Ünal Hoca’yı belli bir kesim dolduruşa getirdi ve onu yönetimin üzerine saldılar!
Ünal Hoca da blöf yaparak başkana rest cekti! Fakat yapmış olduğu hata kendinin Trabzonspor’daki kaderini belirledi.
Kulübümüzü yıpratmaya çalışan küçük çıkarcıların da oyunları tutmayarak bozulmuş oldu.