Trabzonspor sezonun ilk maçına eksik ve ideal 11’den mahrum bir kadro ile çıktı.
Eksikleri olmasına rağmen çok istekli ve arzulu bir şekilde maça başladı.
Takımın bireysellikten uzat daha kompakt bir görüntü içinde olduğu ve önde baskı ile başladığını gördük.
Takımda değişmeyen büyük hatalardan biri de geriye oynama hastalığı.
Bunu en çok yapan Abdulkadir Parmak’tı.
En az yapması gereken oyuncu olması gerekirken.
Takım olarak birinci ve ikinci bölgede sorun görülmezken üçüncü bölgeye gelince final paslarında, pas kalitesinde ve ölçüsünde sıkıntı yaşandı.
Ortada hiçbir pozisyon yokken Beşiktaş’ın ilk şutunda Hüseyin’in kafası ile müdahalesi sonucu bir nevi Trabzonspor kendi kalesine golü atmış oldu.
İlk yarıda Guilherme ve Nwakaeme oyunda etkisiz kalan isimlerdi.
İlk yarıda istatistiklere baktığımızda oynayan Trabzonspor, ancak golü bulan ise Beşiktaş’tı.
İkinci yarı da Trabzonspor adına aynı sorunla başladı.
Guilherme ve Ekuban ikilisinin anlaşamamaları Trabzonspor’un pozisyon üretmesini çok zorlaştırdı. Abdülkadir Ömür, Ekuban’ın arkasında oynasa hem ikisinin hem de takımın performansı olumlu yönde artacaktı.
Buna Flavio’nun amatörce yaptığı penaltı ve kırmızı kart eklenince Trabzonspor oyundan koptu.
İki bireysel hata Trabzonspor’a pahalıya patladı.
Guilherme’ye Eddie Newton’un bu kadar sabretmesini anlamış değilim.
Takım adeta sahada bir kişi eksik oynadı.
Newton’un 70 dakika boyunca oyuncu değişmemesi anlaşılır gibi değildi.
İsim kim olursa olsun formsuzsa alacaksın oyundan yoksa sonuç böyle hüsran oluyor.
Bir hocanın planı olur ve ona göre oyuna müdahale eder.
Newton da bizler gibi kenarda maçı izledi ve kaderine teslim oldu.
Skor kimseyi yanıltmasın. Beşiktaş hiçbir şey yapmadan Trabzon’dan 3 puan ile ayrıldı.
Trabzonspor için ilk yarı beyaz tablo ikinci yarı ise siyah tablo olarak geçti.
3-0 mağlup iken stoper alan hocayı da ilk defa görmüş olduk.
Sonuç: Bireysel hatalar Trabzonspor’un yenilgisini hazırladı. Takımın bir de hoca sorunu var, benden söylemesi…