İstatistiklere göre  Abdullah Avcı’nın gelişinden sonraki  12 haftalık periyotta 345 başarılı atak organizasyonu gerçekleştiren Trabzonspor, bu alanda lider Beşiktaş’tan sonra en başarılı ikinci takım olurken, Bordo-Mavililer ayrıca ilk 8 haftalık dönemde  6.05’lik gol beklenti oranıyla ligin en kötüsüyken, Avcı’nın gelişi sonrası bu oran 23.52’ye yükselmiş..

Ancak ,ofansif anlamda bu kadar gelişip olumlu çaba sarf eden Trabzonspor bunun karşılığını gol olarak alamıyor..

Alamıyor çünkü orta saha ve forvet ‘Bana takviye yapın’ diye bas bas bağırıyor..

Bu iş için alınan oyuncuların aranan vasıfta olmadığı görülüyor.

Afobe’den kimsenin beklentisi kalmadı da  Semedo ise iki maçtır gol atıyor ve oynadıkça daha iyi olacak gibi gözüküyor ancak Trabzonspor’un  hedeflerine varmasına katkı yapacak ,banko forveti olacak kadar da değil..

Hepten de haksızlık yapmayalım, şimdilik 30 saniyeliğine Messi olup çok şık goller atıyor ancak 90 dakikaya bakınca durum ortada!..

Bir yerde o kadar emek heba oluyor, çok rahat kazanılacak maçların son dakikalarında hem kulübe hem taraftar hop oturup hop kalkıyor..

Zaten defansa bakınca işin formülü açıkça görülüyor.

İlk  8 haftalık dönemde Türkiye’nin en iyi kalecisine sahip olmasına karşın  ligin en çok gol yiyen takımı olan Trabzonspor, son 12 haftada ise kalesinde gördüğü 8 golle ligin en az gol yiyen takımı olmuş..

Bunda elbette Avcı’nın ‘önce savunma’ diyerek bu bölge ile özel olarak ilgilenmesinin rolü büyük ancak Hugo-Edgar le stoper ikilisi olmasaydı, Avcı ne kadar çaba gösterirse göstersin 12 haftada 581 kez araya girerek rakip atakların gol pozisyonuna dönmesini engelleyen bu ikili olmasaydı, böyle bir sonuca varmak mümkün olmazdı.

Şimdi yapılması gereken Hugo ile Edgar’ın savunmaya yaptığı katkının benzerini orta saha ve forvete yapıp  atak girişlerinin sonuca varmasını kolaylaştıracak iki oyuncu almak..

Sağbek ve solbek  başta olmak üzere mevkilere de isimler geçiyor ancak onlar şu an için elzem değil..

Ve bu sezon için işi götürürler..

Asıl ihtiyaç duyulan iki yer bellidir..

Macera aramaya da gerek yoktur..

Çünkü hele de Abdülkadir Ömür’ün sezonu kapatmasından sonra orta saha ve forvete ihtiyaç çoktur..

BERAT TAM İSABET

İsabetli yapılan transferin takıma katkısının bir başka örneği de Gençlerbirliği’nden alınan orta saha oyuncusu Berat Özdemir’dir..

Eski takımına karşı ilk kez ilk 11’de forma giyen bu genç, yaptığı olumlu katkı dışında ayrıca Abdulkadir Parmak’ın da performansının yükselmesini sağladı. Nitekim  al-ver yapacağı bir oyuncuya kavuşan Parmak’ta sakatlığı tam geçmediği halde çok başarılı bir futbol sergiledi.. Gerçi bu genç ne yaparsa yapsın kimseye yaranamıyor ancak, görünen köy de ortada..

Berat’a gelirsek, bir kere diri ve çabuk, tekniği de yeterli. Ayrıca bir orta saha oyuncusu için çok önemli olan sahayı geniş açıdan görüyor, oyunu iyi okuyor. Topu atılması gereken yere atılması gereken zamanda atıyor. Biraz daha zaman geçip de iyice rahatlarsa inisiyatifte alarak iyice ağırlığını hissettirecek..

Ve de bir aksilik olmazsa, A Milli Futbol Takımımızın Avrupa Şampiyonası kadrosunda muhakkak yer bulacaktır..

SAYIN BAŞKAN HAKLI!

TFF Başkanı Nihat Özdemir yaptığı açıklamada "Limitlerini aşan kulüplere puan silmeye kadar giden yaptırımlar uyguluyoruz. Hangi takım olursa olsun" fark etmez demiş..

Haklısınız başkan..

Bursaspor, Eskişehirspor, Gümüşhanespor, Karabükspor, Elazığspor, Şanlıurfaspor vb takımlardan gördük ki haklısınız..

Limiti simit parası kadar aşanları gerçekten affetmiyorsunuz..

Zaten bu limit çok uyanık!

Büyük takımlara kendisini asla aştırmıyor!

Koskoca dünya yıldızı, alınması Kızılay’a bile açıklama yaptıracak kadar devlet meselesi haline gelen Mesut bile değil limiti aşmak, iki simit parasına Fenerbahçe’ye geliyor.

Yanlış anlaşılmasın, bunları ben demiyorum, Fenerbahçe’nin KAP’a yaptığı açıklama öyle diyor!

Baksanıza, Arsenal’de haftalık artık Sterlin mi desem, Paund mu desem 350 bine oynayan Mesut, Fenerbahçe’ye kaç liraya gelmiş?

Bu sene sonuna kadar zaten para almayacak, sonrasında yıllık 3 milyon Euro’dan 3 yıl oynayacak ve bu süre zarfında sadece 550 bin Euro imza parası alacak..

Yani, kulübeden zor çıkan Sosa’dan bile azmış maliyeti..

Gördünüz mü dünya yıldızındaki forma aşkını..

Böyle bir yıldız bulamadık gitti ya..

MUTLU AYRILIKLARI NİYE BECEREMİYORUZ?

Bir futbol takımında çok normaldir. Gelenler olur, gidenler olur. Kimse ebediyen bir kulüpte kalıcı olmaz.

Nitekim Trabzonspor son olarak takım kaptanı Pereira ile yollarını ayırdı..

Buraya kadar normal de normal olmayan şu:

Biz niye taa eskiden beri bu tür ayrılıkları beceremiyoruz.

Gidenlere kendisini kovulmuş gibi hissettiriyoruz.

Ve gittikten sonra adamlarda kulübe yaklaşacak heves dahi bırakmıyoruz..

Yerlisi, yabancısı, Hami’si, Fatih’i, Gökdeniz’i , Yatatara’sı, Onur’u ve hatta teknik adamları, yöneticileri de  aynı..

Aslında, Pereira’nın sözleşmesinin uzatılması hataydı bence. Çünkü hizmetini yapmış, yararlı olmuş  parasını almış ve Trabzonspor’daki miadını futbolcu olarak doldurmuştu..

Hadi uzattık, niye böyle apar topar ağlatarak gönderiyoruz ki adamı.

Madem parasını vereceksin, bırak dört ay daha kalsın.

Oynatman şart değil, çıksın idmana, en azından Serkan ile ilgilensin.

O’da buna razıydı zaten..

Trabzon’u, Trabzonspor’u ailece bu kadar sahiplenmiş bizden biri olmuş insanları böylesine  yaşlı gözlerle, şaşkın göndermek hiç şık olmadı.

Bize yakışmadı..