Başakşehir maçında Sosa, Onazi, Vahid Amiri ve Hosseini’nin yokluğunda Trabzonsporlu futbolcular abartısız söylüyorum yürek yemiş gibi oynadılar.
Maça öyle baskılı başladı ki bordo-mavililer, sahada aslanlar gibi savaştılar.
Taraftarların hazırladığı süper görsellerde Trabzonspor’un 11’ine itici güç oldu ve Başakşehir’de neye uğradığını şaşırdı.
Dalga dalga gelen fırtınayı durdurmakta hayli zorlandılar hatta Yusuf Yazıcı’nın direkte patlayan korner atışı inanılmazlık güzellikteydi.
Fakat, Trabzonspor’un ayarını Hakem Halil Umut Meler bozdu.
Kesinlikle takdir haklarını Başakşehir’den yana kullandı diyebiliriz.
Ekuban ve Pereria’ya verdiği sarı kartlar Trabzonspor takımının dengesini bozdu.
Özellikle Pereria’nın ki kafalarda soru işaretleriyle doluydu.
Rakibi Pereria’ya çarpıyor, burnu kanıyor ‘neden görmüyorsun’ dercesine hareketi sarı kartla cezalandırılıyor bu olacak iş değildi.
Ekuban’ın sarı kartına gelince, sadece fauldü ve asla kartlık değildi.
Bu sinir bozucu gelişmeler doğal olarak hem tribünlerin hem de sahadaki Trabzonsporlu futbolcuları germeye yetti.
Zaten eksik oynayan Trabzonspor dağılır gibi oldu.
Pereria her ne kadar saha içinde haksızlığa uğramışsa da kötü performansını da söylememiz gerekiyor, takım kaptanı olarak çıkmasına rağmen bol bol hata yaptı sonuçta yerini Abdülkadir Parmak’a bıraktı.
Kabul etmek gerekiyor ki, Başakşehir bu ligin en iyi takımı ve devre arasında da önemli takviyeler yaptı.
Trabzonspor kulübünün transfer yasağı olduğu için eli kolu bağlıydı, düşünün 1461 Trabzon’dan gelen çocuklar bile geri dönmek zorunda kaldı.
Bir de sakat futbolcuların çokluğu Ünal Karaman’ın elini bu dev maç öncesi zayıf bıraktı.
Sonuçta Trabzonspor şampiyonluk yarışındaki rakibine mağlup oldu ve aradaki puan farkı da böylece 9’a yükseldi.
Yine de kafaya takmamak gerekiyor, çünkü bu aslan yürekli çocuklar bu günlere alınlarının akıyla geldiler.
Kimse onlardan bu performansı beklemiyordu.
Her maçta yürek yemiş gibi oynadılar. Nokta
Sosa’sız Trabzonspor zor yürüyor. Yerine Kamil Ahmet’in oynatılması tamamen yokluktan.
Peki başka alternatifler üretilebilir miydi? Evet üretilebilirdi. Batuhan’a görev verilebilirdi.
En azından Batuhan kesici özelliklere sahipti.
Trabzonspor’un yediği iki golde de Kamil Ahmet’in takipsizliği ve geciktiği görüldü.
Uğurcan’a gelince, evet birkaç net gol pozisyonu kurtardı ama Başakşehir’in 3’üncü golünde geç kaldığı ortadaydı.
Sonuç olarak Trabzonspor, rakibine mağlup olarak yarışta avantaj kaybetti ama ligin çok uzun bir maraton olduğunu da unutmamak gerekiyor, teslim olmamak lazım…
Trabzonspor’un DNA’sında teslimiyetçilik yoktur.
Moral bozmadan yoluna devam etmelidir…