Aslında ben bir şeyler olacağını sezmiştim. Evet, evet bir şeyler mutlaka olacak ama ne diye düşündüğümü, dost meclislerinde dile getirdiğimi hatırlıyorum..
 
Son 30 yıldır şampiyonluk görememiş Liverpool ile resmi kaynaklara göre 36 yıldır şampiyon olamamış Trabzonspor’un birlikte şampiyonluğa yürümesi fazla iyimser bir rastlantıydı bana göre. İçimden bir ses bir şeyler mutlaka olacak ve sekteye uğrayacaktır bu güzellik, fazla ümitlenme diye fısıldamıştı bana.
 
Derken lanet bir virüs Çin'den çıktı ve bir anda dünyanın en önemli meselesi haline geldi. Avrupa’da birçok major lig ertelendi, Türkiye’de de liglerin seyircisiz oynanmasına karar verildi.
 
Her ne kadar seyircisiz futbol oyunun ruhuna aykırı olsa da halkın morali, oyuncuların form durumu da dikkate alınınca liglerin oynanma kararının doğru olduğunu belirtmeliyim.
 
Velhasıl seyircisiz futbol kuymaksız kahvaltı gibi olsa da hiç oynanmasından iyidir. Fikrimin özeti budur.
 
Gelelim şampiyonluğun en önemli engellerinden biri olan puandaşımız (52) Başakşehir ile maçımıza;
 
Hafta ortası sosyal medyadan ‘’Futboldan daha önemli şeyler var’’ başlıklı bir bildiri yayınlayarak tedirgin olduğunu dile getiren Obi Mikel ile son haftaların formsuz oyuncusu N’diaye yedeğe çekilmiş. İki siyahi oyuncudan boşalan orta alana Öz evlat kategorisinden Abdülkadir Parmak ve Abdülkadir Ömür monte edilmiş.
Geçen hafta prosedür gereği oynayamayan Da Costa ile sakatlığı geçen Joa Pereira'nın tekrar kadroya döndüğünü de ekleyeyim.
Maçın ilk yarısı Trabzonspor'un mutlak hakimiyetinde başladı, mutlak hâkimiyetinde devam etti ve mutlak hakimiyetinde tamamlandı. Şut tercih etmek yerine ekstra pas tercih edilmese 3-4 gol bulmak içten bile değildi. Rakibin defans arkası koşusu ile iki ciddi pozisyon bulduğunu da ekleyeyim.
Yalnız önde dizilişte bazı aksaklıklar görmedim dersem kendime ihanet etmiş olurum.
Ligin gol kralı Sörloth neden sağ açık, solda harikalar yaratan N'wakaeme neden santrafor ve Sağ açık tecrübesi olan Ekuban neden N'wakarme'nin yerinde sol açık oynadı. Bilen varsa bana da anlatsın .
 
Bir %100 penaltının da verilmediğini ilk yarı notlarımıza ekleyelim.
 
İkıncı yarı ile birlikte Başakşehir’in ilk yarıya nazaran biraz daha oyunun iki yönünü oynamaya özen gösterdiğini, defansını biraz daha öne çıkardığını söylemeliyim. Zaten bu dakikalarda da golü buldu. Golün ardından biraz daha baskıyı artıran fırtına kısa sürede karşı kaleyi ablukaya aldı ve bir duran topta skora eşitliği getirdi. Tam oyunu karşı alana yıkmış, belkide galibiyeti getirecek pozisyonları birer ikişer hoyratça harcarken takımın genç yıldızı Abdülkadir Ömür sakatlandı. Bu sakatlıkla Trabzonspor’un tüm ofans aksiyonları N’wakaeme’ye kaldı. Oradan da bir netice çıkmayınca herkes kaderine razı oldu ve birer puanla sahadan ayrıldılar
 
Her haliyle tam bir takım görüntü veren Başakşehir’in maçın başından sonuna kadar hatlar arasında en ufak bir boşluk vermediğini, tüm oyun planının oyunu kendi sahasında kabullenip Trabzonspor defansı arkasına toplar atmak olduğunu ve bunu da büyük oranda başardığını not düşelim.
Altın değerinde 2 puanı Akyazı’da bıraksa da Fırtına lider girdiği haftadan lider ayrılmayı bildi. Bazen yenemiyorsan yenilmemek elzemdir.
 
Yolun açık olsun fırtına...