Derbi dediğimiz büyük maçların ardından gelen maçlar hep zor geçmiştir. Hedefe ulaşmanın, ezeli rakibi yenmenin vermiş olduğu rehavet oyuncuları, teknik heyeti hep olumsuz etkilemiştir. Hele ki bir de önceki hafta MHK’yı istifaya zorlayacak kadar birilerinin canını yakmışsanız sizin de canınızın yanması an meselesidir sadece..

Tüm bunlara ek olarak; N’wakaeme’nin, Trondsen’in ve Peres’in sakatlıkları, Yunus Mallı’nın gribal enfeksiyonu, karısının doğumu için ülkesine giden tek santrafor Cornelius’un da yorgun döneceği gerçeği kafamızı meşgul ederken, birde bu olumsuzluklara maç öncesi idmanda Bakasetas’ın sakatlanması eklenince  moraller bozulmadı dersem yalan olur.

Bu meselenin bir tarafı. Bu oyunun birde diğer tarafı var şimdi birazda ona değinelim.

Rakip Göztepe; düşme adayı takımları sıralamasının en tepesinde. Geçen hafta Kasımpaşa karşısında hayat öpücüğü misali bir galibiyet almış, moral seviyesi yukarılarda. Son oynadığı Kasımpaşa maçında 3-4-3 oynadığına şahit olduk. Yani geçen hafta çok zorlandığımız Fenerbahçe’de olduğu gibi 3stoperle oynuyorlar.

Lakin kağıt üzerindeki 3-4-3 sizi yanıltmasın.3stoperle oynayan takımlar baskı altında kanat beklerinin geri yaslanması ile 5-2-3’e hatta savunmanın önüne koyulan iki savunmacı orta saha ile oyunları 7-3-0’a evriliyor.

 Bir nevi kale önüne duvar örüp, bir puan için Çanakkale geçilmezi oynuyorlar diyebiliriz.

Velhasıl maç öncesi bu maç çok zor geçer diyeceğimiz anlar yaşadık.

Maça Göztepe çok daha konsantre, çok daha iştahlı başladı. Öyle sert öyle istekli bir giriş yaptılar ki 15 dakika dolmadan iki gollük pozisyon üretip bir de sarı kart gördüler. Hakem sarı kart kotasını doldurmuşçasına sonrasında birçok faulü ya görmezden geldi, ya da faulü verdi ama kartı veremedi. Bir çok Trabzonsporlunun muhabbetle baktığı Göztepe oyuncularının her pozisyonda kendini yere atması, hakemi manuple etmeye çalışması, oyunu germesine anlam veremedik.

                                                 ***

Ikinci yarıya Yusuf Sarı- Siopis değişikliği ile başladı Abdullah hoca. Değişikliğe rağmen rakibin fiziki kalitesi karşısında Fırtına bir türlü istediği oyunu ortaya koyamadı.. 55 de Abdulkadir Ömür'ün sürüklediği pozisyonda Gervinho Fırtınayı 1-0 öne geçirdi. Golden sonra rakibin temposuna ayak uyduran Fırtına oyunda dengeyi sağladı.

Zaten  sakatlıklardan kadro kurmakta zorlanan Abdullah Hoca, Dorukhan'ın da sakatlanması ile iyice işin içinden çıkamaz hale geldi. Son dakikaları hakemin yanlı tutumuna rağmen büyük  bir mücadele ile tükettik diyebiliriz.

Öylesine kıymetli bir galibiyet ki bu; Binlerce ilmekten oluşan el yapımı halılar için kullanılan ‘’El emeği göz nuru’’ tabirini yazımın başlığına taşımayı uygun gördüm.

Teşekkürler çocuklar