Ligimizin yeni beyleri bu sezona damga vuran Anadolu takımlarıdır diyebiliriz. Malatya’sı Alanya’sı Sivas’ı geçici de olsa lige renk katan takımlar olarak göze batıyor. Tabi ki bu takımların ağababası da gururumuz aşkımız ve sevdamız olan Trabzonspor’dur. Bu sezona büyük şanssızlıklarla başladık. Fakat tüm olumsuzluklara karşı ilk yarının sonunda az kayıpla devre arasına girerek sakatlarımızın da katılımıyla ikinci yarıya güçlü girersek zirveyi zorlayıp bir de en iyi yerde tamamlamanın gayreti içerişinde oluru diye düşünüyordum.
 
Belki bu sezon çok iyi futbol oynayamıyoruz ama Galatasaray maçına kadar skor açısından istediğimizi almış durumdayız. Ankaragücü deplasmanından alınan güzel sonuçla morallerimiz çok iyiydi. Oyuncularımız bu moralle Galatasaray derbisine çok iyi başlangıç yapar düşüncesindeydik ama istenilen futbol ve skor bizi memnun etmedi maalesef.
 
Her iki takım da maça ister istemez birbirilerini tartarak kontrollü başladılar. Ancak ilk yarıda Trabzonspor oynamayı ve gol atmayı amaçlayarak oyununu sürdürdü Galatasaray ise oyunu ağırdan alarak en azından yenilmemeyi amaçlamayarak oyununu sürdürmeyi yeğledi.
 
Trabzonspor’da bizim istediğimiz ve arzuladığımız gibi maça başlayamadı. İlk 45 dakikada en önemli ve gol pozisyonunu 42’de yakaladık. Pereira kafa ile biraz daha yavaş oynayıp Sörloth’un önüne bırakabilseydi oyuncumuzda boş kaleye topu gönderecekti. Ancak bu çok önemli pozisyondan başka gol girişimimiz olmadan ilk yarı sona erdi.
 
İkinci yarıya Trabzonspor aynı 11’le başladı. Galatasaray ise Lemina’nın Yerine Durmaz’ı oyuna aldı. İkinci yarıya Trabzonspor golle başladı. 49’da Sosa’nın kullandığı serbest vuruşta Sörloth nefis kafaya çıkarak topu Galatasaray ağlarına gönderdi ve skoru 1-0’a getirdi.
 
Fakat her ne hikmetse golden sonra geri yaslanarak Galatasaray’a oynama fırsatı verdik.
İlk yarıda kalemize gelemeyen Galatasaray golden sonra adeta bizim yarı sahamıza yerleşti. Niye bu kadar geri çekildik anlam veremedim. Adeta Galatasaray ev sahibi oldu biz ise sıradan bir takım kimliğine döndük.
 
İkinci yarıdaki cılız kontra ataklarımızın birinde dakikalar 67’yi gösterirken yüzde yüz bir gol kaçırdık. Gecenin en kötüsü Nwakaeme, Muslera ile karşı karşıyayken top kaleye değil de Muslera’nın ellerine attı.
86’da ise Sörloth bu sefer Muslera’yı geçemedi.
Dakikalar 90’ı gösterirken Galatasaray’ın baskısı golü getirdi.
Çok ezik bir ikinci yarı oynadık. Buna rağmen kontra ataklarla pozisyonlara giren ve goller kaçıran taraf Trabzonspor’du. Demek ki açık futbolu tercih etmiş olsak bu maçı farklı kazanacaktık.
Bu maç bana göre derbi maçından ziyade sıradan bir maçtan farksızdı.
Trabzonspor’a ve Galatasaray’a yakışmayan bir futbol izledik.
İlk yarıda dengeli geçen maçın ikinci yarısında oyunun tam hakimi Galatasaray’dı.