Onur’dan kaleyi devraldığında kafalarda soru işaretleri bırakmıştı. Trabzonspor gibi güzide ve her sezon zirveye oynayan bir takımdaki ağırlığı kaldırabilecek mi? Onur gibi başarılı olabilecek mi? İçindeki cevheri ne oranda ortaya koyabilecek? Takım arkadaşlarıyla barışık kalabilecek mi? Bir Şenol Güneş gibi efsane olabilecek mi?
 
Heybesinde taşıdığı sığ düşüncelerle sahaya çıktığından itibaren kendini sürekli geliştirdi. Bazen doksan diye tabir edilen köşelerde örümcek ağı temizliği yaptı, bazen ‘ütopya’ denilen pozisyonlarda dört bilinmeyenli denklem gibi milimetrik hesaplarla gollere engel oldu, bazen de rakip forvetlere aman vermedi. Her maç sonrası inzivaya çekildi, neleri eksik yaptı, nelere dikkat etmeliydi hepsini ölçtü, biçti. Ve bugün Şenol Güneş’in tahtına oturabilecek düzeyde bir kaleci olmayı başardı.
 
Mütevazı yaşamın sarıp sarmaladığı Uğurcan Çakır, bir zamanlar hayalini kurduğu Trabzonspor’da şimdilerde eksikliği her an hissedilebilecek bir kaleci. Spor otoritelerinin Türkiye’nin en iyileri arasında gösterdiği bu genç yeteneğin namı sınırlar ötesine yayıldı. Öyle ki her transfer sezonunda dev kulüplerin listesinde yer alıyor.
 
“Boğulacaksan büyük denizde boğul” derler ya, Uğurcan da özellikle derbilerde yaptığı başarılı kurtarışlarla yüceldi, parmakla gösterilen kaleci oldu. Henüz bir Şenol Güneş olamadı ama önünde uzun yıllar var, kariyerinde fırtınalara karışmazsa, benliğini bozmazsa, özünü korursa Güneş’in halefi neden olmasın?
 
Tekelioğlu Alın Diyorsa Gözün Kapalı Al
 
3. Lig ekiplerinden Gölcükspor’da forma giyen İsmail Yüksek ve Furkan Özyapı 1999 doğumlu. Trabzonspor eski Teknik Direktörü Sadi Tekelioğlu, Gölcükspor'u çalıştırırken bu oyuncuları Antalyaspor, Sivaspor ve Denizlispor istedi. 2. Lig’den de birçok takımın listesindeler.
 
İsmail'in her iki ayağı da var. Sol ve sağ. Adam eksiltmede, öne, dikine çok çabuk katledebilen, gol vuruşu iyi. Hava hakimiyeti, top tekniği, topa sahip olması çok iyi. Çabuk, süratli.. Savunma yönü de iyi.. Adam adama oyunda mükemmel. Ve temposu, mücadelesi, adam ve kovalaması iyi. Çok yönlü oyuncu. Ancak Tekelioğlu'nu Trabzonspor'un en yetkili yöneticisi aradı. İsmail ve Furkan'ı sordu. Tekelioğlu hiç kaçırmayın gözünüz kapalı alın demesine rağmen futbolu çok iyi bildiğini geçinenler, İsmail Yüksek ve Furkan Özyapı için, Pazarspor maçına izleme komitesinden birilerini göndererek bu oyuncuları izlettiler. Özellikle İsmail için Yusuf Yazıcı ve A. Kadir Ömür'den daha iyi futbolcu olduğu söylenmesine rağmen Trabzonspor yönetimi hala daha İsmail'i izletmeye devam ediyor.

Trabzonspor'a nice futbolcular yetiştiren, en son övündüğünüz A. Kadir Ömür, Yusuf Yazıcı ve bugün Liverpool ve Real Madrid takımlarının gündeminde olan Uğurcan'ı Trabzonspor'a kazandıran Sadi Tekelioğlu'nun sözünü gözünüz kapalı dinleyip Gölcükspor'da İsmail ve Furkan'ı hiç beklemeden Trabzonspor bünyesine transfer edersiniz. Ama sizde çokbilmişlik sevdası varya! İçinize yediremiyorsunuz. Onun için yıllarca Trabzonspor bu konuda bir arpaboyu yol alamadı. Tekelioğlu'nun yetiştirdiği isimlerin arkasına sığınarak reklam yapıyorsunuz. Bakalım bu reklamınız ve havanız nereye kadar sürecek!
 
Gamışağa ‘Trabzonspor'u Ben Şampiyon Yaparım’
 
Eski adıyla Faroz yeni adıyla Yalı Mahallesi, Trabzon'un merkez ilçesinde deniz kenarında bir semttir. Mahallenin insanlarının büyük bölümü geçimini balıkçılıkla sağlar. Mert insanlardır. Sohbetleri tatlı ve hoştur. Trabzonspor’un Anadolu ihtilalını yaptığı şampiyonluk dönemlerinde Türk futboluna Ali Kemal Denizci, Necati Özçağlayan Osman Denizci ve Hami Mandıralı gibi yıldız futbolcuları yetiştirmiştir. Geçenlerde Faroz Yalıspor Kulübü’ne uğradım. İlhan Hardaloğlu, Yimbir Ahmet, Ambar Hüseyin ve Gamışağa Orhan'la sohbet ettik. Laf her zaman ki gibi Trabzonspor'a geldi. Gamışağa Orhan’ın, “Ben Teknik Direktör olsam bu takımı şampiyon yaparım. Yapamazsam limanın başında kendimi Fener'e asarım” demesi üzerine söze Yirmibir Ahmet girerek, “Gamışağa Orhan'ın futboldan uzaktan yakından alakası yok. Sadece içme ve yemeden anlar. Futboldan anlarım der nerede ise üzerindeki pantolonunu iddaa oyununda veriyordu. Ben olmazsam yerlerde sürünür. Sivas bize ‘üç atar’ dedi. Biz Sivas'ı üçledik. Artık çaptan düştü. Cebinde çikolata, bal taşırdı. Bunlar form tutmasında yeterli olmayınca ilaça döndü. İlacın 50 miligramını değil 100miligramını kullanmaya başladı.
 
Tabii Yirmibir Ahmet sazı eline aldı daha bırakır mı? Gamışağa Orhan için anlatmaya devam ederek, “Öğleden sonra Yalıspor Kulübü’nde oyun ekibi var. Bu ekip kağıt oyunu oynar. Parti hep Gamışağa'da kalınca, Gamışağa isyan bayarağını çekerek, “Başka kahvede olsanız size kağıt vermezler. Benim üzerime oynuyorsunuz. İki günde 100 TL parti parası verdim. Otobüs durağını bile geçtim” diye çılgına döner.
 
İ.Gücü Ve Yolspor Neredeler?
 
Trabzon Amatör’ünün iki güzide kulüplerinden İdmangücü ve Yolspor adeta kapanmak üzere. Yeşil-Beyazlı İdmangücü, 3 sezondur liglerde yer almıyor. Sadece alt yapı gruplarında faaliyet gösteriyor. Keza, Turuncu-Siyahlı Yolspor da, bu sezon başında Trabzon 1. Amatör Ligi maçlarına çıkmayarak bir alt kümeye düştü. Bir zamanların efsane takımları şimdi galiba kestane oldu. Çok yazık çok.
 
Zeki, Kadir Erkuloğulları’nın yıllarca sırtında taşıdığı ve Atilla Damlacı’nın büyük emekler verdiği İdmangücü ’nün artık adı sanı okunmuyor. Zeki ve Kadir Erkuloğlu ile Atilla Damlacı’nın kemikleri sızlamıyor mu?
 
Ya Yolspor. Osman Saka denince akla Yolspor gelirdi. Osman Saka’nın vefatından sonra ne yazık ki birçok yönetim kurulları ortaya çıktı ancak dikiş tutmadı. Osman Saka’nın Recep Çetinkaya’nın ve Çetin Renda hiç unutulur mu? Onlar birer efsaneydiler. Bu değerli isimlerin kemikleri sızlıyordur. İdmangücü ve Yolspor’da futbol oynamış eski futbolcular kulüplerine sahip çıkmalı. Başkanlar ve yöneticiler camia içinden seçilmeli.
 
Yıllar önce Trabzon’un eski futbol mabetlerinden olan Yavuz Selim, İdmangücü, İdmanocağı, PTT, Yolspor arasında oynanan müthiş derbi maçlarına sahne olurdu. Binlerce seyirci Yavuz Selim’in tribünlerini doldururdu. Yavuz Selim’i yıkarak Trabzon Amatör’ünün altına adeta dinamit koydular.
İşte amatör liglerin hali ortada. Al gülüm ver gülüm. İdmangücüsüz ve Yolsporsuz Trabzon Amatör’ü olamaz. Haydi İdmangüçlüler ve Yolsporlular, kulüplerinize sahip çıkarak, takımlarınıza o  eski şaşalı günleri tekrar yaşatınız…
 
TRT'den Ali Koç Çalımı
 
Beyefendi öfkeyle kapıyı çalınca içeridekiler panikle el pençe divan durmuşlar. Bir saygı, bir hoş muhabbetle buyur etmişler içeri. Adam bildiğiniz patlamak üzere. Belli ki hazırlıklıydı içindekileri dökmek için. Etrafında İstanbul’un kalemşörlerinin ağırlıkta olduğu basın ordusu… Koltuğa kurulup kara propagandaya başlamadan önce, sözüm ona kaybettikleri puanlara uydurulan kılıfların derlemesini izletti gazetecilere. Güya asıl kara propaganda başkanı olduğu Fenerbahçe’ye karşı yapılıyordu. Buna hakemlerin çanak tuttuğunu öne sürüyordu. Lafı evirip çevirip Trabzonspor’a getiriyordu. Türk futbolunda adalet olmadığını, Fenerbahçe’nin bu sezon sistematik bir şekilde katledildiğini, bunun müsebbiplerinin başta Futbol Federasyonu, Merkez Hakem Kurulu ve rakiplerinin hamiliğine soyunun siyasiler olduğunu iddia ediyordu. Trabzonspor ve Alanyaspor ile oynadıkları maçlara özellikle dikkat çekti, bu maçlarda verilen yanlış kararların geldikleri konumda etken olduğunu söylüyordu. Arzu ettikleri transferlerin harcama limitlerinden ötürü yapılamadığından dem vuruyordu. Federasyon Başkanı Nihat Özdemir’e kırgın olduğunu vurguluyor, taraftarlarına ‘Tribünlere siyasetin girmesine engel olun’ çağrısı yapıyordu.
 
Anlattı da anlattı… Milyonlarca kişinin gözü kulağı TRT’deydi bu dakikalarda. Han-ı yağma misali TRT Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a kapılarını ardına kadar açmıştı. Gücünü halktan alan TRT’nin bu eyyamcı tutumu Ali Koç’un sözlerinin önüne geçmiştir. Bu açılımın sebebi algı yaratmak mı, yoksa Koç’a yardakçılık yapmak mı tartışılır.
 
Trabzonspor’un yıllardır hakkı yenirken anlı şanlı (!) radyo ve televizyonumuz neredeydi? Trabzonspor başkanları içinde bulundukları zorlukları, yapılan haksızlıkları anlatırken neden konuşmalarına Ali Koç’unki gibi çarşaf çarşaf yer verilmedi?
 
TRT Fenerbahçe’den mi besleniyor, yoksa içinde Fenerlisi, Trabzonsporlusu, Beşiktaşlısı, Galatasaraylısı … olan halktan mı?