Sevgili okurlar Shakespeare Hamlet’in de kullanılan Olmak yada Olmamak İşte Bütün Mesele Bu sözü 16.yüz yıldan günümüze insanlığın dilindedir. O gün en çok merak edilen belki de bugünde geçerli olan o sözü neden söylemiş olduğudur. Ortak kanaat şudur ki Shakespeare bu sözü bir türlü kabullenemediği babasının ölümünden sora söyledi. Ancak o günün koşullarında resmen belirlenmemiş olmasına rağmen Shakespeare’in bir türlü kabullenemediği babasının ölümü değil onu öldürenin amcası olduğuna olan inancıdır. Öyle ki amcasının bu ihaneti onu öyle derinden etkiler ki tükenme noktasında kullandığı bu söz yüzünden onun için kafayı üşüttü bile demişlerdi.
  
Sevgili okurlar belki biraz ağır kaçan bu girişi yaptıktan sonra sözü elbette Trabzonspor’a getireceğim. Trabzonluların değil Trabzonsporluyum diyen herkesin ortak değeri olan Trabzonspor’a siyaset bulaştığı günden beri ona gönül verenlerden(yandaş değilse) bilinçli bir şekilde uzaklaştırıldığı gerçeği ile her geçen gün daha da net bir şekilde yüzleşir hale geldik. Artık kulüple ilgili yapılan tüm etkinliklerde siyaset daima ön planda olduğu için sportif ve de ekonomik sorunlarımıza çözüm üretme birlikteliğimizi kaybetme noktasındayız. Biz bu duruma düşmüş olmamızı hakem katliamlarına rağmen on kişi sokağa indiremediğimizden ağa babalar rahatsız olur düşüncesiyle hedef göstererek beyanat veremediğimizden daha da kötüsü taraftarın bir kısmını sahaya taşıyamadığımızdan biliyoruz. Tüm uyarı ve de çağrılarımıza rağmen camiayı değil siyaseti arkasına alan yöneticiler ile spor kulübü değil iktidarın temsil edildiği bir kurum haline geldik.
 
Sevgili okurlar hal böyle olunca hafta sonunda yenilmiş olmamız kimsenin umurunda olmadı. Zira bu durum hergün gelen şehitler gibi kanıksanır oldu. Varsa da yoksa da siyasetin devşirmesi gereken ranta bakılmaktı as olan. Bu konuda açılıştaki başarıyı Katar Emiri’nin resmini Atatürk’ün yanına asmak suretiyle katlayarak gerçekleştirmiş de oldular çok şükür. Sevgili okurlar bilmem farkında mısınız? Bu siyaset bizden daima alıyor vermeye sıra gelince hep cimri davranıyor. Söz gelimi mahkeme ve de UEFA kararlarına rağmen Cumhurbaşkanı’nın iki dudağı arasında ki kupamızı almamıza bir türlü izin vermiyor. Hakkımızı aramak istiyoruz, federasyon hakemler eliyle canımıza okuyor, siyasilerden çıt çıkmıyor. Eskiden Ali Şen bu hakem Pazartesi düdüğünü asacak derdi ve o hakem düdüğünü asmak zorunda kalırdı. Şimdi kabinede beş bakan bunca siyasi desteğe rağmen sahada doğranıyoruz konu ile ilgili fincancı katırlarını ürkütürüm diye bir beyanat bile veremiyorlar. Bu tek taraflı alış veriş daha ne kadar sürecek. Akla Akyazı tesisini getirenlere şunu hatırlatmak isterim. O tesis üç seçim bir referandum da iktidar partisinin vaadi olarak karşımıza geldi, ancak şimdi tamamlanmak üzere. Bitince çok harika olacağı muhakkak. Ancak unutmayın iktidarlar vaat ettiklerini yerine getirdiklerinde halktan karşılığını oy olarak alırlar. Bu anlamda Trabzon iktidara verdiği 60 üstünde desteği ile ona borçlu değil tersine alacaklıdır bile. Kaldı ki bizden önce bu tür tesislerin yapıldığı illere baktığımızda geç bile kalındı.
   
Sonuç olarak gelinen noktaya aldığım telefonlara maça gitmeyenlere baktığımda tüm endişelerin benzer noktada birleştiğini görüyorum. Ortak kanı Trabzonspor’u var eden değerler yozlaştırılmış, siyasi gücü elinde tutanlar kulübü sahiplenmiş geride kalanlarında kimsenin umurunda olmadığı bir durum söz konusu. Adeta takım tutar gibi parti tutmak yerine siyasetine göre takım tut yolu açılmış bir durumun ortama hâkim olduğundan dolayı ciddi şikâyetler var. Yandaş olmayanları, gönülden bağlı oldukları kulüplerine şimdilerde yaşananları da dikkate alarak uygulamaların önlem alınmazsa gittikçe kulübe ihanet boyutuna ulaşacağı düşüncesi ile Shakkespeare Olmak ya da Olmamak gibi Trabzonsporlu kalıp kalmamayı düşünüyor noktasına getirmişse oturup ciddi ciddi düşünmek lazım. Nitekim takımın 30 yılı aşkın şampiyon olamamış olması çocuklarımızın büyük bir kısmı zaten başka takımları tutuyor. Var olanları da siyasi mülahazalarla kaybedersek bu kulübe gerçekten yapılacak en büyük ihanet olur. Sebep olanlar aklından GEÇİRENLER aklınızı başınıza toplayın. Unutmayın bu kulübün değerleri ve de camiasının büyüklüğü karşısında ezilmekten asla kurtulamazsınız.
 
Şenolun İsminin Verilme Meselesi
 
Sevgili okurlar peşinen söyleyeyim Şenol kesinlikle buna layık biridir. Ancak siyasetin bulaştığı her işte yaptığı yanlış gibi bunu da kendi takdir ederek yanlış yapmıştır. Keşke o ismi Trabzonsporlular kendi özgür iradeleri ile vermiş olsalardı hiç sorun kalmayacaktı. Bu durumda süreçte Şenol’u da sıkıntıya soktuklarını yaşayarak göreceğiz.