Hani hep söyleriz ya ‘’TRABZONSPOR'lu olmak zordur. Az olmaktır, azınlık olmaktır’’ işte Trabzonspor maç yazılarını yazmakta aynı şekilde zor ve meşakkatli bir iştir.. Gazete baskıya girmeden yazıyı teslim etmek için maçtan sonra 10 dakikanız ya vardır, ya da yoktur.
 
Yani öyle İstanbul takımlarının maçlarını yorumlayan meslektaşlarımız gibi dakikalarca maçı bir ileri bir geri sardırıp, sonuca odaklı yazı kaleme alma şansınız hiç yoktur.
 
Gelelim maç önü incelememize;
 
İlk yarının lider takımı ile takipçisinin karşı karşıya geleceği yani 3 değil 6 puanlık bir maç olduğunu söylersek doğru bir tespit yapmış oluruz.
 
Maçın ehemmiyetine binaen iki takımın halet-i ruhiyesini de değerlendirelim;
 
-Lider Başakşehir; Devre arasında elde ettiği 6 puanlık avantajını korumak adına forvet hattını Sivasspor’dan Robinho ve stoper hattını da her transfer dönemi adı Trabzonspor ile anılan Serdar Taşçı ile kuvvetlendirdi.
 
+     Takipçi Trabzonspor; Aradaki puan farkını kapatmak adına aksayan bölgelerini takviye etmek bir yana ilk yarının en formda oyuncularını Sosa (2 hafta daha yok) ve Onazi’yi ( sezonu kapattı diyebiliriz) kaybetti,
 
- Lider Başakşehir; Rakip kulüpler ekonomik krizin altında inim inim inlerken sırtını İstanbul Belediyesine yaslamış yani maddi olarak el bebek gül bebek. Bir nevi ‘’Para var Huzur var’’ diyebiliriz.
 
+     Takipçi Trabzonspor; Maddi olumsuzlukları aşamayarak, böyle devasa kulüpler için çekirdek parası tabir edilebilecek bir miktarı Milan kulübüne ödeyemediği için Transfer yasağı aldı.1461 Trabzon’dan aldığı genç oyuncuları dahi geri yollamak zorunda kaldı.
 
Maç önüne baktığımda ne yalan söyleyeyim karanlık görünmekteydi ama futbol bu kağıt üzerinde değil Yeşil zeminde kazanılıyor. Zaten futbolu güzel kılan da bu ‘’oynanmadan hiçbir maç kazılmıyor’’..
 
Veeee Geldik maçımıza;
 
Maç taraftarın müthiş desteği ile yaklaşık 20 dakika tek kale şeklinde Trabzonspor'un baskısı ile geçti. Bu dakikayı takip eden 5 dakikada ise Başakşehir Robinho ile ciddi bir pozisyonu değerlendiremedi.

Joa Parera’nin burnunun kanadığı pozisyonda faulü yapana değil Joa Parera’ya kart göstererek futbolcuların sinirlerini geren Hakem Halil Umut Meler akabinde Ekuban’a gösterdiği kart ile maçi yönetmeye değil durumu  idare etmeye geldiğini gösterdi.

25 ile 45 dakikaları arasında ki hakem ile Trabzonsporlu topçular arasında ki Sinir harbinin kazananı Başakşehir oldu ve bu süreye iki gol sığdırdılar.
İkinci yarı ilk yarıda olduğu gibi yine Trabzonsporlu futbolcularla hakem arasında gerginlik göze çarptı.

Bunu takiben ikinci yarının hemen başında bir duran topta golü kalemizde gördük.  Eyvah çözüldük fark mı geliyor derken Ekuban çaldığı topta golü bularak tabiri caizse Trabzonspor’a Cansuyu oldu.

45 ile 70 arasında zaman zaman pozisyonlar yakalasakta genelde oyun Başakşehir'in İstediği biçimde geçti.
Dakikalar 80’i gösterirken Yusuf Yazıcı şapkadan tavşanı çıkardı ve takımı oyuna dahil eden golü attı.

Tam acaba mı derken dakika 86 da Başakşehir Visca ile golü buldu ve skoru 4-2 ye getirerek hayallerimizi de bir başka bahara bıraktı.
İki takım çıkarsa ikisi de şampiyonluğa oynayabilecek bir takıma karşı kısıtlı ve genç bir kadro ile verilen bu mücadeleyi alkışa değer buluyorum.
Saygılarımla