Sevgili okurlar; Galatasaray maçında 90’da kaybedilen iki puanın ardından kendi evimizde Denizli’ye kaybedilen üç puan moral olarak takımda ciddi bir tahribat yaptığını kabul etmemiz lazım.
Buna ligin 28 maç ile en çok maç oynayan takımı olması ile yorgunluğumuzu da ilave edersek Konya maçı hiç kolay olmayacağı baştan belli idi.
 
Bir de olaya Konya açısından bakarsak iş daha da zor olacağı açıktı.
 
Zira Konya liglerin iyi takımı olmasına rağmen son sekiz maçını kazanamamış olmaları yüzünden bu maçın çıkış maçları olacağını görmeleri ve mutlak kazanmak istemeleri en doğal hakları idi.
 
Buna bir de uzun zamandır onları sahalarında yenememiş olmamızın handikabını da ilave edersek bize göre maçın zorluk derecesi kendiliğinden ortaya çıkmış olur.
 
Bu koşullarda başlayan maçın ilk yarısında dakikalar ilerledikçe takım olarak maçı kontrol eden taraftık.
 
Rakibe pozisyon vermeyerek her an gol atabileceğimiz fırsatları yakalayacağımız kendini gösteriyordu.
Nitekim son haftaların formsuz oyuncusu Nwakaeme’nin güzel bir ortası Sörloth’un kafası ile buluşunca öne geçmeyi de başardık.
 
Bu süreçte Konya’nın hiç direnç gösteremediğini maça ortak olabilecek bir eylem içine giremediklerini gördük.
 
Tek umutları öne geçen Trabzonspor’un ikinci yarı oynayacağı futbol anlayışına kalmıştı.
Nitekim ikinci yarı beklenen yine oldu ve rakip topa daha çok sahip olarak üzerimize gelmeye başladı.
Bizde Yusuf değişikliği yerinde olmasına rağmen rakip baskıyı kıramıyor kontra topları iyi kullanıp ikiyi bir türlü bulamıyorduk.
 
Böyle bir kontra denemesinde rakip on kişi kalmasına rağmen bizim açımızdan pek değişen bir şey olmadı ve maçın son saniyelerinde yine kaybetme korkusu yüzünden atlattığımız tehlikelerle maçı kazanmayı güç bela da olsa başardık.
 
Sonuç olarak yukarıda anlatmaya çalıştığım sebepleri de dikkate alırsak zor koşullarımızda Konya’dan aldığımız üç puanı sadece hanemize yazılmış üç puan olarak göremeyiz.
 
Zira bu üç puan zirvede kalmamızı sağlarken Kayseri’den alacağımız üç puanla ikinci devreye bambaşka bir takım olarak başlamamızı sağlayacak bir üç puandır.
 
Belki de şampiyonluğun işaret fişeği olan bir üç puandır.
 
Kısaca bu üç puanın sayısal değeri dışında çok daha üzerinde anlamlar yüklü bir üç puan olduğunu görmek için kahin olmaya gerek yok diyorum.
İyi haftalar…!