Atasözleri; bir coğrafyanın, bir milletin kodlarının deşifre edilmiş halidir bana göre. Mesela Alman halkının ‘’ayağını yorganına göre uzat’’ diye bir atasözü olduğunu düşünmüyorum. Bana göre yoktur çünkü ihtiyaçları yoktur. Bir Alman’ın kendisine giderlerini gelirlerine göre ayarlaması gerektiğinin hatırlatılmasına ihtiyacı yoktur. Adamlardan bir tık ötesi robot zaten!
 
Ama bir Türk öyle mi? Her dakika hatırlatmazsan haczin kapıya dayanması an meselesidir.
 
Aynı şekilde “Başlamak bitirmenin yarısıdır”’ atasözü de Japon için hiçbir şey ifade etmese de bu toplumun, bu coğrafyanın insanına dair çok kritik şifreler içerir.
 
Hemen hemen hepimizin hafızasında annemizin babamıza onlarca defa söylemesine rağmen yaptıramadığı ufak, tefek işlere dair feryatları kalmıştır.
 
Herif pencere düştü bak oğa, Adam musluk akitiyi nedur derdi, On defa dedum kapı kıcırdayi ilgilen onlan,vs.. vs.. bu sesler böyle uzar gider. Ta ki elinde bir boru anahtarı yada bir keser yada tornavida ile babamız çıkıp gelene kadar. Habu pencere mi?, Hangi musluk?, Banyonun Kapısı mı? işte o saatten sonra ya o iş yapılır yada tümüyle yıkılır ve usta çağrılır. Yani demem o ki; bu coğrafya da başlamak bitirmenin yarısından da fazlasıdır.
 
Bu sebeple uzun bir aradan sonra ki bu ilk maçı bir final maçı kadar önemsiyordum. İyi bir finalin anahtarı bana göre iyi bir başlangıçtan geçer. İyi bir başlangıç henüz maç yapmamış rakiplerinizi strese sokar, İyi bir başlangıç sizin moral motivasyonunuzu yukarılara çıkartırken rakiplerinizin moral motivasyonunu ise çökertir. İyi bir başlangıç oyununuzu yukarılara taşıma noktasında size destek olur, rakiplerinize gözdağı verir..
 
Velhasıl biraz özlem, biraz heyecan hatta birazda endişe ile geçtim televizyonun karşısına..
 
Kadrolar açıkladığında en ciddi değişikliğin orta sahanın ortasında yapıldığını, Sosa'nın sakatlığında N'diaye'nin de kesik yediğini ve yerlerine Guilherme - Parmak ikilisinin monte edildiğini gördük.
İlk dakikadan golün geldiği 16’ncı dakikaya kadar iki ciddi gole Trabzonspor'un belalısı Beto engel oldu.16’ncı dakikada Pereira'nın güzel ortasında N'wakaeme kariyerinin ilk kafa golünü attı. Devamında yine karşı karşıya net gol pozisyonlarını harcayan taraf Trabzonspor'du, Ekuban'dı.
Dakika 41'i gösterirken Fatih Terim'in hemşehrisi hakem Zorbay Küçük beklediği fırsatı yakaladı ve ikinci faulünde Guilherme'yi Kırmızı kartla ihraç etti. Kırmızı kartın hemen ardında Trabzonspor kalesinde bir ciddi pozisyon verse de ilk yarıyı önde bitirmeyi başardı.
İkinci yarı beklentimin aksine ilk yarıda ki on biri ile sahaya çıktı Trabzonspor. Benim beklentim Abdülkadir Ömür yerine oyunun iki yönünü oynayabilen N'diaye'nin olabileceği yönündeydi. Buna rağmen Şorloth'ün insan üstü mücadelesinde kazanılan penaltı ile skor 2-0'a geldi. Tam golün morali ile oyun dengelenir derken hakem tekrar devreye girdi ve sıradan bir ikili mücadele penaltı uydurdu ve skoru 2-1'e getirdi.
Bu saatten sonra Trabzonspor oyunu kendi sahasında kabul edip topu rakibe bıraktı. Dakika 85'te hızlı bir kontra atakta Ekuban'ın şık pasında Abdülkadir Ömür Trabzonspor'a rahat bir nefes aldırdı ve skoru 3-1 'e taşıdı.
Fırtına çok zorlanmasına rağmen altın değerinde 3 puanı cebine koymayı bildi.