Sevgili okurlar; Liglerin başlaması ile yazmam gereken ilk yazımı özel nedenlerden ötürü yazamadım. İlk maçta dış sahada alınan muhteşem galibiyeti her Trabzonsporlu yazar mutlaka yazmak ister.

Ancak benim için daha önemli olan transfer politikasında ne hedefleniyordu yazmak daha önemli idi. Benim de ikinci maç oynanmış olmasına rağmen yine onu yazmak önceliğim oluyor.

Sevgili okurlar; Yönetim kurulu geçen dönem Abdullah Avcı’yı takımın başına getirerek attığı doğru adımla işe başladı.

Devre arasında hocası ile uyum içinde yaptıkları Berat ve Bakasetas transferleri ile doğrularına yeni bir doğru eklediler.

Başlangıç itibari ile olaya baktığımızda başarılı sayılabilecek bir sezon da geçirdiler denebilir.

Artık sıra bir şeylere gelmiş olmalı idi.

Takımın adı Trabzonspor olunca geç bile kalınmıştı.

Ancak yönetim bu kez es geçmedi ve şampiyonluğa oynayacak bir kadronun kurulmasına karar verdiler.

Aldıkları bu karar ile çıktıkları yolda yaptıkları transferlerle herkesin anlayabileceği gibi bu şampiyonluk yarışında biz de varız dediler.

Sevgili okurlar; Bir takımın şampiyonluğa oynayabilmesi için olmazsa olmazlar vardır.

Bunların başında takımla birlikte kulübenin kalite anlamında belli bir seviyede olması gerekir.

Yönetim kurulunun yaptığı transferlere ve eldeki kadroya baktığımızda geçen yıla oranla alternatifleri ile birlikte takım bir iki gömlek kalitede artış sağladı.

Böylece şampiyonluğa oynayacak takımın ilk koşulu yerine getirilmiş oldu.

Diğer bilinen koşullar da buna paralel olarak yerine getirileceği muhakkaktır.

Zira yönetim, teknik adam ve taraftar daha ilk baştan hedefini belirleyip onun gereği ne ise yapılacağı kararlılığı içerisindedirler.

Bu güzellikler içinde akla hep zor durumda olduğumuz kulüp ekonomisi geliyor.

Bu konuyu herkes gibi ben de merak ediyorum.

Ancak şunu söyleyebilirim, takım yılsonunda ipi göğüslerse kazanılacak gelirlerle birçok açık kapanabilir.

Yani her şey başarıya bağlıdır

Sonuç olarak uygulanan bu transfer politikası ile sezona ikide iki yaparak başlanmış oldu.

Bunu da yapılanların boşa gitmediğinin ilk iki adımı olarak görmek lazım.

Bize düşen bu oluşuma tam destek vererek katkıda bulunmaktır.

İyi haftalar.