CEMAL ERSEN - ŞAMPİYONUN MAZERETİ VAR

Trabzonspor, geçen sezonun şampiyonluğunu “Süper Kupa” ile taçlandırdıktan sonra, gözler elbette İstanbulspor maçına çevrilecekti. Kapalı kutu görünen ligin yeni ekibi karşısında alınacak üç puan, iyi bir başlangıç ve yaklaşan Kopenhag sınavı öncesi motivasyon olacaktı. Zor ama hedefe hizmet eden bir skor buldu Karadeniz ekibi.

Abdullah Avcı kadro konusunda sürpriz yapmadı. Lakin savunma kurgusunda kafasının netleşmediği belli... Hamsik dışında ideal bir takım sürdü sahaya. Gelecekte Dorukhan’ı daha verimli olacağı yerde kullanmayı tercih edeceğini düşünüyorum.

Bakın; her takıma, emeğine ve elde ettiği başarıya saygı duyuyorum. Ama Süper Lig gibi üst düzey bir organizasyonda mücadele ediyorsanız, belli standartları bulacaksınız. Alt yapınız sağlam, antrenman sahanız, nihayetinde mütevazı da olsa maçlarınızı oynayacağınız bir stadınız olacak. Ve en önemlisi, arkanızda duracak bir taraftar grubu. Yoksa bu oyunun figüranısınız. Karakter koyamazsanız, geldiğiniz yeri anımsarsınız.
İstanbulspor 17 yıl sonra geri döndüğü lige maalesef saydığım unsurlardan yoksun başladı. İki takımı tartıya çıkardığınızda kuşkusuz Trabzonspor ağır basıyordu. Kalite farkı net görüldü. Skoru belirleyen de bu detaylar oldu. Adı ve forması kazandı.

Skora “hadi” diyen sayıda Cornelius imzası vardı. Basit ama usta işi bir kafa vuruşu izledik.

Gücünü hissettirmek yerine, tedbirli oynamak rakibe göre değişir. Karadeniz ekibi öne geçtikten sonra vites artırmalı idi. İnisiyatif sende ise kullanacaksın. Trabzonspor hücum anlamında beklenenin altında kaldı. Kaleye atılan şutlar değil, ne kadar isabet sağladığın önemli. Dolayısıyla, Avcı’nın ekibi üretken olamadı. Sahada her anlamda üstün olmasına karşın, skor üretemekte zorlandı.

Yeni transferler Larsen ve Eren’in hücuma katkısı belli ki, giderek artacak. Kaliteleri anlaşıldı. Ama önlerindeki Visca ve Trezeguet ile uyum sağlamaları zaman alacak. Sürecin hızla ilerlemesi şart. Lig ve Avrupa arenası farklı. Yoksa canınız yanar.

İkinci yarıda tablo dağişmedi. Rakip savunmada bu kadar açık verirken fırsat bulamamanın açıklaması nedir? Avcı kusura bakmasın, maçı kazandı diye alkışlanmayı beklemesin. İki duran topla gelen goller ve kazanılan üç puan olabilir. Daha fazlasını yapmalı idi şampiyon takım.

Son bölümde yapılan oyuncu değişikliklerine gelince. Geç ama doğru idi. Avcı’nın aklının net olmadığı belli. Örneğin Djaniny bu ekibin neresinde? Asla yedek kalmamalı. Onu küstürme hocam. Ve Siopis. Yüreği kadar aklı ile de bu takımın en yararlı oyuncusudur. Alternatif değil, asli olmalıdır.

Abdullah Avcı kadro konusunda sürpriz yapmadı. Lakin savunma kurgusunda kafasının netleşmediği belli... Hamsik dışında ideal bir takım sürdü sahaya. Gelecekte Dorukhan’ı daha verimli olacağı yerde kullanmayı tercih edeceğini düşünüyorum.

Bakın; her takıma, emeğine ve elde ettiği başarıya saygı duyuyorum. Ama Süper Lig gibi üst düzey bir organizasyonda mücadele ediyorsanız, belli standartları bulacaksınız. Alt yapınız sağlam, antrenman sahanız, nihayetinde mütevazı da olsa maçlarınızı oynayacağınız bir stadınız olacak. Ve en önemlisi, arkanızda duracak bir taraftar grubu. Yoksa bu oyunun figüranısınız. Karakter koyamazsanız, geldiğiniz yeri anımsarsınız.
İstanbulspor 17 yıl sonra geri döndüğü lige maalesef saydığım unsurlardan yoksun başladı. İki takımı tartıya çıkardığınızda kuşkusuz Trabzonspor ağır basıyordu. Kalite farkı net görüldü. Skoru belirleyen de bu detaylar oldu. Adı ve forması kazandı.

Skora “hadi” diyen sayıda Cornelius imzası vardı. Basit ama usta işi bir kafa vuruşu izledik.

Gücünü hissettirmek yerine, tedbirli oynamak rakibe göre değişir. Karadeniz ekibi öne geçtikten sonra vites artırmalı idi. İnisiyatif sende ise kullanacaksın. Trabzonspor hücum anlamında beklenenin altında kaldı. Kaleye atılan şutlar değil, ne kadar isabet sağladığın önemli. Dolayısıyla, Avcı’nın ekibi üretken olamadı. Sahada her anlamda üstün olmasına karşın, skor üretemekte zorlandı.
Yeni transferler Larsen ve Eren’in hücuma katkısı belli ki, giderek artacak. Kaliteleri anlaşıldı. Ama önlerindeki Visca ve Trezeguet ile uyum sağlamaları zaman alacak. Sürecin hızla ilerlemesi şart. Lig ve Avrupa arenası farklı. Yoksa canınız yanar.

İkinci yarıda tablo dağişmedi. Rakip savunmada bu kadar açık verirken fırsat bulamamanın açıklaması nedir? Avcı kusura bakmasın, maçı kazandı diye alkışlanmayı beklemesin. İki duran topla gelen goller ve kazanılan üç puan olabilir. Daha fazlasını yapmalı idi şampiyon takım.

Son bölümde yapılan oyuncu değişikliklerine gelince. Geç ama doğru idi. Avcı’nın aklının net olmadığı belli. Örneğin Djaniny bu ekibin neresinde? Asla yedek kalmamalı. Onu küstürme hocam. Ve Siopis. Yüreği kadar aklı ile de bu takımın en yararlı oyuncusudur. Alternatif değil, asli olmalıdır.

AKSAL YAVUZ - TRABZONSPOR'DA KAFALAR ÇALIŞTI

2021-2022 sezonu, Trabzonsporlular için rüya gibiydi. “Yıllar sonra gelen şampiyonluğu öyle bir kutlayacağız ki, yıllarca konuşulacak” demişlerdi. Söylediğini yaptılar; kutladılar, sadece onlar değil izleyenler de keyif aldı kutlamalardan.

Laf aramızda, şampiyonluk kutlamasında çıtayı bayağı yükselttiler, bundan böyle şampiyon olan kulüpler düşünsün artık! Vallahi parayla yapılmazdı o tanıtım... Hem Trabzonspor, hem ülkemiz adına müthişti. Dünya gözlerini kırpmadan, hayranlıkla izledi.

Futbolda dün yok, o anlamda geleceğe bakmak, yeni sayfalar açmak, Abdullah Avcı’nın da dediği gibi ‘yeni hikayeler’ yazmak gerekir.

Bütün takımlar için sezonlar sıkıntılı başlar, hele de ilk haftalar.... Oyuncuların hazır hale gelmesi, takımın, sistemin oturması zaman ister. Eksikler de varsa transfer ister.

İlk haftalar iyi futbol da beklenmez. Ligin son haftalarında olduğu gibi... Önemli olan üç puandır.

Doğrusunu söylemek gerekirse, iki takım arasında kadro kalitesi olarak bayağı bir fark var. Hal böyle olunca, maçın mutlak hâkimi Trabzonspor olacaktı elbet. Cornelius gibi hava hakimiyeti olan golcünüz varsa, gol kaçınılmaz oluyor.

Avcı’nın öğrencileri, ilk yarı fişi çekip işi bitirebilirdi ama son vuruşlar karavana olunca...

İkinci devre, ilk yarıya ve kadro kalitesine bakarak Trabzonspor’un daha etkili olmasını, farkı artırmasını beklesek de, elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan İstanbulspor’un iki cılız gol girişiminden başka bir şey izleyemedik desek abartmış olmayız.

Denswil’in kafa golü, Cornelius’un attığı ilk golün kopyası desek!

Özetle, geçen sezonun şampiyonu, ilk maçında üç puanı Cornelius ve Denswil’in kafa golüyle aldı. Bir başka deyişle Trabzonspor’da dün kafalar çalıştı!

ERKAN AYRAÇ - FIRTINA GİBİ START VERDİ

Spor Toto Süper Lig’de yeni sezon son şampiyon Trabzonspor ile ligin yeni ekibi İstanbulspor’un maçıyla start aldı. Bordo-mavililer deplasmanda üç puanı 2-0’lık skorla kaptı.

Trabzonspor’un 11’ine baktığımız zaman Teknik Direktör Abdullah Avcı, Süper Kupa’yı kazanan kadroyu zorunlu olan Hamsik-Siopis değişikliği dışında bozmadı. Şunu da belirtmek gerekiyor, Avcı’nın bu sezon jokeri yine Dorukhan olacak. Asıl yeri orta saha olan tecrübeli futbolcu stoperde kusursuza yakın oynadı.
İki takım arasındaki kalite farkı ortadaydı ve bu da ilk dakikalardan itibaren futbola yansıdı. Konuk ekip sürekli golü ararken, ev sahibi İstanbulspor kapanmayı seçti.

Skor üstünlüğünü erkenden almak isteyen bordo-mavililerde önce Eren, ardından Trezeguet kaleyi yokladı. 15’te ise Larsen’in şutunu, Jensen aynı güzellikte kornere çeldi. Pozisyonun devamında Visca’nın ortasında Vitor Hugo’dan seken topu Andreas Cornelius ağlara yolladı: 0-1. Geriye düşen İstanbulspor ilk yarıyı isabetli şut atamadan bitirirken, kontrolü elinde tutan Trabzonspor’un eksiği farkı artıramamasıydı.

YUNUS EMRE SEL - ŞİİR TADINDA

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, diyordu ya şair, Trabzonspor için tam da böyle bir maçtı İstanbulspor maçı.

Şampiyonluk sonrası sezonun ilk maçında İstanbul'da "Trabzonsporluların İstanbul'daki yayla evi", Olimpiyat stadındaki mücadele genel olarak bu şiir tadındaydı.
Trabzonspor, eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak gibi taşıyordu geçen senenin madalyasını.

Maçta sular sararırken, oyun durağan bir Fransız sanat filmi rahvanlığıyla ilerlerken gelen Cornelius golü, tribünleri batan güneşin çizdiği kızıl göğü seyreder gibi keyiflendiriyordu.
Bir türlü tutturulamayan ritim, eksik dinamizm, bazı maçlarda sadık kalmanın bir çeşit işkenceye dönüşebildiği oyun anlayışı, sezonun ilk maçında Trabzonspor adına dikkat çeken detaylardı.
Bu detaylar arasında Bakasetas, kazanılan bir köşe vuruşu esnasında Denswil'le bir lisan-ı hâfi aracılığıyla konuşmuştu da öyle kesmişti o ortayı. Denswil'in güzel vuruşu skoru 0-2'ye getiriyordu.

Trabzonspor, çok da istediklerini yapamadığı gibi gözüktüğü bir maçta bile Abdullah Avcı'yla kazandığı o muazzam alışkanlığı, kazanma alışkanlığını devam ettirdi.
Yani oyun kültürü, birbiriyle oynama alışkanlıklarını sürdüren Trabzonspor için yeni heyecan tam da istenildiği gibi galibiyetlerle, mücadeleyle ve inançla başladı.
Kısacası son şampiyon, yeni şampiyonluklara yeşil ışık yaktı, tüm eksiklerine rağmen.

REHA KAPSAL - ÖNEMLİ

Trabzonspor, Süper Kupa'yı kazanarak onun verdiği moralle, ligin yenisi İstanbulspor karşısında zorlanmadan, çok rahat 3 puan almasını bildi.

Saha içindeki oyun dengesizliğinin en büyük nedeni, topa tempo verecek, tempoyu yükseltip düşürecek oyuncu eksikliği çektiler.

Hele Hamsik gibi bir oyuncu da sakat olunca topa sahip olarak özellikle set hücumuna çıkmada, daha doğru organize olmakta, rakip yarı alanda sıkıntı yaşadılar. Trezeguet top ayağında saldırgan ve girişken bir oyuncu ama daha basit oynayıp, oyun bilgisini ve yorumunu geliştirmesi gerekir.
Nwakaeme ile ayrı profilde bir oyuncu. Kendi özelliklerine uygun oyun modellerini Trezeguet'in saha içine sürmesi gerekir.
Cornelius her zaman iyi bir golcü ve bağlantı oyuncusu. Siopis çalışkanlığı ve dinamizmle defansif orta saha olarak öne çıktı.

Edin Visca, Bakasetas ve Abdülkadir Ömür, geçen seneki ligin bitimine yakın 6-7 haftalık iyi olmayan performanslarını hazırlık devresi, Süper Kupa ve İstanbulspor maçında da aynı şekilde devam ettirdiler.
Avcı'nın yeri geldiğinde bu oyuncuları dinlendirerek kaybetmeyip, kazanacağını düşünüyorum. Çünkü hem fiziksel, hem de mental anlamda ciddi bir düşüşleri var.

Son yıllara baktığımızda ligimizde şampiyonluk yaşamış son üç kulüp, o sezondan sonraki diğer sezonda ciddi sıkıntılar yaşadılar ve performans düşüklükleri oldu. Bu başarılarını sürdüremediler.
Şampiyonluktan sonraki ikinci sezonlar her takım ve kulüp için kolay değildir. Bu anlamda ligin ilk maçları da çok zordur.

Bu anlamda oyun da istenilen seviyenin altında da olsa alınan 3 puan çok önemliydi.

Çünkü bordo-mavililer lige iyi başladıkları gibi, 10 gün sonra oynayacakları Şampiyonlar Ligi play-off maçı için hem moral hem de moral kazandılar.

Editör: TE Bilisim