Trabzonspor Dergisi nin Ağustos Sayısı konuğu Sol bamba oldu. Bordo-Mavili takımı tercih sebebi ve yaşadıklarını anlatan Fildişi li oyuncu başarılı olacağına inanıyor. Transferim öncesi Fransa’dan ve İngiltere’den de teklifler almıştım. Ancak her iki ligde oynayıp tecrübe kazandığım için yeni bir maceraya atılmak istedim. Bu macerada da büyük hedeflere oynamak ve Avrupa kupalarında mücadele etmek niyetindeydim. Bu nedenle Trabzonspor’u seçtim. Didier Zokora’nın burada olması benim için çok önemliydi. Uzun süre milli takımda oynadığım, kaptanlığımızı yapmış, bugüne kadar ki kariyeriyle büyük bir saygıyı hak eden bir isim. Onu Fildişi Sahilleri’ndeki tüm oyuncular bir ağabey gibi görüyor. Bu nedenle Zokora’nın Trabzon’da olması ve dostluğumuzun devam ediyor olması benim için çok önemli. Teknik heyetimiz son derece üst düzey ve yetkin insanlardan oluşan bir ekip. Bununla birlikte çok iyi çalışan sağlık ekibimiz ve profesyonel çalışan bir kadromuz var. Ekipler arasında da iyi bir uyum bulunuyor. Uyumlu çalışan bir grubuz. Biz de oyuncu kadrosu olarak bu gurubun tamamlayıcı ve en önemli parçalarından biriyiz. Söyleşinin başında da söylediğim gibi zaten büyük hedeflere oynamak için burayı tercih ettim. Takım olarak hem Avrupa’da hem de ligde en yüksek hedeflere oynayacağız. Gidebildiğimiz en yüksek noktalara gideceğiz. Bunun için de sezon boyunca büyük bir mücadele vereceğiz. Şurası şüphesiz ki takımına tutkuyla bağlı bir taraftarın varlığı nereye giderseniz gidin size bir oyuncu olarak büyük bir motivasyon verir. Ama ben kişisel olarak da kendi kendimi motive etmeyi bilen, saha içinde odaklanmasını 90 dakika boyunca korumayı sağlayan bir karaktere sahibim. Bu ikisi birbirini tamamladığında sanırım yüksek bir motivasyonla oynayacağım.    Leicester’da taraftarlarla ilişkim gerçekten çok iyiydi. Oynadığım ilk maçta Manchester City’ye bir gol atınca onlarla daha ilk aşamada çok iyi bir ilişki kurmuştum. Trabzonspor’da iyi bir performans sergileyerek taraftarlardan bu şekilde bir geri dönüş almak istiyorum. Futbola başlamamın en büyük sebebi ağabeyimdi. Ağabeyim futbol oynuyordu ve profesyonel futbolcu olmayı istiyordu ancak o bunu başaramadı. Ancak ben O’nun yolunu izledim ve şükürler olsun ki bu imkanı yakaladım. Bununla birlikte çocukken televizyonda izlediğim maçlar, orada yapılan hareketler ve atılan goller benim hayal dünyamda çok büyük bir etki yaratıyordu. Bu da futbolcu olmayı seçmemde çok büyük bir sebepti.  Aslına bakılırsa birçok aile gibi benim ailem de futbola başladığım ilk dönemde futbolu ciddi bir meslek olarak görmüyordu ve futbolcu olmamı pek de istemiyorlardı. Eğitimime devam etmemden yanalardı ama ne zaman ki alt yapıda oynadığım dönemde kulüpten yetkililer eve gelip benim yetenekli olduğumu, bu işte uzun bir yol alacağımı söylemeye başladılar, o zaman ailemin de tavrı değişti. Sonrasında bana destek ve katkıları başladı. Vahid hocayla asla kişisel bir problemim olmadı. O benim kariyerimde çok büyük bir yere sahip bir insan ve beni ilk profesyonel maçıma çıkaran Vahid hocanın ta kendisidir. Paris Saint Germain genç oyuncular için gerçekten çok zor bir kulüp. Çünkü çok büyük paraların döndüğü, büyük ve uluslararası yıldızların geldiği ve oynadığı bir yer. O yapı içerisinde genç bir oyuncu olarak tutunmanız bazen çok zor. O dönemde ben de çok gençtim. Hocayla hiçbir kişisel problemim olmamasına rağmen teknik ekipte bulunan yardımcı hocalardan bir tanesiyle yaşadığım bazı sorunlar nedeniyle bir takım huzursuzluklar olmuştu ve kadro dışı kalmıştım. İlk profesyonel golümün aslında ilginç bir hikayesi var. O dönem Hibernian’da benim hocam olan kişi Falkirk’ten ayrılarak Hibernian’a gelmişti. Bur tercihi Falkirk taraftarları tarafından çokça eleştiriliyordu. Attığım o gol sonrasında hem kendim için çok önemli bir iş yapmış oldum hem de ağır bir şekilde eleştirilen hocama yardım ettim. O yüzden golün anlamı bir kat daha büyüktü.  Hayatımda iki çok önemli dönüm noktası var. Bunlardan ilki iki kızımın doğumları. Diğeri ise Milli Takım’da ilk oynadığım maç. Geleceğe dair hedeflerim kazanabildiğim en yüksek sayıda kupa kazanmak, başarı elde etmek ve uluslararası düzeyde daha tanınır, statüsü daha yüksek bir oyuncu haline gelmek.  Şuana kadar yaşadığım en büyük eksiklik bir oyuncu olarak kulüp takımlarıyla veya Milli Takım’la hiç kupa kazanamamış olmam. Öncelikle kariyerimin ilk kupasını kazanmak istiyorum. Bunu Trabzonspor’da gerçekleştirmek bana büyük bir keyif ve mutluluk verecek.  Ettiğim dualar dışında bana uğur getirdiğine inandığım hiçbir şey yok.  Çok zorlu bir lig oynayacağımızı biliyorum. Bu ligin oldukça zor şartlarda oynandığını biliyorum. İyi oyunculara karşı mücadele edeceğim. Bu mücadeleye de gerek ben gerek savunmadaki arkadaşlarım ve takım arkadaşlarımın hepsi hazırız. Zorlu bir dönem yavaş yavaş yaklaşıyor. Bu dönemde hep yanımızda olacaklarını biliyoruz. Taraftarlarımızın sahada enerjimizin bittiği anlarda bize itici güç olmalarını diliyorum.
Editör: TE Bilisim