Yıldız maç kazandırır takım şampiyon yapar - Lemi Çelik (Sözcü) 

Trabzonspor bu sezon oynamış olduğu futbolla ve kazanmış olduğu derbiler ile şampiyonluğun en büyük favorisiydi. Büyük bir avantaj yakalamıştı. Ama artık matematiksel olarak şansı olsa bile ligin bitmesine 3 maç gibi kısa bir süre kaldığı için Başakşehir daha avantajlı gözüküyor. Nedenlere bakacak olursak;

1-Futbolda iki prensip vardır; hücum ve savunma. Maalesef Trabzonspor hücum olarak çok iyi oynamasına rağmen top rakibe geçince savunma prensipleri adına hiçbir şey yapmıyor. Baskı ve pres yok. Rakibin oyunu istediği gibi oynamasına müsaade ediyor. Rakipler çok rahat oyunun yönünü değiştirip, hızlı hücumlarla direkt Trabzonspor defansıyla karşı karşıya kalıyor.

2-Hüseyin Hoca takımı öne geçtiken sonra rakibinin ataklarına karşı en azından skoru koruma adına oyuncularını hazırlaması gerekiyordu. Değişikliklerini de buna göre yapmalıydı. Ancak ortaya çıkan tabloda başarılı olduğunu söyleyemeyiz.

3-Bir takım şampiyonluğa savaşarak ve oynayarak gider. Micheal Jordan’ın dediği gibi: “Yıldızlar sadece maç kazandırır. Takım şampiyon yapar.” Trabzonspor’un çok özel yetenekli oyuncuları olmasına rağmen bir türlü takım halinde savaşmayı öğrenemedi. Sonuç olarak; zorlu mücadeleleri kazanıp kendi sahanda kolay maçlarda puan kaybediyorsan demek ki zihinsel olarak iyi hazırlanmıyorsun.

Kaybetmenin korkusu - Ümit Genç (Sözcü) 

Pazar akşamı Galatasaray'ı devirip yeniden şampiyonluk havasına giren Trabzonspor'un 3 günde kaybetme psikolojisine nasıl döndüğünü çok çok merak ediyorum açıkçası... Antalyaspor 9 eksikle geldiği Trabzon'dan puan alabildiğine ne kadar şaşırdıysa Başakşehir de Denizli galibiyetinin bu kadar işe yaradığına o kadar şaşırmıştır.

An itibariyle şaşırtmayan tek şey ise klasik Trabzonspor dengesizliği... 1-1'i yakalaması 7 dakika, 2'inci penaltıdan öne geçmesi ise 28 dakika süren takımın bu kadar çabuk döndüğü maçı alamaması çok büyük bir tramva. Üstelik bu seferki şampiyonluğu mucizelere bıraktıracak cinsten bir sonuç...

Şampiyonluk kovalayan Trabzonspor'un Antalyaspor kaybı ne 2 hafta önceki Ankaragücü kazasına ne de 90+5'te Alanya'da bıraktığı 2 puana benziyor. Bu sefer tahribat çok fazla. 90 dakika tek şut atamadan maçı bitiren takımın tek sıkıntısı hocasının yaptığı yanlış tercihler olamaz. Oyuncularda kaybetme korkusundan doğan moral bozukluğu, kazanma arzusunun kat kat üzerinde maalesef.

Başakşehir'in kazanarak gelmesiyle artan bu durum Trabzonspor'a Antalyaspor önünce çok acı bir 2 puan kaybettirdi. Yekta'nın skoru 2-2 yapan golünden sonra kalan yarım saatte maçı alabilmeye inanan bir tane surat ifadesi yoktu sahada.

Galatasaray galibiyeti o motivasyon kaybını geri getirir düşüncesindeydim ama yanıldım. Oynamasa da kazanmayı bilen taraf Başakşehir. Öne geçtikten sonra ayakları titremeye başlayan taraf ise Trabzonspor.

Bu yarışta kalan 3 haftanın hala sürprizlere gebe olabileceğini düşünüyorum. Ama Başakşehir moral olarak da artık büyük avantajı yanına aldı.

Şampiyonluğu çöpe attılar! - Erman Özgür (Fanatik) 

Trabzonspor'un vasat oynadığı ilk yarıya bakınca skor oldukça iyiydi. Halbuki Galatasaray maçının morali ya da Antalyaspor'un en özel oyuncularının olmayışı ile birlikte avantajı fazla, şampiyonluğu isteyen bir takım görüntüsü olmalıydı.

Yine de Ndiaye'nin hatası Trabzonspor'u demoralize etmedi ve organize olmadan da Antalyaspor'u 2 kez hataya zorlayarak Sosa ile skoru aldılar. Trabzonspor'un klasik hastalığı, düşük tempo ile başladı.

Bu oyuna Nazım ile kaçan pozisyonla uyarı yapan Antalyaspor dikkate alınmayınca Yekta cezayı kesti. Trabzonspor İstanbul'daki Galatasaray galibiyetini ve şampiyonluk şansını adeta çöpe atarak sezonun emeklerini bırakmış oldu.

Fırtına'yı stres uyuşturdu - Mehmet Demirkol (Fanatik) 

Antalyaspor sakatlıklar ve cezalılar yüzünden 5 değişiklik hakkı olan maça 2’si kaleci 5 yedekle çıkmak zorunda kaldı. Şampiyonluğun güçlü adayı Sörloth’lu, Sosa’lı Trabzonspor ilk yarıda 2 penaltı golü buldu ama başka bir isabetli şutu yoktu. 3. isabetli şut maçın sonlarına doğru ve çok zayıf geldi. Bordo-Mavililer'in rakip yarı alana bu kadar ağır geçtiğini en kötü oynadığı maçta dahi hatırlamıyorum.

Tamer Hoca ön alan baskısını orta sahayla bütünleştirmeyi çok iyi başardı. Kalecisiyle asist yapabilen, sol bekiyle gol bulabilen Trabzonspor rakip ceza sahası içinde duran toplar dışında hiç şans bulamadı. Bunda stres ne kadar rol oynadı bilmiyorum. Ancak oyun ezberini bu kadar kaybedecek kadar stresli olmak ancak kaygı seviyesinin bir uyuşukluk yaratmasıyla mümkün olabilir.

Öne geçtiği maçlarda dün 24. puanını kaybetmiş olmaları başlı başına ligdeki genel durumlarını anlatıyor, tamam. Ama Trabzonspor’un son maçlarda rakip kaleye gitme konusunda gittikçe büyüyen bir sorun yaşaması daha önemli bir düşüş nedeni. Çünkü Trabzsonpor hiç oynamazken dahi mükemmel goller atarak buraya kadar geldi. Dün ne kanatlardan, ne merkezden eksik Antalya savunmasını zorlayabildiler. Stres onları gerçekten uyuşturmuş gibiydi.
 
Editör: TE Bilisim