Trabzonspor’un sezon başında Alanyaspor’dan kadrosuna kattığı Yunan orta saha oyuncusu Manolis Siopis, çarpıcı açıklamalar yaptı. Ailesi ile birlikte Trabzonspor dergisinin konuğu olan Siopis, Bordo-Mavili formayı ilk giydiği Sivasspor maçının yanı sıra 3-1 kazanılan Fenerbahçe maçı sonrası yaşadığı duyguları anlattı. Siopis ve eşi Irini’nin açıklamaları şöyle:

Bizleri evine kabul ettiğin için çok teşekkür ediyoruz. Biraz futboldan konuşalım istersen. Futbola ne zaman ve nasıl başladın?

SİOPİS: Futbola çok küçük yaşlarda, evimizin bahçemizde babamla beraber oynayarak başladım. Asıl futbola başlama hikayem ise köyümüzdeki akademi ile oldu. Dokuz yaşlarında akademiye gittim. Babam zaten yaşadığımız yerde amatör futbol oynuyordu. Amatör olarak oynadığı zamanlarda 3. Lig’den teklif almış fakat dedem gitmesine müsaade etmemiş. Çiftliğimiz olduğu için orada çalışması adına futbolcu olmasını istememiş. Daha sonra ben ve erkek kardeşim dünyaya geldikten sonra bize futbolu öğretti, futbolu sevdirdi. Belki de kendisi hayallerini gerçekleştiremediği için bizim hayallerimizi yaşamamızı istedi.

Ailenden bahsedelim mi biraz? Kaç kardeşsiniz?

SİOPİS: İkiz kardeşlerim daha var. Biri erkek ve diğeri kız.

Futbolda bu kadar iyi yerlere geleceğini düşünüyor muydun? Antrenörlerin yeteneğini ne zaman keşfettiler?

SİOPİS: Açıkçası Yunanistan’da yaşadığım yerden ayrılıp on dört yaşında Atina’ya Olympiakos’un altyapısına gittiğimde profesyonel hayata ilk adımımı attım. On dokuz yaşındayken Ujinidis adında bir hoca beni gördü ve istedi. Oradan bir yıllığına hocanın istediği kulübe kiralık olarak gittim. Bana güvenen ve Yunan Süper Ligi’ne adım atmamı sağlayan hocam oydu.

Futbolcu olmasaydın hangi mesleği yapardın?

SİOPİS: Bilmiyorum, açıkçası pek düşünmedim. Ancak bütün ailem çiftlikte şu an, muhtemelen ben de orada olabilirdim.

Türkiye ve Yunanistan kültürel olarak birbirine çok yakın ülkeler bunun hakkında neler söylersin?

SİOPİS: Trabzon’a gelmeden önce arkadaşlarım biraz önyargılıydı. O yüzden bana hep önyargıyla karışık yorumlar yapıyorlardı. Ancak; Türkiye’ye geldiğimde fark ettim ki aslında çok fazla benziyoruz. Hatta aynıyız bile diyebilirim. Sezon başında Trabzon’a geldiğimde ise bunun kat kat fazlasını gördüm. Çünkü tamamen aynıyız. Trabzonlular da bizim gibi, Yunanlar gibi. Çok hareketli, çok enerjik ve çok çılgınız.

Taraftarlarımızın sana gösterdiği sevgi onların da kendilerine yakın hissetmesinden kaynaklanıyor. Sen de bunu hissedebiliyor musun?

SİOPİS: Trabzon’a geldiğim ve ilk maçımı oynadığım günden itibaren söylediğiniz gibi bu sevgi, samimiyet ve sıcaklığı en derinden hissettim. Yanlış hatırlamıyorsam Sivasspor maçıydı. Müsabakanın 75. dakikasında oyuna girdiğimde ve topu ayağıma aldığımda tribünlerde o sıcak samimiyeti hissettim. Benim bir oyun tarzım var, elbette ki ait olduğum kulübüm için futbol oynuyorum ancak taraftarlarımız için de oynuyoruz bu oyunu. Bunu tarif etmek gerekirse asker gibiyim diyebilirim. Bu şekilde oynarım ve o sebepten dolayı taraftarlar da beni çok severler. Ben de bu sevgiyi ilk andan itibaren hissettim ve bununla birlikte kulübümüz için en iyisini vermeye çalışıyorum.

Trabzon’a gelmeden önce şehir hakkında hiç araştırma yapmış mıydın? Yemek konusunda düşüncelerin neydi, nelerle karşılaştın?

SİOPİS: Alanyaspor’da oynarken deplasmana Trabzon’a gelmiştik. Trabzon’daki oteldeki restorana girdiğimizde bir de ne göreyim, Hamsi yapmışlar. Yunanistan’da da biz hamsiyi çok yaparız ve ben de aşırı derece çok severim. Restorandaki çalışanlara sorduğumda Trabzon’da hamsinin en iyisini bulunabileceği yerlerden biri olduğunu söylediler. Ben koskoca bir tabağı bitirdim. Hatta Bakasetas beni görüp “Ne yapıyorsun : )” demişti. Hamsiyi çok seviyorum, buradaki hamsiyi daha da sevdim.

Eşinden bahsedelim istersen. Irini ile ne zaman tanıştınız?

SİOPİS: Alanya’ya gitmeden yaklaşık altı ay kadar önceydi. O zaman Selanik’te oynuyordum ve eşim de oralıydı. Selanik’te sürekli gittiğim bir berber dükkanı vardı ve Irini orada çalışıyordu. İlk başta siyah saçlarını görünce şoka uğradım ama sonra muhabbetimizi ilerlettik.

Eşinin futbolla ilgisi var mıydı, seni tanıyor muydu?

SİOPİS: Tabii ki… Irini futbolcu olduğumu biliyordu ama ilk başta benden hoşlanmamıştı. Daha sonra benim karakterimi tanıyınca işler düzeldi. İlk tanışmamızda bir akşam yemeğine çıktık. Sonra beni tanıyınca düşünceleri değişti. Daha doğrusu Manolis’i tanımış oldu. Siopis benim futbolcu kimliğim, Manolis ise gerçek karakterim diyebilirim.

Nasıl evlenme teklif ettin?

SİOPİS: İki yıl kadar önce yılbaşından birkaç gün önce evlenme teklif ettim. Ailem ile birlikte hep beraber Yunanistan’daydık. Bir anda ışıkları kapattık, ben diz çöktüm ve evlilik teklif ettim. İlkinde şaka yaptı zaten “hayır” dedi. Ben şok oldum ama daha sonra tabii ki kabul etti.

Irini istersen biraz da senden bahsedelim. Trabzon ile ilgili düşüncelerin nedir, neler hissediyorsun burada?

IRİNİ: Trabzon’u çok seviyorum. Büyük ve sempatik bir şehir. Denizi, yeşil doğası ve dağları var. Alanya’ya kıyasla daha farklı. Soğuk olmasını seviyorum. Güzel yemek yapan restoranlar var. Trabzon’da mutlu olduğumu söyleyebilirim.

Siopis’in evdeki tavırları nasıl? Birlikte antrenman haricinde, boş zamanlarda neler yapıyorsunuz?

IRİNİ: Siopis evde daha sakin diyebilirim. Genellikle sabah dokuz çeyrek gibi uyanıyorum. Siopis de antrenmandan geldikten sonra biraz çocuğumuzla oynuyor ve dinleniyor. Dinlendikten sonra çoğunlukla Bakasetas ile buluşup yemeğe gidiyoruz. Daha sonra bebeğimizin sosyalleşmesi adına alışveriş merkezine gidiyoruz. Onun insanlarla tanışması, sosyal hayatla tanışması benim için çok değerli.

Vücudunda dövmeler görüyoruz bunların bir anlamları var mı?

SİOPİS: Dövmelerimde ailemden herkesin isimlerinin baş harfleri var. Genellikle ailem ile ilgili şeyleri dövme olarak yaptırıyorum. Şimdi de bebeğimizin doğum tarihini yaptırmayı düşünüyorum.

Kulüpte en iyi anlaştığın oyuncu kim?

SİOPİS: Tabii ki Bakasetas… Onunla beraber üç yıl oynadık.  Onun dışında ise Yusuf Sarı. Onunla da çok eğleniyorum, çok şakalaşıyoruz. Takım arkadaşlarımızın hepsi genelde çok iyi, çok pozitif insanlar.

Fenerbahçe galibiyetinin ardından atmosfer nasıldı, neler söylemek ister?

SİOPİS: Açıkçası harikaydı… Pandemi kısıtlamaları olmasaydı tamamen dolu bir statta taraftarlarımızla birlikte oynayacaktık. Ancak yine de yarı dolulukta bile muhteşem bir atmosfer vardı. Galibiyetten sonra zaten hep birlikte dans ettik. Ben Kolbastı’yı izlemiştim. YouTube’da 2010 – 2011’den bir video var. Bir final maçı sonrası sanırım, Ceyhun orada oynuyordu. Hatta altmış bir bin kişi vardı stadyumda. Onu izlemiştim harikaydı ve onu şimdi ben yaşadım. Çok güzeldi.

Kolbastıyı nasıl buldun, öğrenmek ister mi?

SİOPİS: Olabilir, neden olmasın. Zaten bizim okulumuzda da buna benzer bir dans vardı. Daha önce denemiştim orada.

Trabzon’da tarihi yerleri gezme fırsatı bulabildi mi?

SİOPİS: Maç ve antrenman temposundan henüz her yeri gezme fırsatı bulamadım. Milli arada eşimle birlikte Sümela Manastırı’na gittik. Belki fırsat bulabilirsem Uzungöl’e de gitmeyi düşünüyorum.

Bizim soracaklarımız bu kadar. Sizin eklemek istediğinizi bir şey var mı?

SİOPİS: Ben ve eşim bu güzel sohbet için çok teşekkür ediyoruz.  


 

Editör: TE Bilisim