MUHSİN YAZICIOĞLU SUİKASTİ VE ÇOKLU YAPI!

Tam 12 yıl geçti bu suikastin üzerinden...

Ve her geçen gün; bu dosyanın ne kadar girift, çoklu bir örgütlü yapının ortaklaşa düzenlediği bir suikast olduğunu ve birden çok sac ayağının olduğunu gözler önüne seriyor.

Meselâ yıllarca; Muhsin Başkan'ı taşıyan helikopterin üzerinde uçan jetlerden ve bu jetlerin yaptıklarından habersiz bir soruşturma yapıldı.

Bu jetlerde ki pilotların fetö bağlantısı ve hattâ fetö'nün asker uzantısı yapılanması içerisinde ki en iyi ve becerikli pilotlardan; yani işinin erbabı olan profesyonellerden seçildiği ortaya çıkıyor.

Peki neydi bu jetlerin hedefi???

Tabiki de Muhsin Yazıcıoğlu'nu taşıyan helikopterin dengesini bozacak bir hava akımı oluşturmak ve helikopteri türbülansa sevketmek ki; bunda da başarılı oldular.

İşin bir başka ilginç tarafı ise; bu suikastte parmağı olan dış güçlerin, yurtdışındaki fetö yapılanmasının ve bu yapının yurtiçi ayağının da bu suikastin önemli birer donesi olması.

Kaldı ki Hrant Dink suikastinde de benzer yapıların rol aldığı da davanın netleştiği zaman diliminde ortaya çıkıyor.

Peki nedir bu fetö suikastlerinin ortak noktası???

Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Hrant Dink ve Muhsin Yazıcıoğlu suikastlerinde hedef alınan bütün bu T.C vatandaşlarının ortak yönü; vatanperver, vatansever veya yurtsever payda da buluşması.

Çünkü fetöcüler için vatanseverlik gibi bir olgu; asla bu hainlerin damarlarında dolaşmaz.

Onların varoluşlarının temelini ve özünü; kuruluşundan itibaren Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölmeye yönelik olarak çalışan emperyalist güçler oluşturur.

O yüzdendir ki; hiçbir fetöcünün sicilinde "vatanperver, vatansever veya yurtsever" ifadesinin geçtiğine inanmıyoruz...!!!

Tabi ki içerideki iş birlikçileri; bu istihbarati bilgilerle oynamadığı ve bunları kendi menfaatlerine göre değiştirmediği sürece.

Muhsin Başkan suikastinde ortaya çıkan enteresan bir önemli diğer done ise; helikopter havalandıktan sonra içeriye dolan ve özellikle pilot kabininde ortaya çıkan % 27 oranında ki karbon monoksit gazı hususunda.

Yani elde olan birçok veri ve sav; bunun tam manâsıyla aleni bir suikast olduğu yönünde.

Peki esas soru ne?

Neden bu sefer başka birisi değilde özellikle Muhsin Yazıcıoğlu hedef seçilmişti

Cevabı ise çok basit...

Çünkü Muhsin Yazıcıoğlu daha yıllar önce sağ-sol çatışması vb. sebeplerle ülkenin bütünlüğünü bozucu birçok yabancı güç odaklı aksiyonun, bu devlete birçok zararlar verdiğini görmüş ve siyasetini de ne sağ ne sol; bilâkis bütünleştiricilik ve farklı siyasi tercihlere rağmen, aynı bayrağın altında yaşayabilmek çizgisi üzerine inşa etmişti.

Altını özellikle çizmemiz gereken nokta ise; fetönün bütün suikastlerinin bu tarzda ki ve yapıda ki yurttaşları hedef alarak yapması.

Abdi İpekçi, Hrant Dink, Uğur Mumcu vb. bütün suikastlerin ve hedefte ki bu kişilerin ortak noktasının; bağımsız birer değer olarak yaşam sürmeleri ve toplumun her kesimini kucaklamalarıdır.

İşte fetönün hiç haz etmediği, sevmediği hattâ tiksindiği bütün T.C vatandaşlarının; özünde vatansever, toplumsal barışı hedefleyen ve toplumun her kesimine hitap eden, her kesiminden hitap ettiği yurttaşlar olan ve bağımsız hareket edebilme özgürlük alanına sahip olduğunu görürsünüz.

Bir diğer soru ise şu???

Peki bu suikastlerin failleri neden bulunamıyor veya deşifre edilmiyor?

Nacizane biz, kendimiz, bizzat; bu suikastleri gerçekleştirenlerin muhakkak Devlet tarafından tespit edildiğine ve Devlet tarafından bilindiğine inanıyoruz.

Aksini düşünmek; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yapılacak en büyük hakaret olsa gerek ki; T.C Devleti'nin bu suikastlerin iç yüzünü, arka plânını, görünenini ve görünmeyen buz dağını deşifre edecek istihbaratı, deneyimi, gücü ve yeterliliği mevcuttur.

Kaldı ki Muhsin Başkan; ömrü mücadele ile geçmiş, yıllarca boşu boşuna hapishanelerde yatmış, bu süre zarfında birçok kez ölümlerden dönmüş, sürekli aktif çatışmaların içinde yer almış biri olarak defalarca da ölüm tehditleri almıştır.

Fakat çok iyi biliriz ki Muhsin Yazıcıoğlu'nun yürekli, baba yiğit, bıçkın ve vatanperver tarafı; bütün ölüm tehditlerini elinin tersiyle iter ve itmiştir de...!!!

Muhsin Yazıcıoğlu'nu yakından tanıyan herkes bunu çok iyi bilir...

Muhsin Yazıcıoğlu'nun; gençlik yıllarında, O'ndan yaşça daha ufak olan ve daha sonra da ülküdaşı olan, Asala terör örgütünü dağıtan beyin takımında yer alan Abdullah Çatlı'yı ölümden nasıl da kurtardığını herkes bilir...!!!

Yani dememiz o ki; korkusuz, yürekli bir vatan evlâdından dem vuruyoruz.

Temennimiz odur ki; en kısa sürede, bu suikastle zerre alâkası olan herkes muhakkak adaletin önüne çıkarılır.

ÖNEMLİ NOT: 28 Şubat'ın akabinde, Ak Parti kurulmadan önce, merkez sağda oluşan boşluk zamanında yapılan anketlerde; Muhsin Yazıcıoğlu'nun, her ankette, en büyük iktidar alternatifi olduğunu ve önemini hatırlatmayı bir görev addederiz.

Selâm ve muhabbetle sevgiler&saygılar