Trabzonspor’un büyük tezgâhın sonunda şampiyonluğu elinde alındı. Yaşanan olaylar taraftarlarda büyük bir travma meydana getirdi.Haksızlık,adaletsizlik, hukuksuzluk yürekleri yaktı. Küme düşmenin kaldırılması bu oyunun en belirgin kanıtı oldu.
2010-2011 yılında Süper kupa hakkını Trabzonspor hem lig şampiyonu hem de kupa şampiyonu olarak oynama hakkını elde etti. Ne hikmetse o yıl süper kupa oynanmadı.

Bu yıl Trabzonspor şahsi emellerine alet edenler, onu mağdur edenler yine Trabzonspor üzerinden oyun oynamaya devam ediyor.Süper Kupa maçı Katar’da oynanacaktır diye.Bu kararı Başkan Ahmet Ağaoğlu ve yönetimi kendi başlarına alamaz. Mutlaka hem güven tazelemek hem de bu kararı verecek olan olağanüstü genel kurula gidip genel kurul üyelerine sormalıdır.!!!
Çünkü açıklığa kavuşması gereken konular vardır; Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir açıklama yapıyor “küme düşmenin kaldırılması kararını önce kulüpler birliği oy birliği ile aldı. Daha sonra yönetim kurulu oy birliği kabul etti” Ahmet Ağaoğlu ben böyle bir karara imza atmadım diyor.!!! Burada kim doğru kim yalan söylüyor.Açıklığa kavuşturulması gerekir.
Şayet bu imzanın altında Başkan Ağaoğlu ile Trabzonspor adına Federasyon yönetiminde bulunanlar varsa hemen istifa etmeli dirler.İmzaları yok da varmış gibi onların adına açıklama yapan federasyon başkanı yalan söylüyorsa o istifa etmelidir.
Trabzonspor tarihinde mertlik, dürüstlük, lekesiz bir geçmiş yatmaktadır. Ayak oyunlarına alet edilirken ne hikmetse siyasilerinde, başkanın dan, abilerinden tek bir söz duyamadık. Onlar işler yolunda giderken sahne alıyor, zor günde ara ki bulasın.!!!
Trabzonspor onurlu duruşunu göstererek süper kupa maçına çıkmamalıdır.Bu bütün dünyaya temiz futbol için verilebilecek en güzel mesaj olacaktır.



Trabzonspor değil!!! Bu yönetim Trabzonspor’un haklarını savunamamıştır.Özkan Sümer zamanında ben haklarını savunamadığım kulüpte başkanlık yapmam demiş istifa etmişti. Belki bu yönetim Özkan Sümer gibi duruş sergilemese de genel kuruldan mutlaka güvenoyu almalıdır.Trabzonspor Süper Kupa maçına çıkmamalı!!! Katar Trabzonspor’a ne katar!!!
 
TÜRK FUTBOLUNA ALLAH RAHMET EYLESİN
 
Covid-19 la yaşanan Pandemi sürecinde Türk Futbolu yaşatılan olaylarla tarihe kara bir leke olarak geçecek şekilde yok edilmiştir. Dünya liglerinde bir çok ülke ligleri kaldığı yerle onaylarken bazı ülkelerde pandemi sonrası maçlarını oynatmış sıralamaya göre liglerini tescil etmiştir.

Ancak ülkemizde yapılan uygulamanın bir benzeri yoktur. Federasyon Başkanı kalan 8 maç için yayıncı kuruluşun ödeme yapmasını bahane edecek, bilim kurulu biz her şeye karışırız ama futbola karışmayız diyecek, sıralama için ligler de kesin olarak maçlar oynatılmadı diyeceksiniz, sene başı tüzüğünüzde böyle bir karar yokken, sene sonunda keyfi kararla biz küme düşmeyi kaldırdık diyeceksiniz. Yok, böyle bir şey.!!!

Futbol bir oyun olmaktan çıktı. Tiyatro bile denemez. Çünkü tiyatro da bile yazılan metin üzerinden oyun oynanır. Bu orta oyunun da yazılı metin kurallarının dışına çıkılmıştır. İnanıyorum ki idarenin verdiği haksız ve hukuksuz bu karar açılacak bir dava da idare mahkemesinden geri dönecektir.

Başakşehir ile Trabzonspor arasındaki şampiyonluk rekabetinde Galatasaray çok çabuk devre dışı bırakıldı. Yazık oldu .Türk futboluna çok katkı veren Muslera’ya!!! Birileri oyun oynarken ayağı iki yerden kırdı. O hala futbolun adaletli oynandığını zannediyordu. Bari biri Muslera’ya kendini fazla zorlama biz sıralamayı yaptık deseydi.!!!



Kalan 8 maçta Trabzonspor; Başakşehirin oynadığı rakiple bir hafta sonra oynuyordu. Özellikle küme düşme hattında olan takımların “pisikolojik doping” le mücadele etmeleri çok ilginç geliyordu.

Türk futbolunda bu kararları alanlar siyaset böyle istedi diyerek çok kolay sorumluluklarını unutabiliyor.Ama Türk halkı bu karara imza atanları asla unutmuyor. Unutmayacak.İşin acı yanı ülke futbolunun itibarsızlaştığı bir ortamda dünya futbol otoriteleri bir anlam veremiyorlar.

1995-1996 yılında şampiyonluğu elinden alındı. 2010-2011 yılı Şampiyonu Trabzonspor’u şampiyonlar ligine yollayıp kupasını vermediler. Pandemi bahanesiyle Trabzonspor’u bu yılda mağdur ettiler.Ona gönül vermiş 20 milyon taraftarının ağlattılar.
Futbol Federasyonunu yönetenlerin MHK’siyle, Tahkimiyle, Disiplin kuruluyla, Temsilciler kuruluyla onurları varsa artık o koltukta bir dakika bile istifa etmeleri gerekir. Türk futboluna yapacakları son hizmet bu olur…Gözü yaşlı Trabzonspor taraftarı Allah’ın adaletine inanıyor.Unutulmasın Allah yarına bırakır ama kimsenin yanına bırakmaz!!!

UĞURCAN SATILIRSA !
 
TFF, Süper Lig’de mücadele verecek olan kulüplerin harcama limitleri belli oldu.Trabzonspor'un harcama limiti 132 trilyon ile 152 milyon trilyon arasında.Bordo-Mavili takımın transfer yapabilmesi için mutlaka 20 milyonluk bir transfer yapabilmesi lazım. Hak böyle olunca yurt dışında transferi alan genç kaleci Uğurcan Çakır,büyük olasılıkla satılacak.Trabzonspor kurmayları Uğurcan’ı en yüksek para teklifi veren Avrupa Kulübü’ne vermek niyetinde.Uğurcan da Avrupa’ya gitmek istiyor.Ancak her şeyi yönetime bırakarak Trabzonspor’un daha çok kazanması eğilimini taşıyor.



TRABZONSPOR’DA OYNAYAN MI OLMALI ?
 
Trabzonspor’da yeni teknik direktör İngiliz antrenör Eddie Newton oldu. Newton teknik kadrosunun İngiltere’den seçecek. Ancak İngiliz hocanın yanına bir Türk teknik adam verilecek. İşte bu antrenör kim olacak ? Trabzon’da bu konuda yerlinin yerlisi, Trabzonspor’da forma giyeni, giymeyeni araya birilerini sokarak bu makama gelebilmenin çabasını gösteriyor.Bana göre bu isim Trabzonspor’da futbol oynamamış ve de bugüne kadar Bordo-Mavili takımda görev yapmamış birisi olmalı.
 Kulübün içindeki ‘ Nöbetçi Antrenörler' ise kulislerini duayenlerle sürdürüyor.Bu kişiler Trabzonspor’a bugüne kadar hiçbir şey vermemişler ve Bordo-Mavili Kulübü, kendilerine sürekli bir ‘Para kapısı’ olarak görmüşlerdir.Görevdeyken susmuşlar,görev dışın dayken ise sinsice teknik direktörlerin kuyularını kazmışlardır.


 
KARADENİZ DSİ’YE HAKSIZLIK!
 
TFF, BAL’dan 3.Lig’e aldığı takımları araştırdığımız 3. Grup’ta mücadele veren Trabzon temsilcisi DSİ Karadenizspor’a büyük haksızlık yapıldığı ortaya çıktı.TFF, İstanbul’dan bir gruptan dört takım 3.Lig’e alırken, grubunda birinci sırada yer alan Arhavispor’u terfi ettirirken, ikinci sırada yer alan DSİ Karadenizpor’a ise eşit davranmadı.Trabzon Amatör spor kulüp yetkilileri neden DSİspor'a yapılan haksızlık karşısında harkete geçmediklerinie bir anlam vermedim. DSİ spor Trabzon'da üvey evlat muamelesi görmesini doğru bulmuyorum.TFF’nin bu tutumu DSİ Karadenizspor yöneticileri tarafından eleştirildi.DSİ Karadeniz’e yapılan bu haksızlık yeşil-beyazlı camiada üzüntüye neden oldu.


 
İRFAN'NIN BARCELONA FORMA JESTİ
 
İrfan Taşan çok küçük yaşlarda İdmanocağı alt yapısında oynarken tanıdım onu.Oradan A takıma yükselme derken, Hatay Kırıkhan'a profesyonel futbolcu olarak transfer oldu.Sonra ver elini Avrupa diyerek Fransa'nın yolunu tuttu.
Burada profesyonel futbol yaşantısını sürdürdükten sonra meşin yuvarlağa son noktayı koyup Avrupanın ünlü takımlarında Socuat ekibinde göreve başladı.

Önce Marsilya'da başlayan görev başarılı çalışmalarının ardından İngiltere'nin köklü takımı Arsenal'a kadar uzandı.Ünlü Fransız Teknik Direktör Arsen Wangner ile bir kaç yıl çalıştıktan sonra futbolda dünyanın bir numarası İspanya'nın ünlü takımı Barcelona'nın Socuat ekibine katıldı.

13 yıldır da Barcelona Socuat ekibinde görev yapıyor.Barcelona'nın kadrolu çalışanı olan İrfan kardeşimle Salı günü Trabzon'da buluşup koyu bir sohbet yaptık.Daha çok Türkiye ve Afrika ülkelerinde 17-19 yaş gruplarındaki futbolcuları izleyen İrfan Taşan; Rize, Hatay ve Bayburt'ta tesbit ettiği futbolcuların aileleri ile bir araya gelip bu çocukların Barcelona'nın alt yapısına getirmek için izin belgelerini alıyor.



Şu anda Barcelona'nın alt yapısında kendi oğlu ile birlikte 4 tane Türk oyuncusunun olduğunu, bu sayıyı arttırmaya çalıştıklarını söyledi. Kendsiyle uzun bir sohbet yaptım. Sohbet sonlanınca İrfan kardeşim bana Barcelona'nın iki formasını hediye etti.Bu jestinden dolayı İrfan Taşan kardeşime çok teşekkür ediyorum.Yolu açık olsun.