Bilgisayar oyunlarının kilometre taşlarından birdir Süper Mario. İşçi tulumuyla bir  kapıdan girilip bayrak direğine asılana kadar türlü zorluklarla mücadele edilen, yol boyunca puan ve hediyeler toplanarak yol alınan bir oyundur. Yeni nesil oyunların atası olarak ta kabul edebiliriz. Bu oyunun içerisinde Süper Mario oynayanların iyi bildiği kıymetli bir iksir olan büyütme iksiri denilen bir hediye vardı. O tuğlayı kırıp o iksiri aldığınızda o küçük muslukçu büyük kocaman bir dev oluverirdi. Boyutunun büyümesinin yanında gücüde artar, ayrıca da ilk hatanızda ölmezdi. Oyuncular olarak bizler de; İlk hatada ölmeyeceğimizi bildiğimiz için karşıdan gelen ateşlerin ve kaplumbağaların üzerine daha bir güvenle giderdik.
 
Ben Süper Mario’nun üzerinde koştuğu ve türlü engellerle boğuştuğu platformu Süper lig maratonuna, O özgüveni artıran büyüme hediyesini de Fenerbahçe maçlarına benzetiyorum. Süper Mario nasıl büyüme iksirini aldığında kocaman oluyordu ise, Trabzonspor'da Fenerbahçe maçlarını kazandıktan sonra özgüven olarak, oyun olarak büyür ve rahatlar.
 
Fenerbahçe maçının kazanılması demek camiaya bir soluk, başarısı sorgulanan başkana bir nefes, Yerine hoca bakılan Newton’a devre arasına kadar avans demektir. Oyununu ve kendilerini geliştirme noktasında yeni transferlere zaman kazandırması, eskilerle yenilerin kaynaşmasına zemin oluşturması açısından hayati manada önemlidir.
 
Tabi bunlar benim fikirlerim, benim maça yüklediğim anlamlar ama neticede benim senin duygularının, hatta taktik tahtasında ki yazılanların çizilenlerin de bir yere kadar hükmü var. Oyuncu yeşil zemine adımını attı mı bambaşka bir dünya başlıyor onlar için. Artık amir memur ilişkisi kalmıyor.
 
Kralda o padişah da, amirde...
Bu kadar maç önü lakırdısı yeter şimdi gelelim maça;
Trabzonspor ideal 11’de farklı olarak karantinada ki Abdulkadir Parmak yerinde Kamil Ahmet, Pereira'nın yerinde de Serkan tercihi ile oyuna başladı.
 
Oyunu Trabzonspor kendi alanında kabul ederek maça başladı, rakibinin gücünü test eden bir boksör misali. İlk 20 dakika da iki ekipte iki gollük pozisyon üretmeyi başardı. Dakika 22'de Sosa forma renklerini karıştırıp kendi takım arkadaşını bozunca Afobe ayağına gelen şansı tepmedi ve skoru TS lehine değiştirdi. Golü takip eden dakikalarda da gol öncesi olduğu gibi oyun TS yarı sahasında geçiyormuş gibi gözüktü. Gözüktü gözükmesine ama buna rağmen hızlı çıkışlarla gollük pozisyonlara giren taraf yine Trabzonspor oldu.
 
İkinci yarıya Fenerbahçe orta alandan bir oyuncu eksilterek (Sosa) ikinci bir santrafor oyuna alarak başladı (Cisse)..  Ceza sahası içerisinde bir kişi kalabalık olmanın ödülünü bir duran topta (Korner) gol bularak aldı ev sahibi ve skora denge geldi. Gol ile öz güveni yükselen ev sahibi çok geçmeden bir gol daha buldu ve bir anda skoru 2-1 lehine çevirdi. İçerideki iki santraforun Trabzonspor'un tüm defans dengesini bozdu ve yine bir başka duran topta (korner) Fenerbahçe bir gol daha buldu ve skoru 3-1 'e getirdi.
 
Yedek kulübesi kalitesi ve sahaya giren her oyuncunun Oyunu bir adım öteye taşıması sonrası skor ile beraber oyunun hakimiyetini de Fenerbahçe ele geçirdi.
Pandemi sürecinin bir ürünü olan 5 oyuncu değiştirme hakkının, geniş kadro kurabilecek zengin kulüpler lehine futbol dengesini nasıl bozduğuna şahit olduğumuz bir maç oldu.
 
Sonuç itibariyle bizim Süper Mario büyüme iksiri diye zehirli mantar yedi dersek yanlış olmaz…
Olmadı çocuklar bu hiç olmadı...