2021 yılına bir ülke yılı yakıştırması yapmak istesek herhalde İtalyanların yılı demek doğru olurdu. Avrupa şampiyonasında; Kadrosunda bir tane bile mega yıldız barındırmayan İtalya’nın Almanya, İspanya, İngiltere gibi spektaküler takımların önünde ipi göğüslemesi bile önüne ardına bakmaksızın bu apoleti takmasına yeterlidir bana göre.

Bireysel yıldızı olmayan bir ekibin böylesine zor bir organizasyonda başarılı olması ise incelenmesi gereken bir konu lakin bana göre bu başarının temeli fiziki kalite ve organizasyon becerisi. Dolayısıyla hem İtalyan oyuncuların, hem de İtalyan çalıştırıcıların bu organizasyona yatkın olduğunu söylemek doğru bir tanımlama olur bana göre.

Süper lig transfer geçmişine bakıldığında çok bilinmeyen bu Akdeniz ülkesinin bu yıl özellikle Adana Demirspor ve Karagümrük’e hem hoca hem de oyuncu olarak ciddi futbol adamı ihraç ettiğini söyleyebiliriz. Ünlü menajer Süleyman Hurma’nın Fatih Karagümrük’ü bu noktada en fazla İtalyan’a sahip takım olarak karşımıza çıkıyor.

Karagümrük’ün omurgasında Bertolacci, Biglia (cezalı) ve Borini gibi çok önemli italyan oyuncular var. Lakin rakipteki en önemli İtalyan kim diye sorsanız bence rakibin en önemli İtalyanı genç teknik adam Ferioli. Henüz 32 yaşında olmasına rağmen (Yaşıtları hala top oynuyor) ciddi işler yapıyor, yapacak..

Şimdi geçelim maça;

Abdullah Hoca rakibin kadrosundaki sprinter oyuncularda çekinmiş olacak ki ön liberoda güçlü, fizikli ama durağan Berat yerine seri, hızlı ama kısa bir oyuncu olan Siopis'i tercih etmiş. Oyunun başlama düdüğü ile hocanın ne denli doğru bir karar verdiğini hepimiz anlamış olduk.

Beklendiği üzere oyun tempolu, pozisyonlu, heyecanlı bir maç başına sahne oldu.Daha 5nci dakika dolmadan Djaniny kendi kazandığı penaltı ile dengeyi bozdu. Golden sonra bile oyun disiplininden dirhem uzaklaşmayan Ferioli'nin öğrencileri zaman zaman pozisyonlar üretse de daha ciddi pozisyonları kendi kalesinde verdi diyebiliriz.

İlk yarının sonlarında N'wakaeme'nin boş kaleye yüzde yüzlük bir pozisyonda golü atamadığının da notunu ekleyelim

Oyunun ilk yarısına bakılınca sanki Avcı'nın öngörüleri tutmuş, hocaların taktik savaşında daha tecrübeli olan taraf ağır basmış gibiydi.

İkinci yarıya da ilk yarıdan farklı başlamadı takımlar. Pozisyonlar karşılıklı olsa da Trabzonspor'un pozisyonlarında atmak kaçırmaktan kolaydı diyebiliriz. Abdülkadir Ömür 62'nci dakikada, 5 dakika önce daha kolayını kaçırdığı bir pozisyonda mükemmel ötesi bir vuruşla skoru 2-0'a getirdi.

Gol sonrası tam bir taktik savaş vardı Olimpiyat Stadında. Önce Ferioli hamlesini yaptı. Hem oyun formasyonunu değiştirdi hem de yorgun oyuncularını taze kuvvet oyuncularla revize etti. Ev sahibi hocanın hamlelerinin dakikası dolmadan Avcı öyle karşı  hamleler yaptı ki rakibin hamlelerini bir bir etkisizleştirdi.  

Maçta hocaların öylesine yerinde müdahaleleri vardı ki; iki büyük satranç ustasının müsabakasını izliyormuşuz hissi yarattı bizde.

Zorlu bir takıma karşı, çok zorlu bir dönemeçte kazanılan 3 puan için tarifi imkansız keyif diyerek yazıma noktayı koyuyorum.

Teşekkürler çocuklar, en önemlisi teşekkürler Abdullah Hocam, daha da önemlisi teşekkürler Ağaoğlu başkanım..