Eleştiri ateşi tavında tutar

Yeni sezona Atatürk Olimpiyat Stadında adeta şov yaparak  kendisine her zaman ters gelen  Sivasspor’u 4-0 la geçip Süper Kupayı kaldıran, ardından da  İstanbulspor’u yine aynı stadyumda 2-0 mağlup ederek yeni sezona 3 puanla başlayan  şampiyon Trabzonspor  bu yıl da  taraftarını mutlu edecek bir sezon geçirecektir..

Zira şampiyon kadrosunu Nwakaeme hariç korumuştur ve O’nun yerini de bence Trezeguet ile doldurmuştur.

Siz  bakmayın transfer hovardalarını  daha maçlar başlamadan açık ara şampiyon ilan edenlere..

Kısa süre sonra ‘Yakında takke düşer kel görünür’ demiştik..

Fazla da beklemedik..

Baksanıza, Ali Bey’in transfer hovardası Fenerbahçe’si Dinamo Kiev şokunun ardından hiç hesaba katmayıp  ‘Çantada keklik’ gördükleri  Ümraniyespor’dan beraberliği  uzatmalarda kurtarıp bir puana bayram yapıyor..

Kalemşörleri ise saçma sapan bahanelerle kabahati ona buna atıyor.

Murat 124 e geçilen Mercedes şoförü suçu benzinde lastikte arıyor!

                                                                                

Tabi bunları söylerken Trabzonspor açısından her şey de güllük gülistanlık değildir.

Herkesin de bildiği gibi sağ stopere ihtiyaç duyulmaktadır lakin ondan acil takviye bekleyen yer bence orta sahadır.

Çünkü bir sakatlık olmadıktan sonra stoperde şimdilik  idare edersin ama orta saha öyle değil..

Özellikle de Marek Hamsik’in olmadığı maçlarda top tutamayan, oyunun ritmini ayarlayamayan, hatlar arasındaki bağlantıları yeterince sağlayamayan orta saha yüzünden Trabzonspor oyunu ele almakta zorluk yaşamakta, hatta alamamaktadır.

Bu durumda orta sahayı ele geçiren rakip hem kalemize kolay gelmekte, hem de olgun ataklar geliştirmemize engel olup yana, geriye oynamaya mecbur bırakmaktadır.

Aslında bu durum buradaki oyuncuların yetersizliğinden değil, futbol yapılarından kaynaklanmaktadır.

Siopis iki kişilik oynayıp cansiperane boğuşmaktadır ancak sadece defansif yönüyle öne çıkmaktadır.

Bu durumda Ömür ve Bakasetas’in oyunu yönlendirmesi ve anlamda öndeki oyuncularla pas bağlantısını kurup ofansif çeşitlilikler sunması gerekir.

Ancak bu iki oyuncu da özellikle forvete servis yapmaktan çok kendi ofansif hünerlerini kullanmak istediklerinden önde ister istemez üretkenlikten uzak bir durum oluşuyor.

Aslında bu sorunu az da olsa çözecek olun Dorukhan çok mecbur kalınmadıktan sonra orta sahadan alınıp başka yere kaydırılmamalı.

Ancak kesin çözüm Marek Hamsik iyileşip dönse bile yerini koruyacak, Mbia, Marco Aurelio, Colman türünden bir oyuncunun bulunup takıma katılmasıdır.

                                                                     

Bu durumda Trabzonspor’un futbolu da hocamızın dediği gibi daha dominant, daha ısırıcı ,taraftarın da beklediği gibi daha coşkulu  bir şekil alacaktır.

Öyle ya;

Visca’nın formsuzluğuna rağmen en iyi iki kanat oyuncusu bizde.

Türkiye’nin hücuma en iyi çıkan iki beki biz de..

Rakip stoperleri darmadağın eden en iyi kafacı Cornelius bizde..

Bu silahları yeterince kullanabilmek için gereken bir an önce yapılmalı..

Hele de Trabzonspor için hayati önemdeki Kopenhag maçı düşünülürse..

                                                             

Şimdi bu yazıyı okuyup “ Bu kadar başarılı olmuş bir takım ile hocasını mı eleştiriyorsun?’

‘Trabzonspor zaten içeriden yıkılır’

‘Bunlar kimin adamları?’

Türünden saçmalayan ulemalar! az olmayacaktır.

Onlara da bir şeyler yazıp diyelim ki;

Daha iyi olsun diye gördüğü aksaklıkları yazmak, söylemek..

tekerlek kırılmadan yol göstermek  bütün Trabzonsporlulara düşen  kutsal bir görevdir..

Hele de bizim gibi temelden gelenler için  mecburiyettir..

Ki Trabzonspor’un en büyük gücü de buradan gelmektedir.

Çünkü  sahiplenme duygusunun gereği olan bu tür uyarılar, eleştiriler ateşi sürekli tavında tutar..

Herkes ‘Neme lazım’ deyip te susarsa, o zaman takım da hapı yutar!

Örnek istiyorsanız, çevrenize bakın..

Örnekler o kadar çok ki!