TRABZON YAPARSA HERKESTEN MÜKEMMELİNİ YAPAR

Bütün Trabzon Kadın, erkek, büyük küçük, yaşlısı genci, bilimum hepsi şampiyonluk törenini sabırsızlıkla bekliyordu. Cumartesi şampiyonluk törenleri için nefesler tutulmuştu. Ve o gün geldi çattı.

Müthiş bir organizasyon müthiş bir taraftar, sadece de stadyumu dolduran 42 bin kişi değil, stadyumun dışında büyük bir kalabalık ve Trabzon’un meydanı mahşeri kalabalık. Hepsi Trabzonspor'un şampiyonluğu için. Trabzonspor sezon boyunca büyük bir efor sarf etmiş, göze çok hoş gelen çağdaş ve süratli futbol belki oynayamamış ama kazanmasını bilmiş ve ezeli rakipleri dahil, tüm rakiplerine açık ara ipi göğüslemiş. Sıra şampiyonluk kutlaması için taraftara gelmiş. Taraftar da hakkını vermiş ve "Trabzon yaparsa en iyisini yapar" dedirtecek güzellikte adeta bir festival, bir şov, bir karnaval gerçekleştirdi.

Ve sadece Türkiye'de değil dünyada kendinden söz ettiren kutlamalar yaptı. Herkes imrenerek seyretti rakipleri de kıskançlıktan izledi. UEFA ve FIFA'nın dahi kayıtsız kalmayıp, resmi veb sitesine Trabzon'daki kutlamalardan görüntü koyduğuna göre siz varın buradan bu mükemmel taraftara şapka çıkarın derim. Bu kadim şehrin ayrıcalığı işte tam da budur. "Bu işi" bitirmiş... Herkesin dilinde aynı söz söylenir olmuş: "Muhteşem Trabzon" Üst geçitlerden, "Trabzonspor bayrağı" sarkıyor. Şampiyon takım için Karadeniz’in suyu sessiz sakin futbolcuların bindiği gemide horonlar, halaylar, çiftetelliler, faroz kesmesi gibi oyunlar bu festivale adeta renk katıyordu.

Barbaros Hayreddin Paşa veya gerçek adıyla Hızır Reis, kaptan-ı deryalarını andıran büyük gırgırlar, takalar, kayıklar Bordo-Mavili takımı taşıyan gelin gibi bordo-mavi bayraklarla süslenmiş geminin sağı ve solunda bir kuğu gibi denizde süzülerek Faroz limanına kadar onlara eşlik ettiler. Denizde çok güzel manzaralar ortaya çıktı. Evet gerçekten “Bize her yer Trabzon" Şampiyonluk için elbette sevinilecek...

Kutlama yapılacak... Sadece Trabzon'da kutlama olmaz. 38 yıl sonra gelen şampiyonluk, 81 ilde kutlanıyor... Çünkü bütün illerde Trabzonlu var. Hele hele denizde yapılan kutlama ise tüm dünyaya örnek teşkil etti. Faroz limanına şampiyonu taşıyan gemi girdiğinde limanı dolduran binlerce taraftar ellerindeki meşaleleri yakıp muhteşem gösterilerin ortaya çıkardı. Karşılıklı sloganlar atıldı hop tekler oynandı. Bu da yetmezmiş gibi ABD, Japonya, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, Brezilya, Arjantin gibi dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde Trabzonspor'un şampiyonluğu coşkuyla kutlandı. Evet, Trabzonspor düşmanlığı yapan kulüp başkanlarından tut seyircisine kadar herkese bu muhteşem kutlama ders olsun. Trabzonspor yaparsa herkesten iyi yapar…

ŞAMPİYONLUK MACERASININ KAHRAMANI

Seversiniz sevmezsiniz, beğenirseniz beğenmezsiniz. O gerçek Trabzonsporlu… Üç dayısı Bordo-Mavili formayı sırtında taşıdı. Kim bunlar derseniz Kabak Coşkun, Kaptan Bülent ve Güngör Şahinkaya. Bu isimlerle birlikte futbolun içine büyüdü. Belki dayıları gibi futbolcu olamadı ama Trabzonspor’a genç yaşında iyi bir yönetici oldu. Trabzonspor’un 11 yıldır askıda tuttuğu şampiyonluk frağını gardrobundan çıkaran adam. Trabzonspor taraftarları tarafından çok sevilen isim Ertuğrul Doğan… Önce takımın başına çok güvendiği Teknik Direktör Abdullah Avcı’yı getirdi, sonrasında Avcı’yla kafa kafaya verip, Avcı’nın istediği tüm oyuncuları Trabzonspor’un bünyesine kattı. Hiç durmadan, bazen insanüstü çalışıp zamanın farkına bile varmadan Trabzonspor’un başarısı için çalıştı. Sırası geldi havaalanlarında başkan Ağaoğlu ile birlikte saatlerce uçak beklerken banklarda uyudular, sırası geldi bordo-mavili kulübün bankalara olan kredi borçlarını ertelemek için mücadele etti. Yılmadı, usanmadı. Bu işin üstesinden geleceklerini biliyordu çünkü inanmıştı.

Bir röportajında ise “Şampiyon olmadan hiçbir futbolcu bir yere gidemez” diyerek kesip attı. Uzun yıllardan sonra taşın altına elini koyarken masaya da yumruğunu vurabilen bir yönetici gördüm. Taraftarların Asbaşkan Doğan’a olan inancı her geçen gün arttı. Biliyordu “Sancısız doğum olmaz” Trabzonspor için birçok zorluklar çekti ve sonunda Trabzonspor her şeye değecek kadar görkemli bir şampiyonluk kazandı. Yönetim ve Teknik Direktör Abdullah Avcı’yla uyumlu çalıştı. Rakipler bu uyumu gıpta ile izlerken son yılların en korkulan Trabzonspor'u çıktı sahneye. Abdullah Avcı ve Başkan Ağaoğlu ve Asbaşkan Doğan "tesadüfi bir uyum" değildi, onlarınki başarı için bir araya gelmesi gereken özel bir buluşmaydı. Şampiyonlukta çok büyük katkısı olduğu kadar Asbaşkan Doğan duruşuyla da alkışları sonuna kadar hak etti. Her zamanki gibi dik durdu. Asbaşkanlık apoletini taktıktan sonra önce girdabı durdurdu, sonrasında dalgalı denizlerde yolculuğa başladı. Trabzonspor’u ve tribünleri formatladı. Hiç kolay değil, sezon boyunca Trabzonspor her maçta ateşten çemberin içinden geçerken Ertuğrul Doğan soğukkanlılığını koruyarak “Bu anlı şanlı tertemiz lekesiz şampiyonluğumuz tüm camiamıza hayırlı olsun. 11 yıldır bekliyorduk, kutlayamadığımız şampiyonluk vardı, Kutladık hep beraber, Çok güzeldi, önümüzdeki yıllarda yine bu şekilde birlik beraberlik olarak yeni kupaları alacağız. Trabzonspor camiası tahriklere gelmedi. Medeniyet şehri olduğunu, futbolun içinden geldiğini tüm Türkiye’ye gösterdi. Bizim kimseyle işimiz yok. Herkesin işine bakması lazım" diyerek geri adım atmadı. Kibir yapmadı, kimseye saygısızlık da yapmadı. Sonunda yönetici, teknik kadro ve futbolcularla birlikte 11 yıldır hiçbir yerde yayınlanmamış bir maceranın "kahramanı" oldu. Teşekkürler sayın Doğan, teşekkürler.

KİBİR, BENCİLLİK VE FARKLI OLMAK

Fenerbahçe Başkanı ve yönetiminin UEFA nezdinde yaptığı girişimler sonucu, UEFA Türkiye Futbol Federasyonu’nun baz aldığı şampiyonlukların tescili tarihinden önce (1959)TFF’nin ilk kuruluş döneminde (1924) FUTBOL HEYET-I MÜTTEHİDE’si adı altında başlattığı ve o yıl (1924) Sekiz takımla oynanan ve HARBİYE İDMAN YURDU, Takımının namağlup Şampiyon olduğu Turnuvadan Üç (3) daha sonra 1937’den başlayarak belli yıllarda yapılamayan (MİLLİ) Kümeden Altı (6) Kendi deyimleriyle Hakkı’yla ve Şeref’iyle kazandıkları Şampiyonlukların tescilini istemiş Slovenyalı olan UEFA Başkanı Aleksander CEFERİN ve kurulları onaylamış ve TFF’nin onayına bırakmıştır. Ne hikmettir bilinmez aynı CEFERİN, Ali Koç’un UEFA da etkin olduğunu söylemiş, Her halde Ali Koç’un kamuoyunun bilmediği yalnız CEFERİN’in bildiği Fantastik bir FUTBOL geçmişi var. Bu talep ve bu talebi karşılamak, talep yapanlar için BENCİLLİK VE KİBİR. Talebi kabul edenler hakkında da ciddiyetsizlik ve haysiyetsizliğe çağrışım yapar. Bu dönemler irdelendiğinde dönemde ŞAMPİYON olup da bugün esamisi kalmayan takımların şampiyonlukları kime yazılacak ayrıca o döneme ait Beşiktaş’ın da (5) HAKKI VE Şeref’iyle kazandığı şampiyonluklar da var.

Bu karar eğer TFF tarafından kabul edilirse skandal bir kabul ediliş olacak ve O günkü (1959) kararı veren ve an itibariyle ahrete göçmüş olan TFF Başkan ve yönetimini itibarsızlaştıracaktır. Kaldı ki armaya YILDIZ takmak ve Bunun doğrultusunda böbürlenmek, çocukların İDRAR yarışı yapmasıyla aynı paralelliktir. Bizim bu aşamada, BİZ FARKLIYIZ diyen, ki öyledir, TRABZONSPOR yönetimine tavsiyemiz böyle bir karar alınırsa armasındaki Yıldız’ı sökmektir. Bizim böyle bir derdimiz yok. Şampiyonlukları TARİH zaten. TFF’ye ve kurullarına acizane tavsiyemiz. Ancak ve ancak ŞAMPİYONLAR LİGİ Şampiyonu olan takımlar. Her şampiyonluğa bir YILDIZ taksın. Göreceksiniz bu karar daha faydalı olacaktır. Ayrıca belirtmemiz gereken önemli hususlardan biri de1924’ten 1937’ye kadar bu turnuvalar, İstanbul Takımları arasında, 1937’den, ligin tescile başlanış tarihi 1959’a kadar İstanbul, İzmir ve Anlara Takımları tarafından oynanmış. Ligin Tescil edilmeye başlandığı 1959’dan, 1968 yılına kadar da Yine Üç Büyük şehrin Takımları arasında oynanmış ve özellikle UNION CLUB’ın kurduğu FB ve GS ve Tophane ve Çırağan arasındaki çalışanların kurduğu BJK hiç bir Alt ligde oynamadan direk katılımları sağlanmış ve “BÜYÜTÜLEREK, bu günlere getirilmiştir. Adalet penceresinden bakılırsa, 1937’den başlayarak, Üç Anadolu takımının katılımının olduğu 1967-68 sezonuna kadar Tabiri caizse ”KÖRLER SAĞIRLAR BİRBİRİNİ AĞIRLAR, Şampiyonlukların iptal edilip, geçte olsa Hakkın tesis edilmesi elzemdir. (YAVER ŞAHİN)

ŞAMPİYON KUPASINA KAVUŞTU

Cumartesi günü şampiyonluk kutlamalarında çok eğlendik. Başkanımız Sayın Ahmet Ağaoğlu’nun yanıma gelerek benimle birlikte fotoğraf çektirmesi benim moralimi ikiye katladı. Ahmet başkanımın bu jestinden dolayı kendisine çok teşekkür ediyorum. Bizlere bu şampiyonluğu yaşattığı için Abdullah hocama ve öğrencilerine, Ahmet başkanıma ve tüm yönetime teşekkür ediyorum. Bir de tüm dünyadan gelen Trabzonspor taraftarlarına ayrıca teşekkür ederim. O kadar güzel bir gün oldu ki sizlere bu duygularımı kelimelerle ifade edemiyorum.

Bugünü ben ömür boyu unutmayacağım. Tüm şehir karnaval havasındaydı. Kutlamalar hem denizde hem karada son derece coşkuluydu. UEFA bile resmi internet sitesinde Trabzonspor’umuzun kutlamalarını yayınladı. Sanırım bu şampiyonluk uzun yıllar konuşulacak. Konuşulmaya devam edilecek. Şimdiden zaten tüm dünya bizi konuşuyor. İnşallah Trabzonspor bu başarısını şampiyonlar ligine taşır. Dört gözle bu karşılaşmaları bekliyorum. Pazar günü Altay futbol kulübüyle İstanbul Olimpiyat Stadı’nda oynadığımız maçta (2-1) takımımızı yalnız bırakmayan taraftarımıza da sonsuz teşekkür ediyorum. Gördüğünüz gibi bize her yer Trabzon. Ayrıca şampiyon takımızı önce Hatay deplasmanında Hataysporlu daha sonra da alkışlarla karşılayan Altaylı futbolcuların bu jestleri Türk futboluna örnek teşkil edecek bir davranıştı. Futbolun en güzel yanı bu idi. Şampiyon takıma gösterdikleri bu davranış çok inceydi. Gördüğünüz gibi bu haftaki yazım hep teşekkürlerle geçti. Ayrıca beni takip eden ve her hafta yazılarımı okuyan sporseverlere de teşekkür ediyorum.

DIŞARIDAN GELENE İÇERİDEKİ HAKSIZLIĞA DA KARŞI OLMALIYIZ

Trabzonspor 11 yıl sonra tekrar şampiyonluğu kazandı. Tebrik ediyor, kutluyoruz. Trabzonspor taraftarına büyük sevinç yaşattı. Bu şampiyonluğun en önemli yanı 11 yıl sonra haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliğe karşı verilen büyük savaşım kazanılmış oldu. Böyle büyük bir başarıdan sonra pişmiş aşa su katmak istemem ama nasıl ki, Trabzonspor 'a yapılan haksızlığa karşı hak ve adalet mücadelesi veriyorsak, Trabzonspor'un içinde de yapılan adaletsizliğe karşı sessiz kalamayız ve kalmamalıyız. Biz bunu bilir, bunu yazar, söyleriz. Trabzon Fatih'in fethettiği, Yavuz'un yönettiği, Kanuni'nin doğduğu şehirdir. Her mesleğin de gizli kahramanları vardır. Trabzon’un da gizli kahramanı ve bacasız fabrikası Trabzonspor’dur. Hiçbir siyasetin gücün yapamadığı başarıyı Trabzonspor yurtta ve yurtdışında 11 yıl aradan sonra başardığı şampiyonlukla yaptı. Değil Türkiye'de dünya Trabzonspor’un şampiyonluğunu ve ardından yapılan şölenleri konuştu. Konuşulmaya da devam ediyor ve edecek de.

Bu mutluluğu Trabzon şehrine yaşatan, elini kolunu, hatta gövdesini taşın altına koyan Başkan Ahmet Ağaoğlu, Asbaşkan Ertuğrul Doğan ve yönetim kurulu üyeleri idi. Takımın başında ise Teknik Direktör Abdullah Avcı, sahada futbolcular olmak üzere hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Ama asıl teşekkürü bordo-mavili camia içerisinde gizli kahraman olarak görev yapan, yağmur, çamur, soğuk, gece ve gündüz demeden her şeyleri ile ilgilenen sağlık ekibi ve malzemecilerine etmek lazım. Bu arkadaşlar sakatlıkta, hastalıkta futbolcuların tedavileri ile ilgilenirken malzemeciler de idman sonrası oyuncuların giydikleri malzemeleri yıkayıp ertesi güne hazırlayan gizli kahramanlardır. Trabzonspor geçmişte kazandığı Süper Kupa seremonisine bu arkadaşlar çağrılmamıştı. Geçtiğimiz Cumartesi gecesi Akyazı Stadı'nda yapılan şampiyonluk kutlamasında bu çok önemli görevleri yapan çalışanlar yine yoktu. Ve bu dikkatlerden kaçmadı. Sahanın ortasına kurulan platformda futbolcular yöneticiler, teknik ekip, takım menajeri ve medya birim sorumlusu yerini alırken, takıma hizmet veren sağlık ekibi ve malzemecilere yoktu. Peki bu muamele o vefakâr çalışanlara niçin yapıldı? Bu çiftte standarttan yönetim kurulunun haberi olduğunu zannetmiyorum. Trabzonspor bir ailedir ve bu aile içinde ayrımcılık olmamalı. Sağlık ekibi ve malzemecileri bu şampiyonluk kutlamasında dışlayanlar araştırılıp dikkatleri çekilmeli. Bu büyük hatanın hesabı sorulmalı. Bir daha da böyle bir yanlış yapılmamalı.

ÖZLENEN YAŞANMIŞLIKLAR

Bugün çok güzel bir yaz günüydü mutlaka değerlendirmeliydik... Çocukluktan itibaren takriben 60 yıllık arkadaşım, Rahmetli ve sevgili Şadıman teyzem ve tanıdığım en saygın gazeteci rahmetli Ömer Güner amcamın oğlu güzel insan Hayrettin Ziya Güner'le uzun kum sahilinde buluşup eski çocukluk günlerimizi o günlerin anısına balık ekmek yiyerek yâd edelim dedik...

Eski sahili düşündük, buralarda denize girmemizi, denizde sandalla gezintilerimizi, dalgalı ve rüzgarlı havalarda viya koşmamızı ve kumda top oynamamızı, Rahmetli Abbas’ın Zeki’nin vurduğu yunus balıklarından yağ çıkarmak için kurduğu yağ kazanlarını, o zamanlar bu bölgenin boydan boya sahil ve tabii plaj olduğunu anlattık, Ayasofya'nın altındaki gazinoda akşamları dinlediğimiz türküleri rahmetli Selahattin(kara) Tiryaki'den dinlediğimiz Ahmet Gazi Ayhan varı Türküleri özlemle andık... O günleri bizler tekrar yaşamayı çok isterdik...Biliyoruz bu mutluluğu tekrar yaşayamayız ancak, en azından Ayasofya altından faroz limanına kadar olan bölgenin plaj olması için mücadele etmeyi çocuklarımıza bir borcumuz olduğuna karar verdik ..

TIRNAKLARI İLE KAZIYIP YÜKSELEN İSİM MURAT ŞAHİN

Murat Şahin yıllarca Trabzonspor’da masörlük yaptıktan sonra, bir dönem Beşiktaş’ta çalışıp tekrar çok sevdiği bordo-mavili renklerde görevine devam etti. Ani bir kararla çok sevdiği masörlük mesleğinden ayrılarak İstanbul’un taşı toprağı altın diyerek hiçbir geliri olmadan üzerinde bir takım elbise ile gurbetin yolunu tuttu. İşini kurup başarılı bir iş insanı oldu. Mütevaziliğini hiçbir zaman kaybetmeyen iş insanı Murat Şahin herkese kapısının açık olduğunu söyledi.

2004 yılında MEDİST GRUP MEDİKAL markası altında İmacmed MŞ, İmac Medist Grup Medikal, Medist Merkez Yazılım ve Elektronik MŞ İmac Üretim imacmed isimleri altında 3 şirket kurdu. 18 senedir sağlık sektöründe hizmet veren Medist Grup Medikal’de Şahin ile birlikte şirketinde 51 kişi çalışıyor. Türkiye’nin 81 il sağlık müdürlüklerine, şehir hastanelerine ve Eğitim Araştırma Hastanelerine hizmette bulunuyor. Futboldan hiçbir zaman kopmayan Trabzon amatör kümesinin köklü takımlarından Yalıspor’un da başkan yardımcılığı görevinde bulunan Murat Şahin, hafta sonu Olimpiyat Stadı’nda Altay ile oynanan maçı da izlemek için tribünde yerini alarak, “Trabzonspor benim sevdam, göz ağırım. İyi ve kötü günlerimiz oldu. Acısı ile tatlısı ile benim ilk göz ağrım olan Trabzonspor’da yaşadım. Bu sene takımımızın şampiyon olmasının keyfini yaşıyorum. Trabzonspor bizleri 38 yıl sonra mutlu etmenin onurunu yaşatan başta yönetim kurulumuza futbolcularımıza ve Teknik Direktörümüz Abdullah Avcı ve yardımcıların çalışan personeline ve cefakâr taraftarımıza sonsuz teşekkür ediyorum.”