Trabzon Araklılı Rıfat Çebi’nin hem iş başarısı hem de Trabzonspor sevgisi ne kitaplara ne sütunlara sığar

Rıfat Çebi, Araklı’da çay fabrikası müdürü bir babanın oğlu. Her Trabzonlu gibi o da küçük yaşlarda futbola merak sardı. Trabzonspor alt yapısı derken Kırşehirspor’da profesyonel oldu. 1985 yılında ise eğitim amaçlı ABD’ye gitti. Avusturya vatandaşı bir pasta kralının yanında işe başladı.

O pastacı Rıfat Çebi’yi çok sevdi ve yıllar sonra da işlerini ona devretti. Çebi, ABD’de büyük mücadele verdi ve kısa sürede birçok marketin pastasını veren bir pasta devi oldu. Eşi ABD’li ve iki de yetişkin çocuğu var. Onları aldı ve binlerce kilometre öteden kıtaları geçerek Akyazı’ya Trabzonspor’un şampiyonluk maçına geldi. TAKA Gazetesi olarak kendisiyle Zorlu Otel’de görüştük ve sizler için söyleşi yaptık:

İşte Çebi’nin film gibi hayat hikayesi:

İNSANLARLA KAYNAŞIRIM

TAKA: Rıfat Bey öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

Rıfat Çebi: Rıfat Çebi, Trabzon Araklı ilçesi Çebi ailesinden. Uzun yıllar önce eğitim almak için Amerika’ya gittim. Çalışma hayatıma ve iş hayatına başladıktan sonra oraya yerleştim. Eşim Amerikalı. Olivia isminde kızım, Adem büyük oğlum ve Aydın küçük oğlum olmak üzere Amerika’da doğmuş üç tane çocuğum var. Uzun yıllardır Amerika’da yaşıyorum, iş hayatıma orada devam ediyorum. Bulduğum bütün fırsatlarda ülkeme ve memleketim Trabzon’a geliyorum.  İnsanlarla kaynaşıp hasret gidermeyi seviyorum.

BÜYÜMEYE DEVAM EDİYORUM

TAKA: Türkiye’de öğrenci olarak gidip Amerika’da nasıl pasta imparatoru oldunuz?

Rıfat Çebi: İlk yıllarda okul ücretini ödeyebilmem için çalışmam gerekiyordu. Yabancıların bir yerde çalışma imkanı yoktu. Bir pasta imalathanesinde iş bulabilmiştim. Orada çalışmaya başladım. Uzun bir zaman sonra çalıştığım firma iflas etti. Ondan sonra ben de satın aldım iflas eden firmayı. Yoluma devam ettim. Bugünkü konuma geldik. Amerika’nın değişik yerlerinde depolarımız var. Her geçen gün büyümeye devam ediyoruz.

ÖĞRENMEK, OKUMAK VE GEZMEK

TAKA: Amerika’ya giden gençlere neler önerirsiniz?

Rıfat Çebi: Bütün gençlere önereceğim şey öğrenmek. Öğrenmek okumakla ve gezmekle olur. İkisi de çok doğru. Değişik kültürleri tanımak, insanları görmek ve onlarla kendilerini kıyaslayabilmek için yurt dışına gitmelerini tavsiye ederim. Amerika, dünyanın bütün kültürlerinin buluştuğu bir yer. Oradaki insanları tanımak, onlardan dünya hakkında bakış açılarını gördükten sonra kendi dünyalarını şekillendirmek için mükemmel bir yer. Zor bir coğrafya. Çalışan insanın her şeyi başarabileceği bir yer Amerika.

İNANMALI VE HAYAL ETMELİLER

TAKA: Giden gençler nasıl gitmeli, ne yaparlarsa başarılı olurlar?

Rıfat Çebi: Başarılı olmanın yolu inanmak, çalışmak, hayal edebilmek ve hayal ettikleri şeylerin uğruna yılmadan çalışmak. Doğru yerde doğru zamanda olmak. Fırsatları değerlendirmek, yaratıcı olmak ileriyi görmek. Bunları barındıran bir kişinin hiçbir zaman başarısız olma ihtimali yok.

EŞİM KÜLTÜRÜMÜZE SAHİP ÇIKIYOR

TAKA: Eşiniz İrlanda asıllı ABD vatandaşı.. Kültür uyuşmazlığı oldu mu?

Rıfat Çebi: Eşim Amerikalı. Eşimle 33 yıl önce tanıştık. Evleneli yaklaşık 30 yıl oldu. Kültür farkımız olmadı değil. İlk başlardan oldu ama ben eşimi ve çocuklar doğduktan sonra çocukları her yıl Türkiye’ye getirdim. Bütün yazları Türkiye’de geçirdik. Çocuklar bizim kültürü öğrensin, örf adetlerimizi öğrensin aile hayatını öğrensin diye uğraşırken hanımda bizim kültürü tanıma fırsatı oldu ve çok sevdi. Hanım Türkiye’yi, kültürümüzü bizim kadar sevdi. Ancak ilk başlardan bizim yaşam şeklimiz ona biraz değişik geliyordu. Şimdi öyle bir sıkıntımız kalmadı. Şu an da bizim kültürümüze sahip çıkan bir konuma geldi.

BİRAZ DA BİZ ONLARA SATALIM

TAKA: Türk pasta üretim makinelerini de ABD’da satıyorsunuz? Bu iş nasıl oldu?

Rıfat Çebi: Uzun yıllar önce bir makine fuarına gitmiştim Almanya’da. Fuarda bir Türk üretim firmasıyla tanıştım. Onlarda benim hemşehrimdi. Rizeliydiler. Dokumuz uyuştu. Onlar Amerika’ya mal satmak istiyordu. Ben milliyetçi duyguları güçlü bir kişi olarak bir Türk firmasından makine almak istiyordum ama aşmamız gereken bazı problemler vardı. Ben biraz çekiniyordum. Parça olarak nasıl servis olarak nasıl destek alabiliriz diye. Muhabbet ederken ben onlara ortak olursak makine alabileceğimi söyledim. Şakalaşırken onlar biraz düşünelim sonra görüşürüz dediler ve bir zaman sonra ortak olalım dediler. Maceramız öyle başladı. Hem kendi fabrikalarıma makine aldım. Hem de aynı zaman da hep bunlar mı bize satacak biraz da biz onlara satıp kendi ülkemize bir katkımız olsun diye bir yola girdik. 1998’de maceramız başladı. Aradan uzun yıllar geçti. Amerika’da bizim sektörde en aranan markalardan olmayı başardık. Mutlu ve gururluyum. Unlu mamul sektöründe ülke genelindeki fabrikalarda genellikle Türk makinası vardı. Beni mutlu eden bir olay. Millet olarak onlara neler yapabileceğimizi göstermek gurur verici.

TÜRKİYE’YE TAM ANLAMIYLA DÖNÜŞ ZOR

TAKA: Tamamen Türkiye’ye dönme düşünceniz var mı?

Rıfat Çebi: Bizim evdeki ilginç konulardan birisi. Aşağı yukarı 1985’ten beri Amerika’da yaşıyorum. Çocuklar büyüdü. Büyüğü üniversiteyi bitirdi, iş hayatına atıldı. Çocuklarıma dediğim bir şey vardır. Okulu bitirdikten sonra değişik firmalarda 4-5 sene çalışmanızı istiyorum. Okudunuz eğitim aldığınız konularda eğitim almalarını istiyorum. Çalıştığınız firmalarda iş hayatınızı severseniz ve dışarıdaki çalışma hayatına devam etmek isterseniz saygım sonsuzdur. Desteğim sonsuza kadar sizinledir ama geri dönüp benim yaptığım işlerle uğraşmak isterseniz sizi bekleyeceğim diye söyledim. Büyük oğlum üniversiteyi geçen sene bitirdi bu yıl büyük bir Amerikan teknoloji firmasında çalışmaya başladı. Ufak oğlum üniversite işletme ikinci sınıfta okuyor. Onunda okulu bitirmesini bekliyorum. O da bitirdikten sonra birkaç yıl firmalarda çalışmak istiyor. Hanım da Türkiye’yi seviyor. Artık biz ne yüzde 100 Amerika da ne de Türkiye’ye kesin dönüş yapabiliriz. Çocuklar şayet işin başına geçerseler ve ya kendi yollarına devam ederseler ona göre biz de kendimize bir yol çizip bir ev de Türkiye’de açmayı düşünüyoruz. Biraz orada biraz burada derken hayatımızın sonuna kadar öyle yaşamayı düşünüyoruz hanımla. Ama kesin dönüş bundan sonra bize dönüp burada yaşayacak bir şey görmüyorum artık. Çünkü çocuklar orda. İşimiz gücümüz orada. Her şey orada. Bundan sonra bizim yapabileceğimiz en iyi ortam bir iki ay Amerika’da bir iki ay Türkiye’de yaşayabilirsek ne mutlu bize.

YATIRIMLAR HEP VAR OLACAK

TAKA: Çocuklarınız sizin işinizi devam ettirebilecek mi? Türkiye’de bir yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?

Rıfat Çebi: Çocuklar benim işimi devam ettirmek istiyorlar. Ama ben onların değişik firmalarda çalışıp başka tecrübeler kazanmasını istiyorum. Benim yaptığım iş onlara ne kadar cazip gelir bilmiyorum. Onların hayata bakış açısı biraz daha değişik, onlar daha çok teknoloji işleriyle uğraşıyorlar. Ama onları genç yaşlarından beri fabrikalara götürür çalışma hayatını onlara ve ne yaptığımızı öğretmeye çalışırım. Ufak oğlum işle bayağı ilgileniyor. Ümit ediyorum bir tanesi işin başına geçer. Türkiye’de 2010 yılında motta pastaneleri zincirini satın alarak yatırım yapmaya başladık. Yatırımlarımız hala devam ediyor. Türkiye’de de Amerika’daki markamızla imalat yapıyoruz. Sancaktepe’de fabrikamız var. Türkiye’de de unlu mamuller sektöründe de yatırımlarımız devam ediyor. Aynı zamanda makine sektöründe de yatırımlarımız devam ediyor. Türkiye’de yatırımlar hep var, hep var olacak.

ÇOK GURURLU VE MUTLUYUM

TAKA: Çocuklarınızla Trabzonspor’un şampiyonluğunu kutlamaya gelmişsiniz… Nasıl bir Trabzon sevgisi verdiniz çocuklarınıza?

Rıfat Çebi: Coğrafyanın kaderimiz olduğuna inanan insanlardanım. Ben 18 yaşında Türkiye’den ayrıldım. En son şampiyonluğu yaşayıp da gidenlerdenim. Ama tam anlayamamıştım şampiyonluğun ne olduğunu. Bizim bölgenin insanı gibi benim de gençliğim top peşine koşturmakla geçti. Derken yolumuz Amerika’ya düştü ama o içimizdeki Trabzon sevgisi hiç sönmedi. Değişik kültürden insanları tanıdıktan sonra daha da güçlenmeye başladı. Bizim kültürümüz, bizim geleneklerimiz bunların hepsinin birleştiği ortak nokta dik duruşun simgesi Trabzonspor. Sevgimiz her geçen gün daha da güçlenmeye başladı. Türkiye’ye her yaz geldiğimizde çocukları Trabzon’a götürüp bizim kültürümüzü anlatıp Trabzonspor’u anlatıp, Trabzonspor’un idmanlarına, maçlarına Trabzonspor’un alışveriş dükkânlarına giderek geçti. Amerika’ya giderken götürdüğümüz hediyeler Trabzonspor dükkanında satılan hediyelerdir. Çocuklarımın bütün arkadaşları çok koyu bir Trabzonspor taraftarıdır. Çünkü her yaz isimlerinin yazılı olan formalarla büyüdürler. Benim bir kuralım vardır; okula Trabzonspor formasıyla giden arkadaşları fotoğraf attığı sürece öğle yemek paralarını ben öderim.  Derken büyük bir kitleye ulaştım Amerika’da. Trabzonspor aşkımı çocuklarıma da aşılamayı başardım. Onları buraya her yaz getirerek başardım. Hanıma sürekli söylediğim bir şey vardır. Şampiyonluk maçına gideceğiz, kaçıramayız. Aradan geçen yıllarda birçok defa hazırlandık şampiyonluk maçına gelmek için. Hanımla sürekli kavga ederdik. Hanım bana çocuklar sınıfta kalır diyordu. Ben de ona 1 sene daha okurlar ama şampiyonluk her zaman gelmiyor derdim. Şakalaşırdık. Uzun yıllardır bu günü bekliyorduk. Bu günü nasıl kutlayacağımızı hayal ediyorduk. Ailemizle birlikte sürekli Trabzonspor maçlarını seyrederiz. Her hafta mümkün olduğunca beraberce. Biz üzüntüyü de sevinci de en uç noktalarda yaşayan bir Trabzonlu aileyiz.  Çok gururlu ve mutluyum.

NEDEN OLMASIN?

TAKA: Sizce Trabzonspor bundan sonra da şampiyonluk sevincini yaşatabilir mi?

Rıfat Çebi: Trabzonspor’un her yıl şampiyonluk sevincini yaşamasını ümit ederiz. Neden olmasın, gerekli olan her şey bu coğrafyanın insanında var. Bunun devamının geleceğini artık bu toplumun üzerindeki stresin yılların yarattığı stresin geçtiğini bundan sonra başarılara daha rahat ulaşabileceğimizi tahmin ediyorum. Uzun yılların yarattığı stres vardı üzerimizde. Ben bile artık maçın sonlarına doğru dayanamıyordum, ‘yine mi olmayacak’ diye zaten o stresi taraftarlarda da görüyordum. Sahadaki futbolcularda da görüyordum. Ama artık o stresin üzerimizden kalktığını camia olarak inanıyorum. Bundan sonra başarıların daha rahat geleceğine inanıyorum.

KEŞKE GENÇ OLSAYDIM

TAKA: Son düdüğün ardından taraftarlar sahaya atladı o an neler hissettiniz?

Rıfat Çebi: Genç olsaydım da bende atlasaydım. Sahaya atlanılması bazı kesimler tarafından hoş karşılanmadı ama ben uzun yıllardır mutluluğa ve şampiyonluk hasretiyle büyüyen bir kuşak bir şehir bir taraftar grubunun gönlünden geçtiği gibi yaşamasını dileyenlerdenim. O kadar insan sahaya girdi ama taşkınlık olmadı. Hiçbir yanlış hareket olmadı herkes mutluluğunu yaşadı. Bundan sonraki kuşaklara aktaracakları hatıraları yaşadı herkes. Çok mutluyum. Çok sevdim. Dünyada başka bir yerde yaşanamayacak bir şey olduğuna inanıyorum.

NEW YORK’TA ŞAMPİYONLUK BALOSU

TAKA: Kutlamalara Amerika’da devam edecek misiniz?

Rıfat Çebi: Devamlı beni Amerika’dan arıyorlar mesaj atıyorlar. İş hayatımdaki arkadaşlarımızda seyrediyorlar. Ve hemen akıllarına ben geliyormuşum. Ömrümün sonuna kadar kutlamaya devam edeceğim. Ben aynı zamanda da Trabzonspor Amerika Derneği’nin üyesiyim. Derneğin faaliyetlerini desteklerim. Haziran’ın 11’inde New York’ta şampiyonluk kutlama balomuz var. Aynı zamanda 22 Mayıs’ta New York’ta Türk Günü Yürüyüşünde Trabzonspor Amerika olarak katılıyoruz. Güçlü bir katılım yapacağız. Şampiyonluğumuza yakışır şekilde. Biz ailece ve arkadaş grubu olarak durmadan kutlamaya devam edeceğiz.