Trabzonspor ligin ilk yarısında mükemmel bir performans sergiledi. Bazı istatistiklerde farklı görünse de genel anlatma sahada üretken bir takım yapısı ortaya koydu.

Şöyle ki;

Trabzonspor

En çok pozisyona giren 6. Takım

Ligin isabetli şut atan 3. Takımı

Atılan şutlarda 7. Sırada

Ligde atılan şutların gole çevrilmesinde en verimli takımı

Gol öncesi ortalama pasta lig 2.si (12 pas)

Topa sahip olmada lig 3. (30:31'')%54

Rakipten top kapmada 4. Sırada

Savunmada ikili mücadelede lig 3. %56 başarı

Hücumda ikili mücadelede lig 7.si %47 başarı

Ligin en az faul alan ve en az faul yapan takımı

Ligin en az ofsayta yakalanan takımı(oyun şablonu ile alakalı)

Geçişlerde Ligin son 5 takımından birisi (Kompakt oyun etkisi)

En çok kalesine şut gelen takımlardan birisi

En çok şut engelleyen takım

En başarılı kısa pas yapan 3. Takım

En başarılı uzun top atan 2. Takım

Kenar Ortalarda Ligin sonuncusu.

Sizce de bazı istatistikler garip değil mi?

Mesela Malatya maçında bu istatistiklerden birini net bir şekilde kırdı. Ligin sonuncusu olduğu kenar ortalarında ligin ikinci yarı başlangıcında ‘ben bu istatistiği alt üst ederim’ dercesine Nwakaeme’nin harika kenar ortasında golü buldu.

Ki bu eksik bir Trabzonspor.

Daha Visca’lı Trabzonspor’u görmedik…

Bence Trabzonspor çok daha iyi olacak ve sadece bu sezonun değil bir kaç sezon lige damga vuracak diye düşünüyorum.

HÜSEYİN TÜRKMEN

Trabzonspor’un alt yapısından yetişen fakat bir türlü istenilen düzeye gel(e)meyen enteresan bir oyuncu.

İfade etmeliyim ki Süper Ligin en hızlı tandem oyuncularından biri.

Fakat dikkatimi bir şey çekiyor.

Hüseyin taktiksel olarak aksiyon aldığında hızını ayarlayamıyor. Ayak becerisi (benim rahmetli hocam ‘bilek 180 derece dönecek’ derdi.) çok iyi olmayınca baskı altında adeta taraftarlara ‘korku filmi’ izlettiriyor. Ve bu yüzden takımın 3.cü stoperi… Öğrenmeye açık değil. En azından şimdi değil. Futboldan ekmek yemesinin tek nedeni hızı ve çabuk oluşu. Bu da Tanrının bir lütfu. Bahtı açık olsun.

ABDÜLKADİR PARMAK

Öz evlatçı ekran görüntülerinin en çok konuştuğu isimlerinden biri. Bana göre yeteneğinin farkında değil. Futbol zekası ziyadesiyle fazla. Fakat futbolla yoğunlaşma kabiliyeti çok düşük maalesef. Futbol bir geçinme hayatı idame ettirme oyunudur mantığının çok yansıdığı profiller vardır. Umarım bu profile hizmet etmez gittiği takımdan bazı gerçekleri acı çekerek öğrenir. Çünkü yeteneğinin düşmanı olan insanlara çok kızıyorum…

Bilmiş olarak gidiyorsun bilge olarak dönmeni arzu ederim. Hadi şu satırları yazdığıma bin pişman et beni. Çünkü yeteneklerinin neler yapabileceğini biliyorum. Lütfen bize bunu sahada göster…

HAKEMLER…

Trabzonspor resmi olarak 38 yıldır şampiyon olamıyor. Bunu sadece futbol oyunu ile izah etmemiz, yönetim şekliyle izah etmemiz akıl dışıdır. Birçok etken var.

Bunu ilk kez ben keşfetmiyorum.

Mucit değilim.

Yeni bir şey bulmadım yazmayacağım da…

Bu malumun ilamı..

Bunda en büyük pay sahibi geçmiş MHK ve atadıkları hakemlerdir.

Üzücü olan bu olgunun Trabzonspor sevenleri ‘saftirik’ sanmasıdır.

Ki bu yüzden olsa gerek yanındaymış gibi algı oluşturuldu da hunharca Trabzonspor’u katlettikleri gün gibi ortada…

 Malatya maçına bakalım…

Dakika 5

Peres’in pozisyonu net kırmızı.

Neden vermiyorsun kardeşim.

VAR denilen co-pilot uyuyor musun..

Heyyyy

Sebep olduğun kazanın farkında değilsin.

Ver kardeşim kırmızıyı.

Sana ne ondan bundan.

Gelelim Dorukhan’ın her iki pozisyonuna…

Ayak çizgide.

Tüm görüntüler ortada siz de ortadasınız sayın hakem bey.

Neden vermiyorsunuz penaltıları?

Bunu niye konuşmuyorsunuz ey ekran görüntüleri!?

Neden?

Niçin?

Bilinmiyor.

Gelelim Semih Kaya’nın pozisyonuna…

Ayak ve vücudun dengesi çizgi üzerinde ve kaleye yakın. Elle direkt kesiyor…

Net penaltı.

Neden vermiyorsun ‘orta’ hakem…

Neden?

Niçin?

Gelelim doksan artı ikiye…

Hüseyin Türkmen diye bir yardımcı adayı stoperimiz var. Hasbelkader mecbur kalmış oynatıyoruz.

Oyun zekası panikle cebelleşirken rakibi yaka paça indiriyor.

Net penaltı.

Neden vermiyorsun ‘ orta’ hakem?

Neden?

Niçin?

Rakip beraberliği yakalayacak…

Sana ne!…

Peres atılacak…

Sana ne!…

Dorukhan iki penaltı almış Semih bir penaltıya sebep olmuş…

Sana ne!…

İşte bürün bu gel-gitler içerisinde birçok İstanbul kulübünü en az 5’er kez şampiyon yaparlarken Trabzonspor’u böyle doğruyorlardı.

Pasta İstanbul’da

Basın İstanbul’da.

Ama artık bu işlerin gittikçe sonu geliyor.

İsteyen istediği kadar veryansın edebilir. Rakip takımın haklı olduğu pozisyonların iki katı bizde de var.

Trabzonspor sahada öyle bir oynuyor ki yediği ayazı hiç unutacak gibi değil.