Süper Lig’e çıktığı 1974-1975 sezonundan günümüze kadar 33 teknik adamla çalışan Trabzonspor'da 3 yıllık anlaşma yapılan  Abdullah Avcı, Bordo-Mavililerin 34'üncü teknik patronu  oldu.
Tabi Avcı konusunda düşünceler çelişkili..
Bir kısım 'Çok iyi oldu ' derken, bazıları da  çeşitli  nedenlerle  eleştirilerde  bulundu, bulunuyor..
Ben ise bu konudaki düşüncemi son iki yazımda  ifade ettim..
Özetle de, 'Organ sağlıklı da olsa bünyeye uymazsa hiç bir işe yaramaz' gerekçesiyle  Trabzonspor'un  Avcı ve ekibine teslim edilmesine  pek  sıcak bakmadım..
Ayrıca  ülkemizdeki uygulamada sözleşmelerde yazan sürelerin hiç bir geçerliliğinin olmadığını, eğer işler kötü giderse ayrılık kaçınılmaz olacağından 3 yıllık sözleşmenin peşinen yüklü bir tazminat ödemeyi kabul etmek olacağını da kaydettim..


Özetle, 55 adım mesafedeki  evimizden çıkar çıkmaz koşarak gittiğimiz sonradan Trabzonspor olan Ocak kulübünde kuruluş günlerine 12-13 yaşlarında bir çocuk yüreğiyle tanıklık ettiğimiz..
Büyüklerimiz  Federasyon Başkanı Orhan Şeref Apak ile birleşme görüşmeleri yaparken ayak altında dolaşan mahallenin gobellerinden birisi, Trabzonspor'un ilklerini, acılarını, sevinçlerinin çoğunu bire bir yaşayan olarak dilimiz döndüğünce, kalemimiz yettiğince bir değerlendirme yaptık..
Sonuçsal başarının önemli ama 'Her şeye rağmen' bir şey olmadığını..
Bunu elde ederken 'Pirus Zaferi' yanılgısına düşülmemesi gerektiğini..
Çünkü bu şehrin ve Trabzonspor'un böyle bir yıkımı artık kaldıramayacağını ifade etmeye çalıştık..
Yani, önemli olanın kuruluşuna tanıklık ettiğimiz, hamurunda, mayasında bulunduğumuz, bugünlere nasıl geldiğini, ne badireler atlattığını iyi bildiğimiz Trabzonspor'un bekası için duyduğumuz endişeleri kimseyi karalamadan, yaralamadan uygun bir dille dile getirdik..
Ancak şu bir gerçek ki Trabzonspor'un Teknik Direktörü artık Abdullah Avcı'dır..
Ve bu tercin doğrudur, yanlıştır zaman gösterecek..
Şimdi yapılması gereken bütün teknik direktörlere olduğu gibi O'na da destek vermektir..
Bizler de doğrularını alkışlayarak, yanlışlarını dile getirip eleştirerek bu yönde katkıda bulunacağız..
Çünkü Trabzonspor bu şehrin ve dışarıdaki en az 10 milyonluk seveninin mutluluk hormonudur..
İnsanlar O'nunla dertlerini unutur..
O'nunla dert sahibi olur..

Ve  Fırtına bu günlere kolay gelmemiştir..
Kırmızı-Beyaz formalı Trabzonspor'un rahmetli Sarı Mehmet'in kafasından Adana Demirspor fillerine gönderdiği ilk golden, Bordo-Mavililerin Alanyaspor'a attığına kadar neredeyse tüm gollerini gören..
Buralara ne eziyetler, ne fedakarlıklar ve ne büyük yıkımlardan çıkarak geldiğini bilen birisi olarak önemli olan Trabzonspor'dur ve O'nun başarısıdır..
Umalım Avcı beklentileri gerçekleştirir ve bence kendisine tanınan bu büyük fırsatı iyi değerlendirir..

Trabzonspor dışarıdan bakıldığında da büyüktür ancak içine girince Avcı ve ekibi de görecektir ki sandıklarından da büyüktür hem de çok..
Ancak yine de bir hatırlatma yapmakta yarar vardır..
Trabzonspor bizler için 11 kişinin top koşturduğu bir futbol takımı değildir.
O  Trabzon'un tek büyük markası, Trabzonlunun en yüce değeridir..
Onurudur, gururudur..
O bize son nefesini vermek üzereyken 'Fener maçı ne oldu?' diye sorup '1-0 kazandık' cevabı alınca ‘Ohh artık rahatça ölebilirim' diyerek ebediye göçen büyüklerimizden kalan kutsal bir miras...
Anasının cenazesi defnedilirken hocaya 'Duayı kısa tut Trabzonspor'un maçı var' diyerek uyaran gözü yaşlı evlatlardan torunlara kalacak en değerli armağandır..
Ve ülke futbollunu 'İstanbul Mahalli Küme'si' olmaktan kurtaran bu Trabzonspor'un kıymetini iyi  bilmek lazımdır..
Çünkü, Trabzonspor'dan önce ve Trabzonspor'dan sonrası incelendiğinde Anadolu İhtilali’nin göndere bayrak çeken kahramanı Bordo-Mavili Fırtına'nın Türk futboluna yaptığı olağanüstü katkılar her türlü takdirin ötesindedir..
Her ne kadar bazılarınca yeterince bilinmeyip bir de engellenmeye çalışılsa da, bu gerçek  gün gibi aşikardır..
 
GENÇLER, YAZICI'YA KULAK VERİN
 
Fransa'nın Lille takımına transfer olup yabancı bir ülkede uyum sorunu yaşarken bir de çok ağır bir sakatlık geçiren  Yusuf Yazıcı'nın nihayet kendisini bularak sergilediği futbol ve attığı birbirinden güzel goller gururumuzu okşarken kendisini de Avrupa'nın futbol gündeminde zirveye çıkardı. Sadece yetenekle bir yere varılamayacağını belirtip saha dışında da donanımlı olmak gerektiğini belirten Yusuf şunları söylüyor: Saha içi çok önemli ama asıl saha dışı da çok önemli. Kültürlü olmak bir futbolcunun ara pasları kadar, hücum presi kadar etkili bence. Futbol topu kadar kitapları da dünyamıza almalıyız. Her zaman sıkı çalışmanın gücüne inandım. Hayatın iniş ve çıkışları olabilir. Üzüntüler ve sevinçler olabilir. Ancak değişmeyen bir şey; sıkı çalışma her zaman doğru zamanda karşılığını verir. Böylece çalışmaya ve inanmaya devam edeceğiz.”


Futboldan gelecek bekleyen gençler, bu sözleri bir yere yazın sabah akşam okuyun..
Eğer iş işten geçtikten sonra, “Benim adamım yoktu, hocalar  hep hakkımı yedi” bahanesine sığınmak  istemiyorsanız tabi..


 
BİN DEREDEN SU GETİRSEN ARINAMAZSIN!
 
Bilindiği gibi yeniden görülen “Futbolda şike” davasında hükümlü olarak yargılanan  Fenerbahçe Eski  Başkanı Aziz Yıldırım ve  hünerli! yöneticiler İlhan Ekşioğlu, Abdullah Başak ve Ahmet Çelebi'nin, “Şike ve teşvik primi” suçlarından yüzlerce tape ve onlarca görüntüye rağmen 'delil yetersizliği'  gerekçesiyle beraatlerine karar verildi. Ayrı dosyadaki 19 sanık da  bu suçlardan beraat etti.
Ne diyelim helal olsun!
Şimdi bunlara bir şeyler yazmazsak hakları kalmaz mı?
Yazalım o halde:
'Mahkemede aklandık..
Hamama gittik paklandık' öyle mi?...
Oysa, ‘Bin dereden su getirsen arınamazsın’
Artık  buralarda barınamazsın..
Haydeee..
Anca gidersin!..      
 

(Hatıralar sarmış 4 bir yanımı!)
 
KÜÇÜKLERE KAFA YASAK!
 
Ekim 2019’da Glasgow Üniversitesi tarafından yayınlanan araştırmaya göre bunama ve birçok sinirsel rahatsızlığın futbolcularda diğer insanlara göre 3,5 kat daha fazla görüldüğü kanıtlanmıştı. İskoçya’da alınacak yeni karara göre 12 yaşından küçük çocuklar topa kafayla vuramayacak. Kararın kısa sürede yürürlüğe girmesi bekleniyor.

Bu arada Beyin Sinir ve Omurilik Cerrahı Prof. Dr. Mustafa Bozbuğa, yaptığı açıklamada, "Çocukların topa kafayla vurmaları uzun dönemde bunama, dejeneratif beyin hastalıkları ve yüksek beyin fonksiyonlarının bozulmasına neden olabilmektedir. Türkiye'de de yasaklanmalı” dedi. (Bebeğim)
 

 
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR

 
NİHAT ABİ'NİN (KARANİS) PEYNİRİ!..
 
2 Ağustos 1967 günü kurulan Trabzonspor'un  ilk yönetim kurulunda da yer alan ve Bordo-Mavili kulüpte 5 dönem yönetim kurulu üyeliği yapan rahmetli Nihat Karanis, İsmet Özergin (Deli İsmet), Cinemre ve Zihni Abi'ler Ocak kulübünün bahçesinde sohbet ediyorlar. Biz tıfıllar da yandan çarklı dinliyoruz..
Konu ‘Nerenin peyniri iyidir’ filan.


Herkes bir peynir hikayesi anlattı, Nihat Abi 'Onlar da bir şey mi?’ dedi, ‘Geçen pazar hava alanına pikniğe gittik, kuymak yapacağım. Peyniri tam tavaya koydum ki bir kedi kaptı kaçtı. Karnım da çok aç kuymağı mutlaka yapmam lazım. Mübarek peynir öyle bir tellendi ki, telleri takip ede ede Akçaabat'ta yakaladım kediyi, aldım ağzından peyniri dönüp yaptım kuymağı da karnım doydu!”