Trabzonspor'da son yıllarda en çok konuşulan ve kamuoyunda gündemden düşmeyen konu, şüphesiz sakatlıklar... Gün aşırı takımda bir futbolcu sakatlanıyor. En son Djaniny ve Koita geçen hafta oynanan Kasımpaşa maçı kadrosuna alınmadılar. Gerekçe malum... Tek golle kazanılan o maçta oyuna ikinci yarıda giren Abdulkadir Parmak da topla ilk temasında sakatlanıp sahayı terk etmek zorunda kaldı. 

TRABZON’DAN RÜZGAR GİBİ METİN ALPER MÜDÜR GEÇTİ 

Hiçbir Emniyet Müdürü Trabzon’un, Trabzonlunun gönlünde bu kadar yer etmedi. Birçoğu geldi, ama iyi ama kötü hizmetini verdi ve nihayetinde ayrıldı buradan. Ancak Trabzon’dan rüzgar gibi geçen Metin Alper’in yeri ayrı… Sert bakışlarıyla düşmana korku salan, vatandaşa güven veren Alper’i şehir bağrına bastı. Gelişi suskun olmuştu ama gidişi hüzün seline dönüştü Alper’in. Özellikle uyuşturucu tacirlerine aman vermedi, bu konuda şehirde kuş uçurtmadı. Nitekim sonu da beyaz zehir operasyonunda ele geçirilen mermilerle yazılan ‘Andımız ’la oldu. En azından kamuoyundaki genel kanı bu yönde. Şehir halkı onun atanmasının ‘haksızlık’ olduğu, mobbing olduğu görüşünde. Yaptığı hizmetlerin karşılığı bu olmamalıydı. Konya doğumlu Alper, kendisi gibi Konyalı olan Ünal Karaman gibi derin bir iz bıraktı Trabzon’da. O da hem Trabzon’u hem de Trabzonspor’u benimsedi, özümsedi, gönlünün otağına oturttu. Her maçında Bordo-Mavili takımın fanatik taraftarı ve en büyük destekçilerinden biri oldu. Bayramlarda 6 vekil, vali ve belediye başkanlarının attığı mesajlar Alper’e duyulan saygı, güven ve özlemin dışavurumuydu.

Alper, Emniyet Teşkilatı’nın her biriminde sinerji ve disiplini şiar edindi, personeline ‘önce hizmet’ düsturunu aşıladı. Nitekim böylesine başarılı olan bir bürokratın apar topar Afrika’nın kuzeyinde bir ülkeye gönderilmesini kabullenemedi şehir halkı. Metin Alper müdürüm, yardımcısı Salih Turalı ile birlikte Öztürk Yapı Denetim’de Coşkun ve Mustafa Öztürk kardeşlere veda ziyareti yaptı. Birlikte kahvaltı yaptık, kısacık da olsa şehirdeki anıları tazeledik. Metin Alper’in yüzündeki tebessüm, kararlılık ifadesi aynı kalmış ama belli ki içinde fırtınalar kopuyor. Her şeye rağmen her tayin yeni bir hayra alamettir. Metin Alper’in Sudan’da da başarı yelpazesini geniş tutacağı inancındayız. Yolun açık dönüşün en kısa zamanda muhteşem olsun koca yürekli insan. İnşallah Sudan dönüşü sizleri daha iyi yerlerde göreceğiz Metin Alper müdürüm.

ARTIK TOP SİZDE SAYIN BAŞHEKİM!

İsmail Batur Trabzon futbolunun yapı taşlarından biridir. Tezgahından birçok futbolcu yetişti. Yıldız adaylarına kılavuzluk yaptı. Onlara öncelikle insana saygıyı aşıladı, disiplin aşıladı. Aynı zamanda eniştem olan Batur geçtiğimiz Salı günü geçirdiği rahatsızlıktan dolayı Ahi Evren Hastanesi’nde dört gün boyunca tedavi gördü. Öncelikle belirteyim ki bu hastane tam teşekküllü, tabiri caizse şehrin can damarlarından biri. Eniştem dört gün boyunca burada hayat buldu. Hastane doktorlarından hemşirelerine, en alt kademesindeki görevlilerine kadar canhıraş biçimde çalışıyorlar. Hiyerarşik düzeni öyle güzel uyguluyorlar ki hayranlıkla izledim onları. Hastaya hizmet şiarını belleklerine kazımışlar resmen. Onlar için arı ya da karınca benzetmesini yapsam abartmış sayılmam. Eniştem İsmail Batur'u sağlığına kavuşturan başta doktor oğlu, gözümün nuru, yeğenimden çok kardeşim gibi gördüğüm Hacettepe Üniversitesi Acil Servis uzmanlarından Yrd. Doç. Dr. Ali Batur olmak üzere Ahi Evren Hastanesi’nde anjiyosunu gerçekleştiren, memleketimizin değerli doktorlarından Doç. Dr. Selim Kul ve bizlerle candan ilgilenen sağlıkçılara çok teşekkür ederim.

 Hastanede böylesine takdir edilecek hizmetlerin yanında birtakım sorunlar da yok değil... Kıymetli kardeşim Yusuf Günaydın'ın işletmesini yaptığı, hastaların herhangi bir ihtiyaçları halinde başvurdukları adres olan Ahi Evren Sosyal Tesisleri’nin önündeki çam korusundan öyle kötü koku geliyor ki insanın burnunun direği sızlıyor adeta. Günaydın, nezih tesisiyle hastaneyi farklı bir kimliğe büründürdü ama tabii ki bu sorunun altından kalkması tek başına mümkün değil. Buradan hastane başhekimine seslenmek istiyorum. Hocam, senin görevin sadece hastanenin içiyle ilgilenmek değil. Bilakis hastanenin dış ortamı ve çevresi de sizin sorumluluk alanınız. Şayet ufuneti gidermeye yükümlü kişi Yusuf Günaydın'dır diyorsanız yanılıyorsunuz. Günaydın, işletmesinin çevre düzenlemesini dört dörtlük yaptı. Işıl ışıl parlayan hastanenin etrafındaki çamlık alandan yayılan kötü koku konusunda radikal önlem alınması kaçınılmazdır. Hastaların şifa bulduğu Ahi Evren'e yakışmayan koku konusunda artık top sizde!

PALANDÖKEN’DE AYI PENCEREYE DAYANDI SADİ TEKELİOĞLU’NUN DİLİ TUTULDU

Trabzonspor’un alt yapısından A takıma çıkan genç oyunculardan biri de Sadi Tekelioğlu kısa bir dönem de olsa Bordo- Mavili takımla idmanlara çıktı. Yeni sezon öncesi Erzurum Palandöken’e Trabzonspor kampa gider. Tabi kafilenin içinde Trabzonspor A takımına alınan Sadi Tekelioğlu da var. Erzurum Palandöken’de Trabzonspor kafilesi bir otele yerleşirler. Kaldıkları otelin alt katı zeminle birdir. Pencere de zemine kadar inmiştir. Sadi hoca pencerenin önünde yatar. Herkes uyumaya başlar, Sadi hocada uyumaya çalışır bir sağa bir sola döner bir türlü uyuyamaz. Pencere tarafına döndüğünde cama iki metre boyunda kocaman bir ayı dayanmış. Ayının içeri doğru baktığını görür. Sadi hoca ayıyı görür görmez korkar. Yataktan aşağıya düşer. Aynı odada kalan takım arkadaşları Sadi hoca’nın yerde olduğu görürler ona destek olmaya çalışırlar. Hocanın ayı korkusundan dili tutulur konuşamaz. Hemen hastaneye kaldırılır. Bir gün Hastanede tedavi görür ve kendine gelir dili açılır konuşmaya başlar. Arkadaşları ne oldu sana Sadi diye sorunca “Ayı gece pencereye dayandı. Ben daha pencere önünde yatmam” diyerek odanın en arka tarafına geçer.

RİZE’YE KİRALIK GİTTİ 12 MAÇTA 31 GOL ATTI

Geçen hafta efsanevi futbolculardan Mehmet Cemil Altın’un anılarını yazmıştım. Kaldığı yerden devam edeyim bu haftada. Mehmet Cemil abi o zaman hocası ile pek barışık olmazdı. Hocasına laf söylemeden duramazdı. Takım kampta iken her yer karanlık arkadaşlardan biri lambayı yakmak istemiş. Cemil abi de yakmaya gerek yok hocamızın kel kafası burayı aydınlatıyor demesi üzerine kadro dışı kaldı. Mehmet Cemil abi kadro dışı kaldığından idmanlara çıkmıyor. Kavakmeydan- Meydan arasında sarı taksilerden birinde dolmuşçuluk yaparken lig başladıktan 12 maç sonra Rize’ye verildi. Rizespor forması altında 31 golle Türkiye gol kralı oldu. ‘Top tekniğim yoktu, önüme atsınlar topu beni tutamazlar. Önüme atılan topların hepsini gole çevirdim. Bu benim için büyük başarı oldu. Tabi İstanbul takımları peşimde koşmaya başladı. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş transfer etmek için kıyasıya yarışıyor. Ben Trabzonspor’un futbolcusuyum. Lig bitti. Yönetim hocamıza durumu anlatır. Hocamız da ‘Mehmet Cemil bizim sözleşmeli oyuncumuz niye bırakalım da rakiplerimize gitsin’ der. Yeni sezonda hoca beni tekrar kamp kadrosuna alır.’ 

PALAMUTLAR ŞEKER HASTASI OLDU

İdris Hardaloğlu namı değer amca. Pandemiden dolayı uzun bir süre kendisi ile muhabbet edemiyorduk. O da mahalleye sık sık gelmiyordu. Geçtiğimiz Pazar günü Caminin önünde yakaladığı istavritleri sattıktan sonra çocukluk arkadaşı eniştem İsmail Batur’u evinin önünde ziyaret etti.

İdris abiye muhabbetine hasret kaldık nerelerdesin deyince, onda senaryo çok, daha önce palamutlarla konuşan amca bu sene palamutun neden bol olmadığını şöyle anlattı; ‘Palamut sezonu 1 Eylül’den itibaren açıldı. Geçen sene olduğu gibi bu sene de palamut tutamıyoruz. Kendilerine sordum ya nerelerdesiniz diye. Palamutlar ‘Deniz suyu sıcak. Hem de çok tatlı. Tatlı su bizlere yaramıyor, o nedenle şeker hastası olduk.’ derken Amca’nın palamutlara cevabı hazır, ‘Ağlarımıza takılmıyorsunuz. Elimiz kıyıya boş dönüyoruz. Sakın longoza düşüp köpekbalıklarına yem olmayın dememe kalmadı. Bir de ne göreyim Palamutlar kayığın kıçında horon tepmeye başladılar. Amca senaryo yazmaya bayılıyor. Ne yapalım Amca bizim amcamız. Onu bu şekilde idare edeceğiz…