TRABZONSPOR’UN KURTULUŞU GENÇLERE YÖNELMESİDİR

Türkiye Birinci Lig’inde kazandığı 6 şampiyonluğu kendi öz evlatlarıyla kazanan Trabzonspor, maalesef 1984’den bu yana bu mutluluğu yaşayamıyor. Teknik Direktör Jurgen Sundurman ve Jurgen Groh ile başlayan yabancı sevdası ne yazık ki Trabzonspor’u zirveye taşımaya yetmedi. Altyapıdan çıkan Hami, Hamdi, Fatih, Tolga, Gökdeniz gibi oyuncularla zirveye yaklaştıysalar hakemlerin gazabına uğratılarak en 3 şampiyonluğu elinden alındı. Bordo-Mavililer, 37 yılda belki de 250’ye yakın yerli ve yabancı futbolcu transfer etti. Bu oyuncular içinde Trabzonspor’a önemli katkı verenler sayısı iki elin parmakları kadar değil bile. En son alttan gelenler arasında yer alan Yusuf Yazıcı, Uğurcan Çakır, A. Kadir Ömür, A. Kadir Parmak idi.

Pandemi salgını sebebiyle dünyada ve Avrupa’da önemli bir çöküş içine giren futbol sektörü mecburiyetten dolayı alt yapıya yönelecektir. Trabzonspor’da üretmeye ve ürettikçe ayakta durmaya mecburdur. Zamanında gençlere fırsat verdiğimiz için Yusuf, A.Kadir Ömür, Uğurcan ve Hüseyin Türkmen kazanıldı ve onlar ile ekonomik olarak ayakta kalındı. Trabzonspor’un yıldızlara paralar yağdıracak bütçesi yoktur. Tabi ki takımda yıldızlarda olacaktır ama onların yanına gençleri koymak şarttır. Bugünlerde yeni gençlerimize yeteri kadar fırsat verilmediğini düşünüyorum. Ligde iddiamız kalmadığı bu dönemde Faruk Can, Atakan ve Hakan Yeşil gibi geçenlere fırsat verilmeli. Seneye bu takımda olmayacak olan yabancı oyunculara fırsat verileceğine bu genç oyunculara şans verilmeli. Bunları yaza yaza parmaklarımız ağırdı ağzımızda söylemekten tüy bitti. Trabzonspor’un kurtuluşu gençlerle beraber özüne dönmesidir. Mevcut ve bundan sonra gelecek olan yönetimlere duyurulur..

UĞURCAN INTER’E DAHA YAKIN

Trabzonspor’un Şenol Güneş’ten sonra yetiştirdiği dünya çapında bir kaleci olma yolunda olan ve İtalyan devi Inter, Uğurcan Çakır için 30 milyon Euro’luk teklif yapmaya hazırlanıyor. İtalyan basını da 1.91’lik eldiveni Inter forması giyerken karikatürize etmeye başladı. Bordo-Mavililerin Milli file bekçisi Uğurcan Çakır için Avrupa devleri resmen yarış halinde. 25 yaşındaki eldiven ile en ciddi ilgilenen takımlardan olan Inter ise elini çabuk tutmak istiyor.

Mavi-Siyahlı yönetim, Trabzonspor'a resmi teklif hazırlıklarına başladı. Bordo-Mavililerin bu transfer için beklentilerini araştıran İtalyan temsilcisi ilk etapta farklı Bonuslarla birlikte 30 milyon Euro’yu bulan bir miktarı masaya koymayı planlıyor. Karadeniz devine menajerler aracılığıyla bu teklifi kısa süre içerisinde resmiyete dönüştüreceğinin mesajını yollayan Inter’in, bu girişimleri İtalyan basınında da fazlasıyla yer almaya başladı. Çizme medyası da 1.91 boyundaki eldivenin Inter forması giyerken karikatürize edilmiş fotoğraflarını paylaşmaya başladı. Milli kaleciye yakın kaynaklar ise, İtalyanların ünlü kulübü Inter’e daha sıcak baktığını dillendiriyorlar.

27 MAYIS 1973 UNUTMA

Trabzonspor, 15 Mayıs Cumartesi günü sahasında küme potasında olan Ankara ekiplerinden Gençlerbirliği ile karşılaşacak. Yıllar önceye dönelim. Trabzonspor’un birinci lige çıkışını bir sene erteleyen maçtır. Oynanmamış maçtır aynı zamanda. Trabzonspor ile Kayserispor birinci lige çıkmak için rekabet etmektedirler ve iş averaja kalmıştır. Trabzonspor’un Kayseri’nin önüne geçebilmek için son maçta Gençlerbirliği’ni 5 farklı mağlup etmesi gerekmektedir. Tüm şehir kenetlenmiş ve Trabzonspor’un bu skoru elde edeceğine inanmaktadır da.

Fakat gelin görün ki, muhtemelen Kayseri’den güzelce bir mamalanmış olan Gençlerbirliği can güvenliği bahanesiyle maça çıkmayı reddeder. Ve maç hükmen 3-0 Trabzonspor lehine tescil edilir. Kayserispor birinci lige çıkar, Trabzonspor yerinde kalır. Trabzon milletvekilleri bu işi Meclis’te gündeme de getirirler ama sonuç değişmez. Siz Trabzonspor’un hakkının sadece 2011'de mi yenildiğini sanmıştınız? Bu ülkenin bu takıma, bu camiaya borcu bitmez, emin olun.

SARAL'IN YELPAZESİ

Bulmacalarda iki harfli bir ilçe soruldu mu hemen akla gelir Of. İki harfle hafızalara kazındı bu şirin yöre. Karadeniz’in hoyrat dalgaları gibi hırçın ama merttir Of insanı. Trabzon’un Rize'ye açılan kapısı olan ilçe gerek Türk siyasetine gerek kültürüne gerek iş gerekse futbol dünyasına yön veren insanlarıyla da bilinir. Mesela ünlü edebiyatçı Sabahaddin Ali'nin kökünün Of'a dayandığını çoğu kimse bilmez.

Of son yıllarda futbolla da anılmaya başladı. 3.Lig 1.Grup'ta mücadele veren Ofspor'un tarihi Trabzonspor'la hemen hemen aynı. Kuruluşu 1968 yılına kadar uzanıyor. Ofspor kulüp düzeyinde en büyük başarısını eski Başkan Ercan Saral döneminde yaşadı. O süreçte 2. Lig'e çıktı bu ilçe takımı. Saral da kulüp tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Uzun süre ağzını bıçak açmamış, kendi kabuğuna çekilmeyi tercih etmişti Saral. Ama bir döndü pir döndü yeşil sahalara. Ofspor’da başarılı bir dönem geçiren Ercan Saral şimdilerde Sancaktepespor'u satın aldı. Gelecek sene için çalışmalarına şimdiden başladı. Saral, 2008 yılında kurulan bu kulübe sihirli dokunuşlarını yapmayı sürdürüyor. İnanıyor ki Sancaktepe küllerinden doğacak ve başarıdan başarıya koşacak. Hedefleri için gözünü budaktan sakınmayan Saral bu işi kotarabilecek bir donanıma sahip. Dileriz zaman bizi haklı çıkarır.

İBO’YU ŞÖHRET BEN YAPTIM!

O Faroz Mahallesi’nin renkli siması idi. Kendinden başka kimselere zararı yoktu. Neşeli bir isimdi. 16 Şubat’ta aramızdan ayrılalı tam 3 ay gibi bir zaman olacak. Kimden bahsediyorum; rahmetli Can Tomruk’tan…

Rahmetli Can’da anılar bitmez. Arkadaş canlısı eli açık bir insandı. Geçenlerde Yalıspor Başkanı İsmail Erkaya, rahmetli Can Tomruk’un mahallede çimler üzerinde otururken bir videosunu attı. Ankara’da Baba Kartal, Abdullah Denizer ile yaşadıkları macerayı anlatıyor. Ben de noktasına virgülüne dokunmadan aynen kullandım;  

“Ankara’da Kızılay’da, Rizeli İsmail dayı var. Tavukçu restoran akşamları yemeğimiz hep orada yeriz. Bir gün yolumuz yine Ankara’ya düşer Ben, Abdullah Denizer ve Kartal Baba İsmail Dayı’nın restoranına gideriz. Restoran tıklım tıklım dolu masada oturmaya yer yok. İsmail dayı beni seviyor. Bana Can’ım dur dedi. Hemen ortaya bir masa yaptı.

Yan taraftaki masada bir kıyamet kopuyor. Makara acayip. Kartal babanın belinde ruhsatlı silah görünüyor, elinde tespih biz de yapılan masaya oturduk. Yedik içtik, Kartal başladı yalan konuşmaya, yalanın biri bir biz de gülüyoruz. Can bunları anlatırken yanında oturan Hüseyin Aslan bu esnada devreye girip gülerek Kartal yalan konuşmaz diyerek rahmetli Can’ı ikaz ediyor. Can istifini bozmaz anlatmaya devam eder, Yan taraftaki masa bize bakıyor. Kartal’ın şekli belli tespih elde tuvalete gidiyor. Yandaki masadan birisi kalktı Kartal’ın arkasına vurarak dedi ki Baba hürmetler. Bir de baktık ki İbrahim Tatlıses. (İsmail Erkaya ve Hüseyin Aslan ne dersin na haber ya. Habu da bomba idi) Babayı tanımıyor ya onun görüntüsüne diyor baba silah belde tanımıyor onu ya. Bu akşam Ankara’dayım Bali otelinde sahnem var. Masan orada ayrıldı. Baba da kalktı sağol İbo yavrum bu akşam işimiz var programım müsait olursa geleceğiz. İbrahim Tatlıses yanımızdan ayrıldı. Tuvalete giderken baba döndü bize dedi ki bu İbrahim Tatlıses’i şöhret ben yaptım” der. Faroz Mahallesi asla seni unutmayacak. Nurlar içinde yat güzel insan…

MUHAMMED’E DEVLETTEN KİYAT GElDİ MUSTAFA İLE KAYALIĞA NİYE GELMEDİ!

Eskiden büyüklerimizin yaşadığı anıları dinlemek o kadar güzel oluyor ki. İnsanın ruhu gençleşiyor. Sanki o yılları tekrar yaşamış gibi oluyorsun. Mustafa Öztürk’ün büyük ninesi 1995 yılında 103 yaşında iken vefat etti. Trabzon’un sayılı iş adamlarından işinde başarılı çalışkan genç iş insanı Mustafa Öztürk üniversiteye hazırlık yıllarında babasının babaannesi onun da büyük ninesiyle yaşadığı bir anısını anlattı. 1991 yılında abi, kardeş Muhammed ve Mustafa Öztürk ile öğretmenlik yapan aile dostları Yalçın Bulut’la birlikte Üniversite sınavına girdiler. Abi Muhammed Öztürk dershaneli olduğu için o Üniversiteyi kazandı. Muhammed’e kazandığına dair evlerine kâğıt gelir. Bu kâğıdı gören Hanife nineleri soruyu patlatır, ‘Uşuğum Muhammed’e devletten kağıt diyemediğinden kiyat geldi. Mustafa ile (Yalçın hocanın ismini söyleyemediğinden) Kayalığa devletten niye kiyat gelmedi.’