İnsanlar yaşadıkları şehirlerin kıymetini bilmezler

Ya isyan edip sürekli dert yanarlar ya da duymazdan görmezden gelirler

Oysa hepimize düşen sorumluluklar var

Her şeyden önce bizden sonra da bir yaşamın olacağını kabul etmek gerek

O kadar günlük ve anlık yaşıyoruz ki.

Etrafımızda olan bitenleri adeta görmezden geliyoruz

Şehirleri ayakta tutan alt yapı üst yapı binalar parklar değildir.

Şehirleri insanların yaşam biçimleri tarif eder..

Eğer yaşadığınız mahallede bir dayanışma-kaynaşma ve güzellik varsa..

Anlayın ki oraya bir yaşam anlayışı felsefesi dokunmuştur

Trabzon’un arka sokakları da öyle..

Her bir mahallesi ayrı bir kültürü yansıtıyordu..

Her mahallesinin ayrı bir öyküsü vardı..

Tarihi dokusu, sanatı, yaşam gerçekliği ve doğal güzellikleri ön plandaydı..

Gerçekçi olmak gerekirse özlediğimiz arzu ettiğimiz kültürden eser yok şimdilerde

Çünkü birçok değerlerimizdeki yozlaşma ve yok oluş ne yazık ki mahallelerimize de yansımış durumda

Bir araya gelme birlikte paylaşma ve ortak akıl noktasında büyük sıkıntılar var

Artık apartmanlarda bile bırakın toplantı yapmayı başkan ve yöneticiler bile bir araya gelemiyor

Komşuluktan eser yok..

Herkes her şeyden kaçar hale gelmiş

Ne sorun ortaya koymak ne de çözümün bir parçası olmak istiyoruz

Bu çok ciddi bir yıkım..

Eğer bu gidişata dur diyemezsek vay halimize..

Yok olan değerlerin yeri dolmaz ah-vah çekmek te işe yaramaz..

Neden hep eskiye özlem var sanıyorsunuz?

Siyah-beyaza neden dönmek istiyoruz ki..

Çünkü o tarihlerin saflığı ve güzelliği vardı..

İnsanlık kadir-kıymet bilirdi..

Herkes evinin önünü temiz tutar çöpleri yollara savurmazdı.

Sabahları günaydın der selamlaşma olurdu komşular arasında

Hoş sohbetler ev oturmaları vardı..

Parkları temiz tutar ağaç-böcek-çiçek  düşmanlığı yapmazdık..

Hangi ara bu kadar insanlıktan uzaklaştık vallahi aklım almıyor

Mahallede biri ölse herkes duyar acılarını paylaşmak için sıraya girerdik..

Düğün-dernek olsa koşa koşa giderdik..

Şimdi kim öldü kim yaşıyor kim yuva kurdu bilen yok..

Her şeyden vazgeçtim selam verip selam alan yok..

Valla şöyle bir gün Trabzon’un arka sokaklarını gezin beni daha iyi anlarsınız?

Başınızı kaldırın bakalım arka sokaklarda insanlık adına güzellikler adına dayanışma ve paylaşma adına ne kalmış?

Gençler nelerle uğraşıyor?

Kahvelerde neyin sohbetleri yapılıyor

Ayakta kalabilen mahalle bakkallarına bir girin halini hatırını sorun.

Muhtarları bir dinleyin?

Trabzon’un arka sokakları kimlere nelere teslim olmuş görün..