Başkent Üniversitesi’nin kurucu rektörü  Prof.Dr.Mehmet Haberal ile ilgili çok yazı yazdık. Haberal hocanın üstün nitelikleri, başarıları sayfalara, köşelere sığmayacak düzeydedir.

Pandemi  dönemini de sürece başarı ile yönetiyor, herkesin takdirini topluyor.. Covid -19 ile ilgili bir çalışmasının olduğunu duyduk. İnşallah hem dünyayı  şaşırtır, hem de bizi bu beladan kurtarır..

Dünya, Prof. Dr. Mehmet Haberal için şu:” Müthiş Türk Bilim Adamı”. Deyimini boşuna kullanmıyor..

Haberal hoca, Türkiye’nin onuru, dünyanın gururu olarak tarihte yerini almıştır. Başarı aileden geliyor. Kardeşi Prof.Dr. Ali Haberal, rektör olarak hem Üniversite’nin, hem de hastanenin başarısı için gece gündüz çalışıyor.

Haberal kardeşlerin başarılar covid-19 sürecinde de dikkat çekici düzeyde, umut verici çalışmaları var.

Mehmet hoca, covid-19 Türkiye’de görüldüğünde ”Doğaya dönüş” mesajı ile dikkat çeken ilk bilim insanı..

Tarlalar betonlaşmasın, Türkiye aç kalmasın” ilkesinden yıllardır ödün vermeyen bilim adamı Haberal, pandeminin ilk gününden itibaren aynı şeyi savundu. En önemli mesajı çevre üzerinden oldu.

*

Haberal kardeşler; pandemi döneminde bile, genç bir hekim heyecanı ve disiplini ile; maske-mesafe ve temizlik kurallarına uyarak sabah saat 06.00’dan gece yarılarına kadar hastanede ve ekipleri ile şifa dağıtıyorlar. Hiç mi yorulmazlar?

Güven veren dostlukları, onurlu dik duruşları, Türkiye’ye olan bağlılıkları, bilime olan hizmetleri takdire şayan, alkışlanacak düzeydedir.

Prof. Dr. Mehmet Haberal, Dünya Organ Nakli Derneği’nin ilk seçilmiş Türk ve Müslüman Başkanı, Sayfalara sığmaz başarılarından söz etmeye gerek yok..

Mehmet hoca 40 yıl öncesini, dün gibi anlatıyor. Hep iyinin, güzelin, hizmetin peşinde…

Hafızası süper… 27.Yıl önce vurduğu ilk kazmayı. Karşılaştığı zorlukları… Destek gördüğü dostlarını birer birer anlatıyor. Hiç unutmuyor… Bağlum’daki çölü nasıl bilim yuvasına dönüştürdüğünü gururla ifade ediyor.

                                                                   *

Mehmet hoca, benim gibi Rizelidir. Aynı ilçeden sayılırız. Hocanın bu başarılarını anlatırken hem gururlandı, hem de Çocukluğuna, odun ateşinin ışığıyla kitap okumaya çalıştığı Rize’deki köyüne götürdü onu. Hayallerini anlattı…

Rahmetli annesinin kendisine ettiği nasihati anlattı bize… Annesi hocaya ”Oğlum, size iyiyi, güzeli kimse vermez. İyiyi, güzeli, başarıyı sen bulup çıkaracaksın” derdi. Hocada öyle yapıyor...

Profesör Haberal’ın vücudunu 5 yıl hapishaneye hapsetmişler ama, ideallerini bir gün bile tutsak edememişler. Hocanın bedeni Silivri’de kilitliyken bile vizyonu başarıları dünyayı dolaşıyordu.

*

Mehmet hoca dostlarına hedeflerini anlatırken, dünü-bugünü yorumlarken, hiç umutsuz olmadı. Üniversiteyi kurdu, çeşitli bölümlerle binlerce öğrenci yetiştirdi, yüzlerce akademisyen ve çalışanlara iş imkanı sağladı. Hastane kurdu şifa dağıtıyor. Binlerce kişiye iş imkanı veriyor…

Uğradığı haksızlığın yüzde birine maruz kalan biri, lanet olsun böyle memlekete, verdiğim emekler haram olsun der, yılgınlığa düşer, hiç olmazsa dert yanar. Tam tersine... “Cezaevine konulacağımı rüyamda görsem inanmazdım ama, oraya konuldum diye memleketime küsecek değildim” diyor. İnsanın, her şartta daha iyi ne yapabilirim diye uğraşması gerektiğini anlatıyor.

İşte Mehmet Haberal… İşte Müthiş Türk Bilim adamı