Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, şike ve teşvikten 3 yıl 9 ay. Örgüt kurmaktan 2.5 yıl. Toplam 6 yıl 3 ay ceza yedi. Yargıtay bu hükmü onaylarsa ceza kesinleşecek. İndirimler yapıldıktan sonra örgüt kurmaktan 22.5 ay, şikeden de 30 ay olmak üzere 52.5 ay hapis yatacak. Yattığı 12 aylık tutukluluk süresini bu cezadan düştüğünüzde geriye 40.5 ay kalıyor. Bu da Aziz Yıldırım'ın 3 yıl 4.5 ay daha hapis yatacağı anlamına geliyor. Tahliye edilmesinin nedeni içerde yattığı sürenin yeterli olmas değil, kaçma ve delilleri karartma şüphesinin bulunmamasıdır. Doğru olan da budur. Kim olursa olsun tutuksuz yargılanmalıdır. Tutukluluk cezaya dönüşmemelidir. Türk adaletini kutluyorum. Kutlamamın nedeni verilen cezadan kaynaklanmıyor. Başbakan 3 temmuzda ''gereğini yapın'' diye çok yerinde bir karar verdi. Ancak bu kararının arkasında duramadı. Geri adım attı. Futbol federasyonu ''durum çok vahim'' dedi. Ancak bu kararının arkasında duramadı. Geri adım attı. UEFA Fenerbahçe'yi şampiyonlar liginden kovdu. Ancak bu kararının arkasında duramadı. Geri adım attı. Fenerbahçe hep korundu. Muhalefet partileri bu süreçte sınıfta kaldı. Mağduru unuttular. Oy kaygısıyla hareket ettiler. Tek bir kez bile Trabzonspor'u savunmadılar. CHP konuyu başka tarafa çekmeye çalıştı. MHP ise tavrını daha baştan belli etti. Fenerbahçe'nin yanında yer aldı. Medya ise başından sonuna kadar Fener'i tuttu. Trabzonspor haksızlığa karşı çığlıksız kaldı. Tek dayanacağı nokta iç dinamiklerin güç birliğiydi. Bu nokta da hayal kırıklığı yaşandı. Fırsatçılar ve çıkarcılar kol kola girdi. Yönetim nezdinde Trabzonspor'a vurdu. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, ”Başkan niçin imza attı.” diye fırsatçılık yapabildi. Süleyman Varlıbaş, ”Yönetim acz içinde.” diye suçlayabildi. Nuri Albayrak, ”Biz de temiz değiliz.” diyerek Trabzonspor'a leke sürebildi. Bakan İsmet Yılmaz, ”Şampiyonluğu istemeyi bırakın. Çok çalışın önümüzdeki yıllarda olursunuz” diyecek kadar basitleşebildi. İbrahim Hacıosmanoğlu, ”Şenez Erzik’in ifade ettiği gibi sıkıntılara maruz kalınırsa, Sadri Şener’i  şehre sokmazlar” şeklinde konuşabildi. Aziz Babuşçu; ”Artık mağduriyet ve mazlum edebiyatı bir kenara bırakılmalı” diyecek kadar duyarsız hareket edebildi. Camia Trabzonspor'u yalnız bıraktı. Bu süreçte görevini yapan tek kurum yüce Türk yargısı oldu. Yaşananlardan etkilenmedi. Suçluyla suçsuzu birbirinden ayırdı. Kendilerine Trabzonsporlular adına binlerce kez teşekkür ediyorum. Umutlarını ve inançlarını yitirdikleri bir noktada, bu karar yüreklerine su serpti. Bu karar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ciddi bir derstir. Bu karar futbol federasyonu başkanı Yıldırım Demirören'e, yönetimine ve tüm kurullarına bir tokattır. Bu karar UEFA'ya bir tokattır. Bu karar Fenerbahçe medyasına bir tokattır. Bu karar işi sulandırmaya(Ergenekon, Fetullah) çalışanlara bir tokattır. Bu karar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bir tokattır. Bu karar MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bir tokattır. Bu karar camia içindeki fırsatçılara ve çıkarcılara bir tokattır. Yaşasın Türk adaleti!

Editör: TE Bilisim