2 gün süren çalıştaya Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin, Tunceli, Batman, Siirt, Elazığ, Bingöl ve Şırnak'ta görev yapan gazeteciler, cemiyet başkanları ve kamudaki basın birimi temsilcilerinin katıldı.
Son dönemde gözlerin üzerine çevrildiği Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da özellikle basın mensuplarının sürece dahil edilerek ciddiye alınmasını önemsiyorum.
Daha sağlıklı daha samimi ve daha özgür ortamlarda basın mensupları hem kendilerini hem de yaşadıkları kentlerin sorun ve çözüm önerilerini özgürce ortaya koyabilmeli.
Bu tür oluşumların ve toplantıların arkası gelmeli.

Çalıştaydan çıkan sonuçlarda mutlak suretle samimi bir şekilde hayata geçmeli.
Çünkü orada konuşan her arkadaşın tespiti çok önemli ve değerlidir
Bölgede yaşananlar ve geleceğe yönelik beklentiler noktasında basın mensupları es-geçilmemeli.

Şehirlerin en güzel nabzını onlar tutuyor

Kardeşlik projeleri kapsamında bölgede tanıştığım çok değerli kardeşlerim- abilerim oldu. 
Güzel dostluklarımız aynen devam ediyor.
Gönül köprülerinin kurulmasında onların çok değerli katkıları var.
Her fırsatta bir-araya gelerek hoşsohbetleri yapıyoruz.
Gücüm yettiğince de onların taleplerini ilgili yerlerle paylaşıyorum.
Basının içinden gelen biri olarak bir-birimizi anlama noktasında sıkıntı yaşamıyoruz
İstanbul gibi büyük kentlerde ya da Anadolu’da gazetecilik yapmakla Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesinde gazetecilik yapmak aynı değil.
Neler çektiklerine nasıl sıkıntı yaşadıklarına ben şahidim.
Geçmiş dönemde yaşanan acı deneyimleri unutmamak lazım.
Batman’da Tunceli’de Mardin’de Ağrı’da Hakkari’de elinizdeki fotoğraf makinası ve kaleminizle sadece gerçeklerin bile üzerine gitmenin ağır bedelleri var.
Ne yapsa yaranamaz bölgedeki basın emekçileri.

Aldıkları üç-kuruş ücret bile birilerine batar



Mesleğini yaparak evine ekmek götürmek isteyen ve helalinden işinin hakkını vermek isteyen ülkenin neresinde olursa olsun basın çalışanlarının işi zordur.
Çünkü birileri size hep sırtınızı dayanmanız gereken adres işaret eder.
Oysa adres doğru-tarafsız-gerçek ve dürüst gazetecilik olmalı.
Bunu ne kadar başardığımızı hep beraber görüyoruz.
Bir zamanlar en çok güvenilir kurumlar arasında yerini alan basın sektörü şu zamanda can çekişiyor her geçen gün itibar ve güven kaybediyor.
Sosyal medyanın hızı ise yazılı ve görsel basını felç etmiş durumda.
İnsanlar anlık olayları anında öğrenebiliyor, habere artık en hızlı be en yerelden ulaşabiliyor.
Bu süreçte yapılması gereken özellikle yerel basını desteklemek olmalı.

Ama bu desteğin mutlaka altı-üstü dolmalı

Her önüne gelen kendine gazeteciyim diyememeli her şeyden önce.
Şakrabanlar-şak-şakçılar-yalakalar ayıklanmalı.
Dik duran-işi gazetecilik olan-vicdan ile cüzdan arasında sıkışmayanlar olmalı bu camiada.
Kentlerin dinamikleri de basına destek olurken gözdağı vermemeli.
Unutulmamalı ki basın mensupları aynı zamanda yaşadıkları şehirlerin vizyonu ve misyonu açısından çok önemlidir.
Gazeteci vitrindir.
Yerel basın ne pahasına olursa olsun sahiplenilmeli.
Basının saygınlığını ve güvenilirliğini yeniden kazanmak istiyorsak bu dediklerimin yerine gelmesi şart. 
 

Editör: TE Bilisim