Avrupa Gençlik Olimpiyatlarının sadece sportif etkinliklerle değil, bir çok soru işaretini de akıllarda bıraktı “5 gün süren ve yaklaşık 500 milyon TL’nin, eski parayla 500 trilyonun harcandığı ve bütün kurum ve kuruluşların seferber edildiği bir organizasyon için de, “Güzel bir sportif etkinlik oldu, eğlendik” deyip geçemeyiz.” Dere akar kumu kalır misali Trabzon 2011 Avrupa Gençlik Oyunları Hazırlık Komitesi’nde, İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Koordinatör Yardımcısı olarak görev yaparken burada gördüğü yanlışlara sessiz kalmaması sebebiyle görevden ayrıldığını belirten Balaban TAKA’ya konuştu. Balaban, “Görevden ayrıldıktan sonra 13 Aralık 2010 tarihinde Trabzon Gazeteciler   Cemiyeti’nde bir basın açıklaması yapmıştım. Bu açıklamada, “9 ay gelir, geçer. 30 Temmuz 2011’den sonra herkes gider, ama bizler bu şehirde yaşayacağız. ‘Dün dündür, bugün bugündür’, ‘Toplumsal hafıza zayıftır, her şey unutulur gider’ diye bekleyenler, emin olun ki çok yanılacaktır” dediğini hatırlattı. Olimpiyatlarının sağlığı için sustum “30 Temmuz 2011 tarihine kadar, ülkeme gelecekte alınması planlanan (2020 İstanbul olimpiyatları gibi) yeni olimpiyatlara referans olabilecek olan Trabzon 2011 Avrupa Gençlik Olimpiyatlarının selameti açısından üzerimize düşen sorumluluk gereği susmayı kendimize görev edinerek sustum” diyen Balaban,  “Ancak; Olimpiyatların bitimi olan 30 Temmuz 2011 tarihi gelip yabancı ülke kafileleri ülkemizden gittiğinde ve biz bize kaldığımızda, Trabzon ve ülkemiz adına ve T.C.’nin bize vermiş olduğu vatandaşlık görevimiz gereği olarak bu işlerin başlangıcında söylenen sözlerin ve bunları söyleyenlerin takipçisi olacağımızı söylediğimizden bu tarihten sonra asla susmayacağımızı açıkça ifade ettik. Şimdi ise o gün geldi çattı” şeklinde konuştu. Ayrılmak zorunda bırakıldım Kendisinin 13 yıl daha hastane müdürlüğü yapabilme imkanı varken emekliye ayrıldığını ve hastane müdürlüğü sürecinde idari ve mali işler konusunda edinmiş olduğu tecrübeyi Trabzon 2011 Koordinatörlüğünde kullanmak, Trabzon’a ve ülkesine hizmet etmek için görev aldığının altını çizen Balaban, “Ancak; Karadeniz Oyunlarından sonra, Trabzon 2011 Olimpiyatlarının Trabzon’a alınmasının baş mimarı olan  Sayın Mehmet Atalay’ın  Baş Koordinatörlüğünde büyük bir özveri ile başladığım bu görevimden, Sayın Atalay’ın  Olimpiyatlar Baş Koordinatörlüğü  görevini aniden bırakması (!) sonrası  akıllarda soru işaretleri bırakan birçok olumsuzluklar ve haksızlıkların hat safhaya ulaşması sonucunda  görevimden ayrılmak zorunda bırakılmıştım” dedi. Devlet adına görev yapanlar, devlete hesap verir 26 yıllık bürokrasi tecrübesine sahip olduğunu belirten Balaban, “Şunu özellikle belirtmek isterim ki Devlet adına görev yapanlar kullandığı kaynakların gerçek sahibinin halk olduğunu, bu nedenle hiç kimsenin “Ben bu makamda dilediğimi yaparım, kimseye de hesap vermem” gibi bir düşünce içinde olamayacağının altını çizmek isterim” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü: “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Bizler yöneticilik yaptığımız dönemde, 2-3 yılda bir devletin müfettişlerine ve denetçilerine yaptığımız işlerle ilgili, hesap vermişizdir. “Ben buranın teknik direktörüyüm, kimseye hesap vermem” demeyle bu işler yürümez. Teknik direktörlük yapmak isteyenler TÜFAD ’a gelip üye olur ve teknik direktörlük yaparlar. Ancak; orada da hesap vardır. İdari ve mali açıdan kulüp yönetimine, manevi açıdan taraftara karşı. Yani hesabın verilmediği yer yoktur.” Ben hesap vermeye hazırım “Ben bu organizasyonda bir yıl görev yaptım. Bu bir yılın hesabını vermeye de hazırım. Benden sonra dokuz ay daha bu organizasyonda satın alma ve mali işler devam etti. Bu görevleri kimler yaptı bunu bilmiyorum. Bu görevi yapanlar da benim gibi hesap vermeye hazırdır diye düşünüyorum. Bu nedenle 5 gün süren ve yaklaşık 500 milyon TL’nin, eski parayla 500 trilyonun harcandığı ve bütün kurum ve kuruluşların seferber edildiği bir organizasyon için de, “Güzel bir sportif etkinlik oldu, eğlendik” deyip geçemeyiz. Şahsıma gelince;  yukarda da bahsettiğim gibi Olimpiyatlardaki görevimden ayrıldıktan sonra, “Neden görevinden ayrıldın?” sorusuna binlerce kez cevap verdim ve “Günü gelince bizim de söyleyeceğimiz  birkaç cümle olacaktır” dedim. Şimdi o gün geldi, bu birkaç cümleye dikkatlerinizi çekmek isterim” Satın alma ve mali işler birimi kimlerden oluşmuştu? “Trabzon 2011 Koordinatörlüğü satın alma ve mali işler birimi; muayene ve şartname hazırlayan komisyonlar hariç, harcama yetkilisi Nihat Doker, Gerçekleştirme  görevlisi Nurettin Balaban, satın alma birim sorumlusu G.E. muhasebe yetkilisi G.T. ve A.Ç., depo sorumlusu K.Y.’den oluşmuştu. ” Satın alma biriminde satın alma ve mali işler prosedürü nasıl işler? “Koordinatörlükte görev yapan ihtiyaç sahibi birim sorumlusu, ihtiyaç duyduğu mal veya malzeme alımı için bir talep formu düzenler ve idari birim aracılığı ile gerçekleştirme görevlisine (N.B) yazılı olarak sunar. Gerçekleştirme görevlisi (N.B) ihtiyacı inceler ve bu mal veya malzemenin depo mevcudunda var olup olmadığını depo yetkilisinden (K.Y) sorgular, depo mevcudunda yok ise ilgili talep formunu bir onay yazısı ekinde harcama yetkilisinin (N.D) onayına sunar, harcama yetkilisinin onay vermesi sonrası alımın yapılabilmesi için idare aracılığı ile onay ekinde ihtiyaç talepleri satın alma birimine gönderir. Satın alma birimi (G.E) ve diğer komisyon üyeleri onay ekinde satın alınması istenen mal ve malzemelerin idari ve teknik şartnamelerini rekabete açık olacak şekilde,  söz konusu ihtiyaçların özellikleri konusunda uzman kişilerden oluşan komisyonla idari ve teknik şartnamelerini hazırlar ve sonucunda satın alınması gereken malzeme veya mal alımına ya doğrudan temin, ya pazarlık, ya da açık ihale usulü ile satın alma yoluna gider. Satın alma birimi tarafından ihale yönetmelikleri doğrultusunda satın alma işlemleri tamamlanan ihtiyaçların satın alma kararını, ihale komisyonunca karara bağlayarak ilgili ihale kararını imza altına alınır. Prosedür Nasıl İşlemeli? “Satın alınan ihtiyaçlar ihale kararında adı geçen ve en uygun bedeli teklif firma sahibine resmi yazıyla bildirildikten sonra, şartnamelerde belirtilen teslim süresinde satın alınan mal veya malzemeler, firma tarafından sevk irsaliye  ile  kurum veya  kuruluşun deposuna getirilerek, idari ve teknik şartname hükümleri doğrultusunda idarenin yetkili muayene komisyon başkanı, muayene komisyon üyeleri depo sorumlusu tarafından kontrol edilip imza altına alındıktan sonra depo teslimatı tamamlanır. Teslim alınan mal veya malzemelerin bedeli gerçekleştirme görevlisi (N.B), muhasebe yetkilisi (G.T) ve ( A.Ç) ve harcama yetkilisi (N.D), tarafından tahakkuk ettirildikten sonra, ilgili firmanın banka hesabına banka havalesi ile ödemesi yapılır ve bu süreçle satın alınma ve mali işler süreci  tamamlanmış olur. Akılda Kalan soru İşaretleri Şimdi; geçmişte Devletin emekli bir bürokratı ve ayrıca Trabzon 2011 Olimpiyatları genel koordinatör yardımcılığını 12 ay süreyle yapmış bir T.C vatandaşı olarak, Trabzon 2011 Olimpiyat koordinatörlüğünde görev yapan yetkililere benim görev alanımı ilgilendiren şu soruları sormak isterim: 1-Yapılan Alımlarda Hangi Prosedür Uygulanmıştır? Genel koordinatör mal ve malzeme alımlarını Trabzon dışındaki istediği firmalar da kendi istediği gibi aldı mı almadı mı? Buna itiraz edip, genel koordinatöre hitaben ; “Bir alımın dosyasına talebi yapan ve şartnameleri hazırlayan imza sahipleri hariç, 4 ihale komisyon üyesi, 3 muayene komisyon üyesi, 1 depo, 1 muhasebe yetkilisi olmak üzere toplam 9 kişi imza atıyor, bu nedenle bu gibi alımları istediğiniz gibi yapamazsınız” dediğimizde, bu sözlerimizi  dikkate almayan genel koordinatör, konuyla ilgili Y.U. hariç (ki daha sonra koordinatör tarafından ödüllendirildi ve genel sekreter yapıldı) 10 Mayıs 2010 tarihinde tüm koordinatör yardımcı arkadaşların imzasıyla tutanak tuttuğumuzu öğrenince, benim ve diğer koordinatör yardımcısı arkadaşlarımla yaptığı bir toplantıda “Burada yetkili benim, istediğimi alırım, kimseye de hesap vermem, ben buranın teknik direktörüyüm, siz ise benim yardımcı antrenörlerimsiniz, hiç kimse vazgeçilmez değildir” diyerek işten atma tehditlerini savurmuş,  bizleri tahrik ettiği yetmezmiş gibi cebinden ses kayıt cihazını çıkartıp kayıt işlemini başlattıktan sonra kendisine hitaben; “Ses kayıt cihazını neden açma ihtiyacı duydunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz, bizi ses kayıt  cihazıyla mı korkutacaksınız” diye tepki koyunca; şahsımı hedef seçti. Devlet adına haklı olduğum bu olaydan sonra şahsıma hiçbir resmi tebligat yapılmadan ve benim yetki ve sorumluluğum devam ederken, görev alanımda olan personel ve satın alma işlerini başkasına yaptırdı mı, yaptırmadı mı?” “Ulaşım ve yemek gibi her yönüyle önem arz eden hizmet ihaleleri (biz bu ihaleleri açık ihale usulü ile ulusal ve yerel medyada ilana çıkarıp 6-7 önceden ihale yapmayı planlamıştık)  Söz konusu alımlarda hangi ihale usulü uygulanmıştır?” 2-Satın alma ve Mali İşler biriminde çalışanlar neden görevlerinden alındı veya bu görevlerini bırakmalarına sebep olundu? “Olimpiyatlar koordinatörlüğüne ait mal, malzeme, yapım ve onarım, hizmet ve diğer alımların ve harcamaların yapılması için görevlendirilip üst makamlarca onaylanan  satın alma ve mali  birimlerde görev yapanlar, genel koordinatör hariç belirli aralıklarla neden  görevlerinden alındılar veya ayrılmaya zorlandılar? Bu birimde görev yapanlar 73 milyon insanın hakkını sırtında taşırlar ki, bizler gerek bürokraside, gerekse buradaki görevlerimizi yaparken bu yükü ve sorumluluğu hep omuzlarımızda taşıdık. Ne hikmetse bu birimde yetkili olarak ilk olarak şahsım, benden sonra ise mali konuda en yetkili imza sahibi muhasebe yetkilisi G.T. ayrılmak zorunda bırakıldı. Daha sonra depoya mal ve malzemelerin giriş ve çıkışından sorumlu olan K.Y. bu görevinden alındı. Oyunların bitimine bir ay kala satın alma birim sorumlusu G.E. istifa etti. En son muhasebe yetkilisi A.Ç. görevinden alındı. Ve hiçbir açıklama yapılmadı. Bu kadar önem arz eden bu birimlerde görev yapanlar neden yok oldu?” 3-Muhasebe yetkilisi 10 gün kala neden görevden alındı? “Bütün ödeme evraklarına imza atan muhasebe yetkilisi durup dururken, üstelik de 10 gün sonra bitecek olan olimpiyatların bitimini beklemeden ne oldu da görevinden alındı?” Haksızlık karşısında hiç eğilmedim “Hayatım boyunca hep dik durmaya çalıştım, ‘kul kuldan korkmaz, Allah’tan korkar’ gerçeği ile bu güne kadar yaşantımın hiçbir anında korkuya asla yer vermedim. Haksızlığa karşı anında tepki koydum. Bu yaşıma kadar şerefim ve onurumla, ülkeme ve insanımıza hizmet etmeye çalıştım. Onurum ve şerefim için haksızlık karşısında; Hz. Ali (R.A)nın “HAKSIZLIK KARŞISINDA EĞİLMEYİNİZ, ÇÜNKÜ HAKKINIZLA BERABER ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ” sözlerini kendime ilke edindim, asla eğilmedim ve eğilmeyeceğim de.” “Devlet adına görev yapanlar kullandığı kaynakların gerçek sahibinin halk olduğunu, bu nedenle hiç kimsenin “Ben bu makamda dilediğimi yaparım, kimseye de hesap vermem” gibi bir düşünce içinde olamayacağının altını çizmek isterim.” “Hayatım boyunca hep dik durmaya çalıştım, ‘kul kuldan korkmaz, Allah’tan korkar’ gerçeği ile bu güne kadar yaşantımın hiçbir anında korkuya asla yer vermedim. Haksızlığa karşı anında tepki koydum.”

Editör: TE Bilisim