Bu sezon şikenin kara saban gibi ligimizin üzerine çökmesi tüm beklentileri alt üst ettiği gibi takımımızı bir başka etkilediğini söylersek abartmamış oluruz. Bu elbette geçen yılın kadrosunu dağıtıp Avrupa’nın ikinci sınıf ülkelerinden futbolcu transfer edip kurulan takımın mazereti asla değildir. Ancak sıkıştırılmış ligin en ağır faturasını ödeyen takım da maalesef biz olduk. Zira üç dört futbolcunun dışında yenilenen takımda teknik adamın yeni takımı ile ilgili ne uyum için zamanı oldu nede teknik taktik çalışma fırsatı oldu. Öyle ki sezon açılır açılmaz bu yeni takım sezonun en önemli maçları olan Avrupa elemelerinde kendini buldu. Bu yetmemiş gibi sıkıştırılmış lig ile birlikte üç günde bir maç oynamak zorunda kaldı. Bu süreçte Avrupa’da Beşiktaş ile oynayan iki Türk takımı olmamıza rağmen bir maçımız dahi ertelenmemiştir. Ligin sonu sıralamasında dört büyüklerin sadece kendi liginde oynayanların ilk iki sırayı almaları diğer ikisinin üç ve dördü paylaşmalarının temel nedeni budur. Bütün bu olumsuzlukların yanında yönetimin ilk kez karşılaştığı şike olayının direkt içinde olması Şenol hocanın da zaman zaman takımı bir kenara koyarak bu mücadelede etkin rol oynamak zorunda kalmış olması bizim için bir başka sıkıntı oluşturdu. Zorluk derecesi bir hayli yüksek bu koşulları en az zararla ya da zararsız geçmenin bir tek şartı vardı ne yazık ki o da bizde yoktu. O şart da kaliteli ve de güçlü bir kadro. Bu anlamda oyunu daha sezon başında uyguladığımız transfer politikası ile kaybettik. Bence bu yönetim ve teknik kadronun bağışlanamaz en büyük hatası budur. Geçen yıl ki takıma şampiyonluğun olanaklarını da katarak uygulanacak bir transfer politikası kulübün gelecek üç beş yılının kurtarılması gerekirken maalesef tersini yaşar durumda olmamız ne büyük talihsizliktir. Özetlemek gerekirse ki takip edenler bilirler bu sezon yaşananlar elbette bunlarla sınırlı değil. Detaylandırsak gazetedeki tüm bir sayfa bile yetmez. Şimdilik bu kadarı ile yetinerek son cümlelerimizi yazmaya çalışalım. Yazılarımı zaman zaman da olsa takip edenler çok iyi bilirler, yabancı ve yerliler dâhil bana göre bu takımın formasını hak ederek giyebilecek futbolcu sayısının üç ya da dördü geçmediğine inananlardanım. Bu düşüncemi dikkate alarak söylersem bu kadro ile alınan üçüncülüğün ve direkt Avrupa kupasına katılıyor olmamız fevkalade başarıdır. Umarım bu sezondan ders alarak gelecek sezona büyüklüğümüze yakışır bir kadro ile başlamış oluruz. Sonuç olarak istenilen neticeyi alamamış olsalar da eski bir yönetici olarak verdikleri emeği yakından bilen ve de takip eden biri olarak verilen o emeklere saygılarımı sunuyorum. ÖZEL NOT: Gelecek yazımda transferle ilgili düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım.
Editör: TE Bilisim