Ulusal Süt Konseyi (USK)’nin,15 Mayıs 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ süt tavsiye satış fiyatını litrede brüt 7,50 lira olarak belirlediğini hatırlatan Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Konsey yaptığı açıklamada; ‘çiğ süt üretim maliyetinde önemli bir değişiklik olduğunda önümüzdeki süreçte piyasa şartlarına göre tekrar değerlendirme yapılacaktır’ dedi.Bugün itibarıyla üreticilerimizin eline kesintiler çıktıktan sonra ortalama 7 lira geçiyor. Bazı yerlerde ise bu fiyatında altında çiğ süt satılıyor. Gerek üretici örgütleriyle birlikte gerekse Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) olarak yaptığımız açıklamalarla ‘üretim maliyetlerinde önemli artışlar olduğunu’kamuoyuna duyurduk ve süt fiyatlarının revize edilmesinin önemine dikkat çektik. Bugün parite, beklentimiz olan 1,5 seviyelerinden çok uzakta, 1 civarındadır. Üreticimiz bir kilogram süt satarak ancak bir kilogram yem alabilmektedir. Bu durum sürdürülebilir değildir. Yeni sezonda yonca ve mısır silajı gibi kaba yem maliyetleri de yükseldi.Öte yandan üreticilerimizin tek maliyeti yem de değildir. Son günlerde bir miktar düşüş yaşansada mazota, elektriğe, işçiye, nakliyeye, ilaca zam geliyor. Üreticilerimiz artık ne önünü görebiliyor ne de geleceğini planlayabiliyor. Yetkililerin‘süt fiyatları artırıldığında yem fiyatları da artıyor, bu yüzden süt fiyatlarında artışa gitmeyeceğiz’ şeklinde söylemleri bulunuyor.Bu gerekçeyle nereye kadar süt fiyatları artırılmayacaktır?Krize giren süt işletmeleri nasıl ayağa kaldırılacaktır?Azalan üretim nasıl artırılacaktır?

TÜKETİCİLER ÇOK YÜKSEK FİYATLARDAN SÜT TÜKETMEK ZORUNDA KALACAKTIR

Sektörde işlerin iyi gitmediğini sadece biz söylemiyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri de bizi destekliyor.TÜİK’e göre son beş ayda geçen yılın aynı dönemine göre toplanan inek sütü miktarı yüzde 2,8, içme sütü üretimi yüzde 6,5, peynir üretimi ise yüzde 5,2 oranında azaldı.
Sanayiciler çiğ süt bulmakta, marketler ise süt ve süt ürünlerini satmakta sıkıntı yaşıyor.Hem üretim hem de talep ayağındaki daralma, sektördeki ciddi sorunu gözler önüne seriyor.Asıl sorun talep ayağındaki daralma ortadan kalkınca yaşanacaktır.İşte o zaman artan talebi karşılayacak yeterli ürün bulunamayacak, tüketiciler çok yüksek fiyatlardan süt ve süt ürünleri tüketmek zorunda kalacaktır. Buna yönelik hazırlıklı olmak zorundayız.”

ÜRETİCİLERİMİZ YORULDU

Sütün üretimden pazarlamasına kadar ki tüm sürecin,doğrudan döviz kuruyla ilişkili olduğuna dikkat çeken Bayraktar, “dövizdeki yukarı yönlü en ufak bir hareketlenmede zincirin her halkası ciddi maliyet artışlarıyla karşılaşıyor” diyerek, açıklamasına şöyle devam etti; “Bu artışların üretime ve tüketime olası yıkıcı etkilerini azaltmaya yönelik her türlü tedbir hayata geçirilmelidir.Son dönemde yem fiyatları o kadar arttı ki, üreticilerimizdamızlıklarını kestirip elden çıkarmaya, genç dişi hayvanları (düve) ise damızlığa çekmek yerine besleyip kesime göndermeye başladı. Sahada damızlık hayvan kesimlerinin hala devam ettiğini artık kabul etmemiz gerekiyor. Üreticilerimiz, ellerinde tuttukları hayvanlarına ise ‘daha az yem, daha az süt’ diyerek verdikleri fabrika yemini azalttılar, hayvanlarını dengeli beslemekten vazgeçtiler. Asıl tehlike de işte burada başladı. Dengesiz beslenmeye bağlı olarak damızlık hayvanlarda besleme hastalıkları ve üremeye yönelik sorunlar artmaya başladı.Yani damızlıklar bir birelden gidiyor, elde kalanlar ise damızlık vasfını kaybediyor. Özetle sektörün üretim ayağında çok ciddi kayıplar yaşanmaya başladı. Dengesiz besleme sonucu damızlık hayvanları erken elden çıkarma, buzağı alamamagibi durumlar hem süt hem de et sektörünün geleceğini tehdit ediyor.İlerleyen zamanlarda üreticinin damızlık hayvan ihtiyacı ülke içerisinden yeterli hayvan bulunamadığı ve yurt dışından ise çok pahalı olduğu için karşılanamayabilir.Maalesef yılların emeği olan damızlık hayvanları elde tutup, geliştirme noktasından kopma noktasına geldik.
Kamuoyunun şunu çok iyi bilmesini istiyoruz. Eğer ilerleyen zamanlarda ‘et ve süt ürünlerinde fahiş fiyatlar’ tartışılırsa bilin ki bu bir anda gelişmiş bir sorun olmadığı gibi bir anda da giderilebilmesi mümkün bir sorun değildir. Biz uzun süredir bu konuyu dile getiriyoruz ama maalesef politikalar sadece geçici oluyor. Artık üreticilerimiz,‘sürdürülemez çiğ süt fiyatları ve artan maliyetler nedeniyle sürekli fiyat talep eden’ konumda olmaktan yoruldu. Yüksek süt fiyatlarına ulaşmakta zorlanan, sağlıklı ve dengeli beslenememe riskiyle karşı karşıya kalan tüketicilerimiz de durumlarından memnun değildir.” Diye konuştu.  
 

Editör: TE Bilisim