234 sayfalık özel raporda Covid 19 salgınıyla mücadelede sağlık alanında yapılanlar, salgınla mücadelede alınan idari tedbirler ve sürecin yöneltilmesinde ekonomik olarak alınan kararlar değerlendirildi.  Tüm insanlığı tehdit eden COVİD-19 salgın hastalığı ile mücadele ederken tüm dünyada olduğu gibi Türkiye‘de de sağlık alanında, bireysel, dini ve sosyal hayatta, asayiş ve güvenlik hizmetlerinde, ekonomik alanlarda önemli çalışmalar yapıldı, ciddi ve kapsamlı tedbirler alındı. Alınan tedbirler ve uygulamalar sayesinde, hemen her konuda Türkiye dünya ülkelerinden daha başarılı faaliyetler gerçekleştirirken salgınla mücadele konusunda da başarılı sonuçlar elde etti.  Bu süreçte, Kamu denetçiliği Kurumu‘na başta sağlık çalışanlarının haklarıyla ilgili olmak üzere, diğer sağlık hizmetleriyle ilgili hizmetler, idari tedbirlerin uygulanmasındaki işlemler, vatandaşlara verilmesi öngörülen ihtiyaç kredileri gibi konularda çok sayıda başvuru yapıldı.
 
TÜRKİYE’DE SALGIN MÜCADELESİ DÖRT AYAK ÜZERİNE İNŞA EDİLDİ
 
Raporda ayrıntılarıyla açıklanan salgın mücadelesi dört ayak üzerine ve sağlam bir şekilde inşa edilerek başarının ilk adımları atıldı.
 
-Birinci adım olarak Türkiye salgını baştan beri ciddiye aldı ve ön hazırlıklarını tamamladı.
-İkinci adım olarak salgının ülkeye girişini engellemek ya da en azından geciktirmek için sıkı karantina uygulamaları başlattı ve salgının ülkeye girişini 10.03.2020 tarihine kadar durdurdu.
-Üçüncü aşamada ise salgının yayılmasını kontrol altına almak, hastaları teşhis ve tedavi etmek ve süreci sağlıklı ve kalıcı olarak yönetebilmek için bir yol haritası belirledi. Bu yol haritasını da adım adım devreye soktu.
-Dördüncü adım olarak da sağlık konusunda bu mücadeleyi verirken izolasyon, mesafe, asayiş, güvenlik ve ekonomik tedbirleri hayata geçirerek sürecin sağlıklı yürümesini sağladı.
 
BİR NEFES SIHHATİN DEĞERİNİ BİLEN TÜRK TOPLUMUNUN PANDEMİ BAŞARISI
 
Pandemi sürecinde ilk olarak sağlık alanında verilen mücadele yer aldı. Bu mücadele; hastaların ve hasta şüphelilerinin teşhis edilmesi, teşhis edilen hastaların tedavi edilmesi, ilaç ve tıbbi malzemeler başta olmak üzere sağlık ihtiyaçlarının sürekli tedarik edilmesi, gelişen dinamik durumlara göre tedavi protokollerinin geliştirilmesi, bireylerin salgından korunması için rehberler hazırlandı.
 
Başta Çin olmak üzere, salgının tedavisi konusunda ülkelerde yaşanmış tüm deneyimler derhal incelendi, bu tecrübelere göre tedavi protokolleri oluşturuldu. Bu protokoller oluşturulurken bir yandan uygulamadan yararlanırken diğer yandan Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere, dünyada bu konularda otorite olan bilimsel öneriler dikkate alındı.
 
TÜRKİYE’NİN SAĞLIK HİZMETLERİ ALT YAPISI TAKDİR TOPLADI
 
Sadece hastalar açısından değil tedarik zinciri, kamuoyu bilgilendirmeleri ve sağlık kahramanları için de düzenlemeler aynı anda yapılarak çok odaklı bir çalışma yapıldı. Yeni hastane ve yeni tıbbi malzeme üretimlerinin başlatıldı, sağlık çalışanlarının maddi ve manevi olarak mücadeleye sürekli hazır tutulması sağlandı, yeni tedavi yöntemleri ve önleyici aşı çalışmaları yapıldı, uygulanan tedavi yöntemlerive fark edilen yeni uyarılar hem dünya ile hem de Türkiye kamuoyuyla sürekli paylaşıldı. Dörtlü stratejinin en önemli ayağı olan sağlık hizmetleri bölümü esasta Sağlık Bakanlığının oluşturduğu Bilim Kurulu, ilgili sağlık birimleri, üniversiteler, Bakanlığın belirlediği salgın hastaneleri ve buralarda görev yapan sağlık çalışanları marifetiyle yürütüldü. Yine salgınla mücadelede, ülkemizin sağlık alt yapısı ön plana çıktı. Birçok gelişmiş ülkenin aksine, Türkiye güçlü sağlık alt yapısı sayesinde, salgınınyayılma hızını engelleme ve tedavi sürecinde başarılı sonuçlar elde etti.Özellikle sahip olduğu yüksek teknolojili alt yapısıyla şehir hastaneleri ve iyi yetişmiş sağlık çalışanları bu süreçte öne çıktı. Ücretsiz maske dağıtımı, korona tedavisinin ücretsiz yapılması, bor madeninden yerli el dezenfektanı üretilmesi, vefa sosyal destek ekipleri sayesinde sokağa çıkma yasağı olanların ihtiyaçlarının giderilmesi, yurt dışında yaşayan ve tedavi alamayan yurttaşlarımızın ülkemize getirilmesi, 45 gün gibi kısa bir sürede pandemi hastanelerinin yapılması sağlık sistemimizin gelişmişliğinin en somut çıktıları oldu.
 
ÖNLEYİCİ TEDBİRLERE UYULDU
 
Türkiye‘de verilen mücadelenin ikinci ayağını ise fiziki mesafe kuralının uygulanması için alınan tedbirler oluşturdu. Bu tedbirler sosyal izolasyonuve karantina tedbirlerini birlikte kapsayan, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren geniş tabanlı önlemlerden oluştu. Bu önlemlerin temel amacısalgının yayılmasını önlemek ve hastanelere yeni hasta gelmesinin önünü kesmekti. Raporda örneklerle incelenen bu tedbirlerin doğası gereği toplumda ciddi ekonomik ve sosyal olumsuzluklar doğurduğu bir gerçek. Bu nedenle bu tedbirlerin amacına uygun, demokratik ve hukuk sistemi içerisinde kalarak, toplum meşruiyetine halel getirmeden, milletin rızasıyla yürütülmesi büyük önem arz etti.
 
ASAYİŞ VE GÜVENLİK SAĞLANARAK KAZANIMLAR KORUNDU
 
Salgınla mücadelenin üçüncü ayağında ise sağlık alanında ve toplumun geniş kesimlerinde verilen mücadelenin ortaya çıkaracağı asayiş ve güvenlik sorunlarını ortadan kaldırmak yer aldı. Çünkü bu tür küresel insani felaketlerde insanların ve toplumların heyecanlandığı, tereddütlere yaşayabileceği, endişelenebileceği, duygu patlaması yaşayabileceği, düzensizlik ortamından faydalanarak suça yönelebileceği öngörülmekteydi.  Toplumda güven ve sükûneti sağlamak mücadelenin kontrol altında tutulabilmesinin en önemli ayağıydı. Asayiş ve güvenliğin en önemli aracı Kurumsal yapıları İçişleri Bakanlığı,Adalet Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gibi bakanlıklar oluşturdu. Yanlış bilgilendirmelerin ya da topluma bilgi vermemenin, toplumdan bilgi saklama hissi uyandırmanın salgınla mücadelede toplum desteğini kaybetmek anlamına geleceği açıktı. Bu yüzden asayiş ve güvenliği ayakta tutma stratejisinin en önemli aracı bilgilendirme ve iletişim mekanizmalarını etkin kullanma oldu.  Salgın boyunca, yanlış bilgiler ve gerçek olmayan istatistikler toplumu daha fazla panik havasına sokabilmektedir. Bunun önüne geçilmesi adına; toplamhasta sayısı, test sayısı, kaybedilen vaka sayısı, yoğun bakımda olan hasta sayısı, entübe yani solunum cihazına bağlı olan hasta sayısı ve iyileşenhasta sayısının dijital ortamda her gün güncellenerek kamuoyu ile paylaşılmasıuygulamasına geçilmiştir. Bu çerçevede Sağlık Bakanlığının https:// COVID19.saglik.gov.tr/ internet adresi üzerinden salgınla ilgili son bilgiler kamuoyu ile düzenli bir şekilde paylaşıldı ve paylaşılmaya devam ediyor.
 
UZUN VE KISA VADELİ ÇÖZÜMLER GELİŞTİRİLDİ
 
Salgın hastalıkla mücadelede tüm süreçleri etkileyecek en önemli dördüncü ayak olan tedarik zincirinin kopmadan sürdürülebilmesiydi. Bu temel direğin içerisinde, tarım ürünlerinin hareketliliğinin sürdürülmesi, iç ve dış ticaret zincirinin koparılmaması, bireylerin ve işletmelerin ekonomik sıkıntılarının mücadele boyunca dayanılabilecek düzeyde tutulması hedefleri mevcuttu. Bu dördüncü stratejik ayağın yönetici kurumsal yapıları ise Hazine ve Maliye Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı olarak sayılabilir.

Mücadelenin vatandaşlar üzerinde yarattığı ekonomik olumsuzlukların giderilmesiamacıyla; mücadele yapıldığı sırada kampanyalar ve ekonomik politikalar geliştirilerek salgının topluma telafi edilemez zararlar vermesi engellenmeye çalışıldı. Yine mücadele sırasında, toplumun psikolojisini sağlam tutmak amacıyla; sokağa çıkma kısıtlamaları ve sosyal izolasyon tedbirleri ölçülü, makul ve detaylarda istisnalar üreterek gerçekleştirildi. Örneğin, sokağa çıkma kısıtlamaları, haftanın tatil günlerinde yapılarak ekonomik faaliyetlerin aksamaması önemsendi. Ayrıca bu kısıtlamalar sırasında, fırınların açık kalması, tarımçalışanları, sağlık çalışanları, kamu görevlileri gibi istisnaların getirilmesi tedbirlerin detaylara inerek hazırlandığını ortaya koydu. Bu durum, mücadele sırasında alınan tedbirlerin yan etkilerini asgariye indirdi.
 
HEP BİRLİKTE KAZANDIK
 
Bu tür salgınlar ve doğal felaketlerle mücadelede, başarıyı etkileyen en önemli konu, eşgüdüm içerisinde, çatışma ve çelişkiler olmaksızın, uyumlu çalışan bir ekibin varlığıdır. Türkiye’de yürütülen salgınla mücadele incelendiğinde; öneri sunanların, karar verenlerin, uygulamayı gerçekleştirenlerin, çalışmalara katılarak destek verenlerin, verilen kararlara ve gerçekleştirilen uygulamalara uyarak kolaylık sağlayan vatandaşların her birinin farklı olduğu görülmekte. Bu farklı yapıların ve birimlerin uyumlu çalışması başarıyı sağlamaktadır.
 
Salgınla mücadele süreci incelendiğinde, mücadeleye yukarıdaki görevler çerçevesinde katılan ve destek veren ekibi şu şekilde özetleyebiliriz:
• Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanlığı
• Bilim Kurulu
• Sağlık Bakanlığı
• Diğer Bakanlıklar ve Kurumlar
• Sivil Toplum Kuruluşları ve İşletmeler
• Ülkede Yaşayan İnsanlar
 
YENİ DÜNYA DÜZENİ İNSAN REFAHINI GÖZETMELİ
 
Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından hazırlanan rapor 1 Haziran 2020 tarihi esas alındı. En son başlatılan normalleşme tedbirlerine de raporda yer verildi.  Raporun son bölümünde ise idareye bazı önerilerde bulunulmuştur.  Türkiye’nin bundan sonra yaşanacak sağlık, beslenme, doğal felaketler, savaşlar, çevre, su, hava kirliliği gibi krizlere her zaman hazır olması gerektiği vurgulandı.  Raporda bir başka öneride; Türkiye’nin yerli ve milli teknolojilerle yazılım ve donanım ürünleri üretmesi ve bu alanlarda kendi kendine yetmesinin önemine yer verildi.
 
TÜRKİYE SALGIN SÜRECİNDE BÜYÜK MESAFE KAYDETTİ
 
Malkoç, yaptığı açıklamalarda Türkiye’nin dünyayı saran korona virüs karşısındaki mücadelesinde örnek olacak başarılara imza attığına değindi. Başdenetçi, gerek sağlık sistemi gerekse alınan tedbirlere halkın uyması konusunda tüm dünyanın dikkatini çeken Türkiye’nin başarılı uygulamalarıyla bu salgını alt etme konusunda önemli mesafe kaydettiğini söyledi. Ombudsman Malkoç korona virüs tedbirleri kapsamında KDK’da da esnek çalışma saatleri ve nöbet sistemi gibi uygulamalar gerçekleştirildiğinin altını çizdi. 250 kişinin çalıştığı KDK’nın, tedbirler kapsamında dönüşümlü olarak 25-30 personelle kurumu işler halde tuttuğunu, kalan personelin evlerinde çalışmalarını devam ettirdiğini söyleyen Malkoç kurumun performans konusunda bir zafiyete uğramadığını kaydetti. Malkoç bu süreçte dünya Ombudsmanlıklarıyla iletişimi sürdürdüklerini, tıbbi malzeme ihtiyacı olan ülkelerin Ombudsmanlıklarının yardım taleplerini gerekli mercilere ilettiklerini de sözlerine ekledi. İslam İşbirliği Teşkilatı Ombudsmanlar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı olan Şeref Malkoç birlik üyeleri tüm ülkelere gönderdikleri mektupla dünyadaki salgın durumunu ve süreçte Ombudsmanlıkların çalışmalarını yakından takip ettiklerini ifade etti.
 
KDK PANDEMİ SÜRECİNDE DE HALKIN AVUKATI OLDU
 
Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık), salgın süresince elektronik ortam (e-başvuru, e-Devlet) üzerinden şikâyet başvurusu almaya devam etti. Türkiye‘nin en önemli hak arama kurumlarından biri olan KDK’ya ülkemizde ilk salgın vakasının görülmesinden itibaren, salgından kaynaklı kamu hizmetinde yaşanan aksaklılara ilişkin 80 Binin üzerinde başvuru geldi. Söz konusu başvurularla ilgili yapılan incelemede, şikâyet konusu yapılan birçok hususun zaman içerisinde alınan tedbirler sayesinde giderildiği görülmüştür.
Editör: TE Bilisim