TS Başkanı Sayın Sadri Şener duruşmalarda yalnız kaldığından şikayetçi oldu. Şikayet son derece haklı ve yerinde idi. Elbette yalnız kalmamak için duruşma öncesi bir organizasyon gereklimiydi? Sorusuna, Her kes farklı yanıt verebilir. Öyle ya tarihi bir şike davası görülüyor. Bu davanın sonucu TS’muzu doğrudan etkilemesi bir tarafa, dava da TS Başkanı ve asbaşkanı yargılanıyor. Bunun için davete gerek var mıydı? İşi olan ve olmayan herkesin orada olması ya da haklı mazereti olanların dışında herkesin  telefon ile manevi destek vermesi gerekirdi. Bazıları ise başkanımız ve asbaşkanımız “biz bir şey yapmadık” diyor. Tedirgin olacak bir şey olmadığından gitmedik veya aramadık diyebilir. Bence TS Yönetiminde organizasyon eksikliği,diğerlerinde de haklı nedenleri olanlar hariç biraz duyarsızlık olmuş. Evet.TS Yönetimin bizzat organize etmesi gerekli konularda vardı. Bunlardan biri basın idi. T.C. ve Spor tarihinde ilk defa görülen toplu şike davası ile ilgili TS Basın Bürosunun bu ilgisizliğini anlamak imkansızdır. Trabzonspor Basın Bürosunun, bu tarihi dava ile ilgili kendi arşivi maalesef olmayacak. Basın bürosunun görevi maçları izlemek ve ölüm ilanları yazmakmıdır? Maalesef TS dünyası,Ali Savaş gelene kadar,Trabzon’lu avukatların tweet ve mesajları ve de “Bordomavi.net” in haberleri dışında ancak yabancı habercileri izleyerek haber alabilmekteydi. TS Yöneticilerini zorlama ile kendini davet ettiren Ali Savaş ve A.Kemal Yazıcı’da olmasa basın yalnızlığımız inanılmaz boyutta olacaktı. Yalnızlık sadece Başkan’da mıydı? Ya TS  avukatlarının yalnız bırakılmasına ne demeli? Duruşmada,sanıkları mükemmel soruları ve sunumu ile adeta sirküle eden Av.Nusret Yılmaz (Okulda tek zayıf dersi İngilizce imiş) ve ona bu mükemmel sunumun alt yapısını hazırlayan Av. Hakan Orhan ve de hakkı ödenemeyecek Atilla Dilaver’in herhangi bir saldırıya karşı güvenliği sağlanmışmıydı. Trabzon Barosunun yürekli avukatları ile Atilla Dilaver,Zeki Mazlum ve Ben,başta Ali Koç olmak üzere,20-25 FB Yönetici ve de taraftar arasında şiddetli tartışma yaşandığımız da,yanımızdan geçip savuşan TS’li yöneticilerde TS avukatlarını yalnız bırakmadılar mı? Olaylardan sonra Ali Savaş’ı koruma altına almak,karakoldaki A.Kemal Yazıcı’yı ziyaret etmek sadece biz avukatların görevimiydi? Yalnız bırakmamak için bazen illa TS’li de olmak gerekmiyor. Ciddi boyuta ulaşma ihtimali yüksek olan mahkeme koridorlarındaki o tartışma da,bazı TS’li yöneticilerin,hadi beni boş verin,TS’yi yüreklerini ortaya koyup temsil eden avukatları da görmemezlikten gelip yanlarından geçip gitmesi, Sayın Mecnun Odyakmaz’ın ise görmesi ve geçip gitmemesi,büyük bir avukat krizini önlemiş oldu. Evet.Yalnız kalmak ağır bir şey. Ama fedakarlık noktası TS ise,Sadri Bey dahil kimsenin şikayete hakkı olmamalı işte. 26 Haziran, muhtemel karar duruşmasın da belki de çok daha şiddetli tartışma ve sataşmalar olabilme ihtimali göz ardı edilmemelidir. TS Yönetimi,duruşma  gününü sabahından gecesine kadar organize etmelidir. TS’li eski başkanlar,asbaşkanlar,yöneticiler,kurul başkan ve yöneticileri,sivil toplum örgütü başkanları,Trabzon’da yayın yapan Gazete,İnternet Sitesi ve TV sahipleri ya da temsilcileri, karar duruşmasına destek vermelidir. Eminim bu tarihi günden gurur duyacakları anılarla ayrılırlar.
Editör: TE Bilisim