Hep yazmak istediğim bir konu var, ama gündem o kadar yoğun ki bir türlü sıra gelmiyordu.
Neyse ki bu gün yazabiliyorum.
Z kuşağı...
Bilmeyenler için detay vererek anlatıyorum.
Şöyle ki; eğer 1928-1945 yılları arasında doğduysanız Sessiz Kuşaksınız.
1946-1964 yılları arasında doğduysanız Baby Boomer Kuşağındasınız.
1965-1980 yılları arasında doğduysanız X kuşağı
1981-1996 yılları arasında doğduysanız Y kuşağı (Milenyum)
1997- 2012 yılları arasında doğduysanız Z kuşağı
2013 ve sonrası ise Alfa Kuşağı...
Diğer kuşaklara nispeten mümkün değil Z kuşağının gözlerini anlatılan masallarla boyayamıyorsunuz!
Kendilerini bir partiye ya da gruba mensup görmeyen bu kuşağın en önemli ilkesi eşitlikten yana olmaları. Seküler olanlar şöyle, muhafazakar olanlar böyle diye bir tanımlamaları yok. Eşit haklara sahip olalım yeterli, diyorlar.
Yüz yüze iletişime mesafeli ama aynı zamanda da teknoloji kurdu olan ve günün 6 saatini sosyal medya da geçiren Z kuşağı için adalet, ifade ve düşünce özgürlüğü, demokrasi, israf, liyakat ve sanat kavramları çok önemli.
Partilerin varlıklarının önemini henüz kavrayamadığı Z kuşağındakilerin bir sonra ki seçimde oy veren 5 kişiden birini oluşturacağını düşünürsek, siyasilerin kesinlikle bu kitle üzerinden politikalarını yürütmeleri çok önemli.
Anlayacağınız, Z kuşağına kim kulak verir onları kim dinlerse seçimi de o kazanır.
Hal böyle iken, Geçen hafta YouTube kanalında Sayın Cumhurbaşkanı ile yapılan “Gençlerle Video Konferans Buluşması” canlı yayını esnasında sınavların ertelenmemesine tepki olarak gençlerden gelen “oy moy yok” sözleri karşısında sayfanın yoruma kapatılması büyük hataydı.
Sayın Cumhurbaşkanının o yorumlardan birini veya bir kaçını seçerek gençlere esprili bir şekilde cevap vermesini beklerken sayfanın yoruma kapatılması tam bir fiyasko oldu.
Bırakın gençler kendi belirledikleri ilkeler doğrultusunda istediklerini ifade etsin.
Bu çocukları bu şekilde engelleyemezsiniz. Bu çocuklar biz muhlis jenerasyonlardan çok farklılar. Onları kendi kuşaklarınız ile karıştırarak, dilediğiniz anda susturabileceğinizi sanmanız da büyük yanlış!
Hadi yorumları kapatıp engellediniz!
Peki sonra ne oldu?
Gençler ve etkileşim kurdukları aileleri toplaşıp Reis’e şu ana kadar yapılmayan bir şeyi yaparak tepki olarak yüzbinlerce dislike (beğenmeme) attılar.
Demem o ki...
Cumhurbaşkanlığı Medyası tarafından yönetilen Twitter’da ki yeşil top uygulaması da, Youtube’de ki yorum kapatma da aşırı gelenekçi hareketlerdi. Ve çok başarısız uygulamalardı.
Yineliyorum...
Kim Z kuşağıyla iletişime geçerse, kim onlar için uygun politikalar belirlerse, bir sonra ki seçimi o kazanır.
Nokta.
************
Ben, yabancı haber kanallarını da takip ediyorum. Çünkü maalesef ülkemiz ana akım medyası bir çok haberi bizlere ulaştırmamakta.
Daha önce de belirttiğim üzere COVİD-19 ile tüm dünyayı sarsan olaylar zincirinde başı çekmekte olan Pedofili skandallarına, dünyada ki vatanseverlerden de büyük tepkiler var. Ve bu sapıklara yönelik ciddi operasyonlar yapılmakta.
Bu operasyonlar kapsamında Almanyada internet üzerinden örgütlenen, 30 bin Pedofili (Sübyancı) ağı ortaya çıkarıldığı haberi, ben gibi bu konuya hassasiyet gösterenlerin yüreğine bir damla su serpse de rakamın büyüklüğü karşısında o damlanın yeterli olmayacağı gerçeği elbette can acıtıcı bir durum.
Türkiyede ki kayıp çocuk sayısının düşündükçe, ve siyasilerin sessizliklerini koruduklarını gördükçe darısı bizim ülkemizinde başına diyorum.
Geçen hafta oyuncu Sandra Bullock’ a yöneltilen “Genç kalmayı nasıl başarıyorsunuz?” Sorusu karşılığında “ Yüzüme çocuk derisi enjekte ettiriyorum “ cevaplı videoyu seyrederek “ Aaa İnci yazdıkların, söylediklerin gerçekmiş, çocukları gençleşmek için kullanıyorlarmış ” diyerek beni arayan dostlarım...
Evet masum çocukları kullanıyorlar! Kimsesiz kalmış çocukları kullanıyorlar! Çocukları kanlarını, derilerini ve organlarını çalmak suretiyle kullanıyorlar. Ya da onları tecavüz edilmek suretiyle suretiyle ayinlerle Şeytan’a adıyorlar.
Başka türlü milyonlarca kayıp çocuğun izahı olabilir mi?
Yer yarılıp içine girmiyor ya bu çocuklar?
Bunu görmezden gelemezsiniz. Aman “ Midem almıyor, aman böyle şeyler sinirlerimi bozuyor, of uykularım kaçıyor...” diyerek basite indirgeyemezsiniz.
Evet koltuklarından kalkmamak, onu başkasına kaptırmamak için didinenler gündemimizi saçma sapan siyasi haberlerle doluşturarak bizi fazlasi ile meşgul etmekteler bunu farkındayım.
Çocuklar, onların zerre umrunda değil bunu da farkındayım.
Ama inanın çocuktan daha önemli bir varlık yok dünyada...
Siz onlar gibi değersizleştirmeyin bu olanları.
Araştırın lütfen.
Uyanın.
Uyanın ki iyiler kazansın.