Demokrasinin, özgürlüklerin, üreticinin, çiftçinin ve köylünün partisi olarak gönüllerde ayrı bir yere sahiptir Demokrat Parti.
Bakmayın siz meclis dışı kalmasına, fazla oy alamamasına, istenen noktada olamamasına.
Canla-başla mücadele eden her türlü olumsuz koşullara rağmen direnen bir kadroya sahipler.
Geçtiğimiz hafta içinde Demokrat Parti’ye gönül verenler Ankara’da Genişletilmiş Temsilciler Meclisinde bir-araya gelerek güven tazelediler.
Parti içinde birlik ve beraberlik mesajı verdiler.
Genel Başkan Gültekin Uysal özünde çok renkli-birikimli-kişilik sahibi bir lider.
En büyük şansızlığı ne yazılı ne görsel ne de sosyal medyada yer bulamaması.
Valla bulsa zaten uçar gider.
Basın ne yazık ki böyle!

Güce-iktidara ve şartların ortamına bakarak yön veriyor, ayar çekiyor.
Oysa Türk demokrasi tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Demokrat Parti(DP) gibi diğer meclis dışı kalmış partilerde ekranlarda olmalı.
En azından devletin televizyonu TRT bu konuda daha hassas olmalı.
Nankör olmaya, vefasız davranmaya ve vurdum-duymazlığa gerek yok.
Samimi olalım biraz. Demokrat Parti gibi ülkemizin marka değeri olan köklü partilere öyle körü-körüne sırt çevirmek doğru değil.
Bugün ülkenin dört bir yanında parti kapıları açık.
İnadına ayaktalar.
Trabzon’da öyle. Maddi ve manevi zorlukları omuzlayarak mücadele ediyorlar.
Hepsinin başı dik..
Hepsi bu çatı altında olmaktan mutlu ve onurlu..
Demokrat Parti cephesinde her şey dört-dörtlük değil elbet.
Fakat hiç değilse medya biraz tutarlı ve duyarlı olmaya çalışsın.
Hiçbir şey yapmıyorsak onlara karşı biraz saygımız olsun.
Küçümseyerek, tartışma programlarında yok sayarak, siz de kim oluyorsunuz şekilde alay ederek bir-yere varamayız.
Yanışları-hataları-eksikleri varsa sonuna kadar eleştirelim.
Ama geçmişi inkar edip tozu-dumana katmakta doğru değil.
Her şeye karşı olmak siyasetçileri her defasında yerin dibine sokmak ta marifet sayılmaz.
Evet bugün siyaset kurumu güven noktasında çok ciddi kayıplar yaşıyor.
Ağır yara almış durumda.
Ama demokrasiye sahip çıkma adına siyaset ve siyasetçilere de ihtiyacımızın olduğunu unutmayalım.
Bugün Demokrat Parti çatısı altında olmuş öyle veya böyle yolarını ayırmış bir çok siyasetçi ülke yönetiminde önemli aktif görevde.
Başarılı bir şekilde de görevlerine devam ediyorlar.
Bir anlayıştan hele de toplumsal dayanışma ve uzlaşma anlayışından gelenler zaten isteseler de ne kendilerini ne de nereden geldiklerini inkar edemezler.
Son söz olarak yakın tarihimizde kaybettiğimiz çok değerli siyasetçilerimizi de es geçmek istemem
Demokrat Parti’ye can suyu olan Rahmetli Süleyman Demirel başta olmak üzere Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Bülent Ecevit, Erdal İnönü, Muhsin Yazıcıoğlu gibi Türk siyasetine renk kadar, değer veren, hizmet etmiş, gönüllerde ayrı yerleri olan devlet büyüklerimize ve aramızdan ayrılan  siyasetçilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Saygı ve minnetle anıyoruz hepsini.