Çift kişilik banklarda tek kişi devam ediyordu çoğu insanın yaşamı.

Artık kendisiyle de için için konuşmaktan yorulmuş, sessizliğine ve donukluğuna sımsıkı sarılmış öylece anlamsızlaştırmıştı gördüğü ve de duyduğu her şeyi. Aslında biri vardı hayatında. Bir zamanlar can eşim dediği biri, ama artık yok!

Yok derken varlığında yok olanlardandı onun eşi.

Yaş aldıkça birbiriyle daha iyi bir iletişimde olması gereken eşler neden birbirinden uzaklaşır ki!

Ne tam manasıyla gidebilirler ne de kaldıklarında huzuru bulabilirler.

Sadece yalnızlıkları ile her saniye hayatı sorgular ve sessizlikleri onları hırçınlaştırır.

Alışkanlık denilen şeye mi hapsolmuşlardı?

Mümkün olanı neden mümkünsüzleştirir ki insanoğlu?

Yalnızlık arada bir sen tercih edersen lezzetli ve keyiflidir, eğer yalnızlığa esir bırakılırsan, aksine tehlikeye her türlü tehlikeye maruz kalabilir yada bırakabilirsin! Belli bir zamanı geride bırakırken duyguları neden geride bırakıyoruz, neden unutuyoruz emeklerimizi? Neden başka arayışlarda oluyoruz?

Sorarım çoğu zaman kendime ve etrafıma; ne arıyorsun ki sen?

Eskiden ağır gelmeyenler, gözüne batmayanlar neden şimdiki zamanda seni tırmalıyor?

Ne değişti?

Sen mi, eşin mi,hayat mı?

Her geçen gün ileriye gidiyor bedenimiz ruhumuz elbetteki değişimler olarak, bunun adı arayış olmamalı! Birbirini yoksayma hiç olmamalı!

Bunların hepsi olmuş olabilir fakat adı evlilik ise zamanın getirdiklerini helalinle paylaşıp geleceğine duygusal yatırımını yapmalısın. Bugünün yarınını asla unutmamalısın!

Çift kişilik banklarda bugün tek kişi oturuyorsan kendine bir iyilik yap ve düşün; olmak istediğin yer orası mı?

Neden oradasın?

Bunların cevapları doğrultusunda alacağın kararlarına da tutun,yalnızlığını sen tercih etmiş ol ve mutlu ol!