Aylardır beklenen ve çokça anlam yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğanlı NATO Zirvesi ve ABD Başkanı Biden ile olan görüşme nihayet gerçekleşti.

Görüşmeye yönelik bazı çevreler Brüksel baharı gibi yorumlar yapmış, pozitif hava piyasalar da yansımış dövizde gerileme olmuştu.

Aslına bakılırsa zirvenin Erdoğan-Biden görüşmesini Türkiye’nin Afganistan’da asker bulundurmaya NATO üslerini korumaya yakın durabileceği üzerinde anlam kazandığını aktarabiliriz.

Peki zirvede ne oldu?

Türkiye istediğini alabildi mi, S-400 meselesi, F-35’ler, Kuzey Irak’ta PKK/YPG varlıkları ve ABD’nin terörizme verdiği destek, Akdeniz’in ısınması, Yunanistan’ın saldırganlaşması ve birkaç konu daha.

Cumhurbaşkanı Erdoğan G-7 ülkeleri başkanları dahil Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile de görüştü.

Erdoğan’ın liderler turunu kimse hafife alamaz.

Devlet başkanlarının ilgisi, samimiyeti görmezden gelinemez.

Erdoğan  özellikle Miçotakis’e Türkiye’nin Akdeniz’de gerilimi tırmandırmak istemediğini; ancak milli egemenliğinden taviz vermeyeceğini de aktardı.

Biden ile görüşmesine ilişkin Erdoğan; "S-400'de bizim düşüncemiz daha önce neyse, aynı düşünceyi Sayın Başkan'a ifade ettim, F-35 konusunu da aynı şekilde söyledim’ dedi.

Erdoğan devamla terörle mücadeleye özel vurguda bulundu.

Bir terör örgütünün eliyle diğerinin yok edilemeyeceğinin ortaya çıktığını, DEAŞ tehdidinin yeni isimler altında varlığını sürdürmesinin, terörle mücadelede rehavet ve çifte standardın yeri olmadığını gösterdiğini vurguladı.

‘Gerek zirve hitabımızda gerekse ikili görüşmelerimizde PKK/PYD'ye verilen desteğin artık sonlandırılması gerektiğini açıkça dile getirdik. Terör örgütleriyle mücadelemizin yanı sıra Suriye'nin bir terörist yetiştirme kampına dönüşmesinin de önüne geçmeye çalıştık.’ dedi.

Cumhurbaşkanı "Neticede son derece yararlı ve samimi bir görüşme oldu. Her alanda karşılıklı saygı ve çıkara dayalı verimli bir iş birliği döneminin başlaması noktasında güçlü bir iradenin olduğunu görüyorum. " diyerek, Biden ile görüşmesinde kendisini Türkiye'ye davet ettiğini belirterek, ‘İlişkilerin devamı açısından olumlu. Kendisini ayrıca Türkiye'ye davet ettim, gelebileceğini söyledi.’ eklemesinde bulundu.

NATO Zirvesi burada bitmedi, masaya gelen konuların ileride test edileceği aşikar.

NATO özetle, Rusya’yı rakipten öte olarak görüyor.

Çin’i ise henüz bu konumda tanımlamıyor.

Fakat Çin’in yükselişinden de endişe duyduğunu beyan ediyor

Özetle, Joe Biden görüşmesi sonrası ne tozpembe ne de karamsar bir tablo durumu söz konusu.

Türkiye, Taliban’ın onayı ve Pakistan’ın desteği varsa, Afganistan’da göreve hazır.

S-400 konusu halen beklemede ancak tavrımızı ortaya koyduk.

İkili ilişkilerde elbette sorunlar var ama ortaklıkları genişletme niyeti de ortaya çıktı.

Türkiye, Batı’yla ilişkiyi tamir etmek istiyor.

Ve bunun içinde NATO zirvesi Erdoğan’ın attığı önemli adımlar olarak öne çıktık.

Zorluklarımız yok mu?

Türkiye’nin zorluğu şu,

Daha fazla üretecek ve cari açığını tamir edecek.

Peki muhlefetin eleştirileri.

Erdoğan, 1915 olaylarına soykırım diyen Biden’le bu konuyu konuşmasa dahi sorular soruya vermesi gereken cevap şu olabilirdi:

‘Biz onu tarihçilere bıraktık.’

‘Hamdolsun konuşmadık’ cevabı muhalefetin NATO zirvesine yönelik yaptığı tek eleştiri oldu ki bu da Erdoğan’ın başdöndüren diploması atağını ve başarısını gölgelememeli.