Bu gün 8 Mart Kabınlar günü.
Bu gün,
Anamızın,
Avratımızın,
Kızlarımızın,
Gelinlerimizin,
Bacılarımızın günü...
*
Bu gün,
Halaların,
Teyzelerin,
Yengelerin günü.
*
O nedenle onların,
"8 Mart kadınlar günü"nü kutluyorum...
Tabi bu işin bir tarafı.
Bir başka tarafı daha var.
İşte acılı tarafı o tarafı.
Utanç verici tarafı,
Can yakan tarafı o tarafı...
*
Dün haberlerde izledim.
Evlatlığımdan,
İnsanlığımdan utandım...
*
Daha cesedi mezarında soğumamış,
45 yaşında bir anne öldürüldü.
Önceki gün öldürüldü.
Kafasına sert bir cisimle vurularak öldürüldü.
Hem de öz oğlu tarafından.
*
Nedeni de,
Sırf kız arkadaşını tasvip etmedi diye...
*
Diğer taraftan,
Ayaklarını yıkamadı diye kocası tarafından  öldürülen,
Sofrada peynir yoktu diye öldüren,
Kocasına "Of!" dedi diye öldürülen.
 "Bu saate kadar nerelerdeydin?" diye sorduğu için öldürülen.
Ve daha nice yok sebeple öldürülen binlerce kadın cinayetleri neyin habercisidir acaba?
*
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun hazırladığı rapora göre,
2018 yılında 440 kadın öldürülürken,
317 kadın,
Bin 217 çocuk da cinsel istismara uğradı...
*
Bunca cinayet haberlerini ve diğer ahlaksızlıkları,
Duya duya duyarsız olduk.
Göre göre kanıksadık adeta...
*
Oysa bu olaylar adli olmaktan çıkmış,
Toplumsal bir felaket  halini almıştır.
Bunun kanıksanması,
Önlem alınmaması daha da büyük belaları da beraberinde getirmektedir...
*
Evet,
Biz bu günlere,
Kadınları insandan saymayan,
Cahil ve merhametsiz zihniyetin  tahakkümü ile geldik.
*
Sen kalk,
Kızlarını/oğullarını çocuk yaşta evlendir.
Beşik kertmesi ile sahiplen,
Berdel uygulamasıyla zoraki değiş tokuş evliliklerine mahal ver.
*
Tabi iş bununla da kalsa,
Bu gün hala Kadının adı yok.
*
Bu gün hala kadına,
"El kızı."
"El kiri" deniliyor...
*
Bu gün hala kadına,
"Saçı uzun aklı kısa."
"Kaşık düşmanı,
Eksik etek "deniliyor...
*
Bu gün hala,
"Kızını dövmeyen dizini döver "deniliyor...
 
Bu gün "kadına ölüm" zihniyetini yaşıyoruz.
İtilen,
İtelenen,
İtibarsız kadın.
Tecavüz edilen,
Aşağılanan kadın.
*
Okula gönderilmeyen,
Cahil bırakılan.
Önünü göremeyen,
Gördüğünü idrak edemeyen,
Dipsiz kuyularda merdivensiz bırakılan kadınlar çağını yaşıyoruz.
Kısacası,
Cehalet dönemine geri döndük vesselam...
*
Ha unutmadan,
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!
 
 İŞTE TRABZONSPOR AŞKI BU
 
Bursa'nın İnegöl ilçesinde kız istemeye giden damat adayına kız babası,
"Trabzonsporlu olmayana kız vermem" demesi üzerine,
Damat adayı,
ündüz vakti caminin minaresinden.
"Bundan sonra Trabzonsporluyum! Bize her yer Trabzon!"
Diye bağıran damat adayı Hasan Sağlam müjdeli haberi aldı.
Baba Cengiz Baltacı,
Şartının yerine getirilmesi üzerine gençlerin evlenmesine izin verdi.
Ve ardından aile arasında gençlerin söz yüzükleri takıldı.

Evet,
Kız babası Hemşerimiz,
Damat adayından,
Ne işini sordu.
Ne parasını /pulunu;
"Hangi takımı tutuyorsun?" Diye sordu.
*
Damat adayı "Ben Fenerbahçeliyim" diyince,
Düğün işi yattı.
Ta ki,
Damat adayı Minareden  Ben Fenerbahçeli olmaktan vazgeçtim.
Artık Trabzonsporluyum" dedi.
Hatta uyanık damat iş sağlam olsun diye de,
Bize her yer Trabzon dedi.
*
Sonra,
Çalsın sazlar oynasın kızlar...
Düğünümüz var.
 
BİZ SERSERİ DEĞİLİZ!
 
"Herkes için Spor Federasyonu Trabzon İl temsilcisi ve Trabzon Üniversitesi Öğretim görevlisi  Yılmaz Çakmak aradı.
Gazetede olduğumu öğrenince yanında gençlerle birlikte geldiler.
Hepsi cıvıl cıvıl...
Hepsi de keyifli, mutlu ve saygılı gençler...
*
Lakin öğrendim ki, oldukça dertliymişler.
Paten ve kaykay  sporu yapıyorlar.
Lisansları bile var.
Ancak spor yapacak spor alanları yok.
Adeta onlara sokağa çıkma yasağı uyguluyorlar...

Çalmadık kapı bırakmamışlar.
Giden Valimiz Yücel Yavuz'a gitmişler.
Yücel Bey, onlarla ilgilenmiş ve Akyazı Şenol Güneş Tesislerinde bir alan sözü verilmiş.
Ama Vali Bey'in görevinden ayrılınca  o proje yatmış.
Ancak yeni Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu'na  ulaşmak istiyorlar.
*
Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu'na gitmişler.
O da sahilde bu gençler için bir yer hazırlayacağına söz vermiş,
Ancak, "Orhan Amca da gidiyor, biz ne olacağız diyorlar..."
*
Evet, biz sporcuyuz.
Lisansımız var.
Lisansı veren  Spor İl müdürlüğü.
İmzalı mühürlü lisans.
Ancak adeta sokağa çıkma yasağı yaşıyoruz.
"Kötü gençler "muamelesi görüyoruz.
*
"Oysa biz spor yapıyoruz.
Paten sporu yapıyoruz.
Kimselere zararımız yok.
Ama halktan çevreden hakaretler işitiyoruz...
Ağır küfürlere muhatap oluyoruz.
Bizler tinerci değiliz.
Bonzai kullanmıyoruz.
Uyuşturucu almıyoruz, kavgayı sevmiyoruz....
Elimizde silahla, bıçakla da dolaşmıyoruz.
Yetenek isteyen bir uğraşımız var, hepsi bu.
*
Ordulu gençlerin muhteşem bir paten alanları var.
Hatta öyle ki, halk onları takdirle izliyor...
Bizde bize sahip çıkılmıyor.
*
Evet, Ordulu gençler,
Bu sporla "Yetenek Sizsiniz" yarışmasına bile katıldılar.
Ordunun onuru oldular.
Lütfen büyüklerimiz,
Biz gençleri görmezden gelmesinler."
Dediler.
*
Evet bu gençleri yok saymayınız.
Bir zamanlar Kolbastı oyununu bile serseri oyunu görenler,
Sonra nasıl da bu düşüncelerinden ötürü mahcup oldular.
Haydi Orhan Başkan,
Giderayak yap bir kıyak;
Bu gençlere...
 
FIKRA
 
Temel,
Karadenizlinin fırınından bir ekmek alacak.
Kafasını fırından içeri uzatır:
- Ha oradan bi ekmek vermeni rica edeyirum!
- Ula parasini verecek misun?
- Elbette vereceğum.
- Haçan parasini verecesun ne diye rica edeyisun?