BAL’da Skandal! Murgul – Rize Atletik Maçı Boks Ringine Döndü: 24 Kırmızı Kart, Tekmeli-Tokatlı Kavga!
BAL’da Skandal! Murgul – Rize Atletik Maçı Boks Ringine Döndü: 24 Kırmızı Kart, Tekmeli-Tokatlı Kavga!
İçeriği Görüntüle

YAVUZ SELİM CANLANMALI
Türk futbol tarihinin unutulmaz hakemlerinden, doktor, spor yorumcusu Ahmet Çakar, TAKA Gazetesi’nin konuğu oldu. Ziyaretinde gazetemiz Genel Müdürü Zihni Ağırman, Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Turgut, Spor Müdürü Yahya Karabina, Spor Şefi Servet Özkara ve gazete ekibiyle sohbet eden Çakar, çarpıcı tespitlerde bulundu. Çakar, “Cumartesi günü indik. Eksik olmasın, eski dostum ve eski hakem olan Hamza Mısır, TAKA Gazetesi eski Spor Müdürü beni davet etti. “Beni Avni Aker’e götür, anılarım tazelensin” dedim. Gittik, baktım ki stadın sadece tek tribünü kalmış. “Burada bir de amatör saha vardı, buranın kalbiydi” dedim kendi kendime. O eski alanın şimdi yemyeşil, park gibi bir yere dönüştüğünü gördüm. Biz de amatör ruhun yeniden canlanması, Yavuz Selim ruhunun tekrar ait olduğu yere taşınması için bir video çektik” dedi.

TRABZON ÇOK GELİŞMİŞ
Çakar şöyle devam etti: “Trabzon’u çok daha gelişmiş buldum. Eskiden havaalanına inerdik, uçaktan yürüyerek çıkardık. Barakayı andıran küçük bir yerden geçer, otoparktaki arabaya binip giderdik. Şimdi ise binalar yapılmış, modern terminaller kurulmuş, körükler var. Eskiden körük filan yoktu; uçaktan yürüyerek inerdik. Sadece havaalanı değil, şehir de genel anlamda çok gelişmiş. Binalar, yollar, imkânlar… Hepsi değişmiş. Ama Trabzon’da bir şey hiç değişmemiş: İnsanların samimiyeti ve efendiliği. Gece 20.30’da yürürken iki genç kıza rastladım—17 yaşlarında. “Kızım” dedim, önce biraz ürktüler. “Saat 11’e kadar burada baş başa otursanız biri sizi rahatsız eder mi?” diye sordum. “Yok abi, kimse bir şey demez” dediler. Onlara “Trabzon’un kıymetini bilin” dedim. Çünkü burası asayiş açısından gerçekten çok güvenli bir şehir. Kadına, kıza laf atılan bir yer değil. İstanbul’dan geldiğim için aradaki farkı çok net görüyorum. İstanbul tam bir bataklık hâline geldi; insanı sürekli tedirgin eden bir ortamı var. Gece yürürken bile korkuyorsun. Trabzon’da ise böyle bir sorun yok. Şehir gelişmiş ama insanlığı ve ahlakı pozitif yönde sabit kalmış.”

BAHİS SKANDALI İMAJ KAYBIDIR
Türk futbolunda yaşanan bahis skandalına ilişkin açıklamalarda bulunan Çakar, “500 hakemin 150’sinin bahis oynadığı ortaya çıktı. Ben 500 hakeme “ahlaksız” demiyorum; bu daha da ötesi. Resmen “geri zekâlılık.” Evladım, sen hakemsin. Kimliğini, T.C. numaranı vererek nasıl böyle bir aptallık yaparsın? Bu iş dibine kadar gider mi? Bana göre gider—elbette belli imkânlar çerçevesinde. Ama Türk futboluna getirisi şu olacak: İbretlik bir olay. Bundan sonra ister şike yapmayı düşünen, ister bahis şikesine bulaşmayı planlayan, ister gayrimeşru ilişkilere yönelen herkes bugünleri hatırlayacak. İbreti âlem için iyi oldu. Kimsenin hakkının yenmemesi açısından da iyi oldu. Mesela biri çıkıyor, “Benim yerime kayıt yapılmış, aklandım, sorun yok” diyor. E sen iki kez oynamışsın! “Oynamayacaksın kardeşim.” Bu kadar net. “Ben bir kere hırsızlık yaptım” demek nasıl bir savunmaysa, bu da öyle. Bir kere de yapmayacaksın. Cezası vardır. Fazlasını yaparsan cezası daha fazladır. Bu süreçte kimsenin kayrıldığını düşünmüyorum, kimsenin hakkının yenmediğini de düşünmüyorum. Ama elbette suç işleyip yakalanmayanların olabileceğini de göz ardı etmiyorum. Yine de en büyük fayda şu: Bundan sonraki kuşak—futbolcusu, hakemi, kulüp başkanı, idarecisi—önüne gelen “zıplamayı” düşünürken bugünleri hatırlayacak. En az 10–15 yıl boyunca bu olay caydırıcı etki yaratacak. Peki bunun Türk futboluna zararı ne oldu? Dünyanın gözünde Avrupa’nın en güvenilmez, en rezil, en mafyatik, en kriminal, en illegal ligi hâline geldik. “150 hakem bahis oynadı” dediğin an, bunun Almanya’da, İngiltere’de, İtalya’da yansımalarını düşünebiliyor musun? Yarın bir gün “150 hakem, 1074 futbolcu” diye haber çıkınca Avrupa’dakiler ne der? “Türkiye ligi tam bir lağım olmuş.” Kim aksini söyleyebilir? Empati yapalım: İtalyan polisi “150 hakem bahis oynadı, 1000 futbolcu karıştı” dese biz ne deriz? “İtalya ligi mafyatik olmuş, kriminal olmuş, lağım olmuş” deriz. Bugün yaşananlar Türk futbolu için ağır bir imaj kaybıdır. Türk hakemliği için ise çok daha ağır, çok daha kötü bir tablo oluşturmuştur” sözlerine yer verdi.

HACIOSMANOĞLU ÇOK ÖNEMLİ BİR İŞ YAPTI
Türkiye Futbol Federasyonu İbrahim Hacıosmanoğlu’nun önemli bir iş yaptığına vurgu yapan Çakar, “Trabzon’da sevilir ya da sevilmez, bu beni ilgilendirmez. Onun döneminde de hatalar oldu; futbolda hata kaçınılmazdır. Ama ben Hacıosmanoğlu’nun herhangi bir şeyi bilerek, pis bir amaçla, entrika uğruna yaptığını düşünmüyorum. Hatasız insan yoktur. Onun döneminde de hakem hataları yaşandı; nitekim ben Trabzon’daki Trabzon–Gaziantep maçındaydım, Trabzon’un çok net bir gol pozisyonu yanlış bir kararla kesildi. Büyük bir hakem hatasıydı. İbrahim Hacıosmanoğlu’nun A Spor’a bağlanıp “hakemliğin bittiğini” söylemesi ise doğru bir davranış değildi. Bunu Trabzon’da olmama rağmen açıkça söylüyorum. Çünkü aynı hatayı hakem bu defa Gaziantep lehine yapsaydı, Hacıosmanoğlu canlı yayına bağlanır mıydı, bağlanmaz mıydı? Belirsiz. Ayrıca bundan sonra Trabzonspor lehine kararlar çıkabilir, ama bu adil futbolun aleyhine olur. Çünkü artık hakemler Trabzon aleyhine hata yapmaktan korkar hâle gelecek. “Hacıosmanoğlu bağlanır, benim hakemliğimi bitirir” endişesi ortaya çıkacak. Bu, sistem açısından sağlıklı değil. Fakat şunu da söylemek lazım: O, Büyükekşi döneminde olduğu gibi “bir takımı kollayayım, bir takımı şampiyon yapmak için hakemi manipüle edeyim” tarzı işlere girmedi. Siz de ben de göreve gelsek, biz de hata yaparız. Çünkü sonuçta kendi ipimizle asmıyoruz; elinizden geleni yaparsınız, hakem yine hata yapabilir. 90’ıncı dakikada yapılan tek bir hata bile bütün faturanın yönetime kesilmesine neden oluyor” sözlerine yer verdi.

TRABZONSPOR DOĞRU YOLDA
Trabzonspor’un doğru yolda olduğunu ifade eden Çakar, “Ertuğrul Doğan başkanını çok seviyorum. İyi niyetine de, ekonomik gücüne ve bu gücü yönetebilme becerisine de gerçekten güveniyorum. Fatih Tekke’ye de inanılmaz güveniyorum—hiç tanımamama rağmen. O, benim dönemimin futbolcusuydu; benden sonra geldi ama karakterini ve futbol aklını bilirim. Trabzonspor’un iyi yolda olduğunu düşünüyorum. Trabzonspor’un tek handikabı, Galatasaray’ın bu kadar güçlü ve geniş bir kadroya sahip olması. Yoksa Trabzonspor’un şampiyonluk şansı diğer büyük takımlar kadar var derdim. Ligin sonunda Fenerbahçe ile yaşanacak olası bir yarışta kimin üste çıkacağını bilemem; Trabzon da olabilir, Fenerbahçe de. Ama favorinin hâlâ Galatasaray olduğunu söylemem gerekiyor. Trabzonspor bu sezon ikinci olursa çok başarılı sayılır. İlk üçe mutlaka girer; çünkü bakıyorum, Trabzon’u ilk üçten edecek bir takım görünmüyor. Samsunspor takdire şayan, Göztepe takdire şayan ama Trabzon’un üçüncülükten daha kötü bir sonuç alması bana göre mümkün değil. İkinci de olabilir. Fakat şampiyonluk ihtimali, Galatasaray gibi korkunç bir kadro kalitesine sahip bir takım varken çok zor. Adamların yedek santrforu bile Türkiye’nin en iyilerinden biri—İcardi. Trabzonspor’un bir avantajı ise şu: Hem Fenerbahçe hem Galatasaray ikinci yarıda Papara Park’a geliyor. O iki maçı kazanırsan kartlar yeniden dağıtılır. Yeter ki o maçlara kadar puan farkı açılmasın. Eğer Galatasaray 10 puan farkla buraya gelirse, yenilse de bir şey değişmez. Ama puan farkı 2–3–4 bandında olursa, burada Fenerbahçe’yi ve Galatasaray’ı yendiğin an zirve karışır ve ondan sonra ne olacağı hiç belli olmaz. Ama gerçek şu ki: Trabzonspor için şampiyonluk hiçbir zaman kolay değildir. Bu yıl da zor” dedi.

KÖTÜ KOKULAR VERDİK
“Türk futbolu bağırsaklarını temizliyor diyebilir miyiz?” sorusuna cevap veren Çakar, “Temizliyor ama yetmez. Yetmedi yetmez. Ama temizlerken de dış dünyaya çok kötü kokular verdik. Değil mi? Bu da kaçınılmaz. Hayır bunu eleştirmiyorum. Üzüldüğüm şu, bunlar oluyor, çok iyi seviniyorum. Ama Türkiye yurt dışına çıktığı vakit Türk futbolunun imajı yerle bir bu kimin suçu? Bu rezillikleri yapanların hakemin futbolcunun teknik direktörü. Bu da kaçınılmaz.

Muhabir: AYŞE SANCAK