Trabzonspor’un Galatasaray karşısına sürdüğü onbire baktığınızda, ister istemez Bordo-Mavililerin önceliğinin lig değil, Çarşamba günü Gaziantep’te Galatasaray ile oynayacağı Türkiye Kupası finali olduğunu düşündürüyor.
Zira kadroya baktığımızda Sikan, Zubkov, Banza ve Nwakaeme gibi etkili isimlerin kulübede oturduğunu; onların yerine Arif, Enis, Cham ve Visca gibi alternatiflerin sahaya çıktığını görüyoruz.
İlk 30 dakika, açık konuşmak gerekirse, futbol adına pek bir şey vadetmedi. Top Galatasaraylı oyuncuların ayağında daha çok kaldı belki ama iki takım da birbirini tartan boksörler gibi temkinliydi. Trabzonspor, kaptığı toplarla ya uzun toplar denedi ya da geriye oynayarak oyunu soğutmayı tercih etti. Hücum organizasyonları bir hayli dağınıktı.
Ancak sessiz geçen bu bölümden sonra maç biraz kıpırdamaya başladı. Dakikalar 37’yi gösterdiğinde Cham’ın arapasında Visca net bir fırsat yakaladı, Muslera gole izin vermedi. Dönen topu Mendy tamamladı ama o da topu adeta Muslera’ya nişanladı. İlk yarının son anlarında Okay’ın kafa vuruşu da direğe takılınca, Trabzonspor devreyi önde kapatma fırsatını kaçırmış oldu. Uzatma dakikalarında Karaoğlan ve VAR yine yaptılar yapacaklarını. Muslera’nın ceza sahası içinde Visca’ya yaptığı hareket resmen penaltı olmasına rağmen Karaoğlan penaltıyı faul olarak verdi. VAR ile yaptığı kısa görüşmeden sonra pozisyonun tekrarını VAR’da izleyince bu kez ofsayt gerekçesi ile iptal kararı verdi. İptal ve ofsayt olan bir pozisyonda Muslera’ya gösterilen sarı kartta iptal edilmeli idi. Ancak hakem Karaoğlan taraftarın tepkisini çekmemek için Muslera’ya gösterdiği sarı kartı iptal etmedi.
Trabzonspor için maçın ikinci yarısı adeta bir kabus gibiydi. Sahada mücadele eden, pozisyon kovalayan, gol arayan yalnızca bir takım vardı: Galatasaray.
İlk yarıda dengeyi koruyan Trabzonspor, ikinci yarıda adeta maçtan koptu. Galatasaray ise oyunun temposunu yükseltti, sağlı sollu ataklarla rakibini abluka altına aldı. Kazanılan köşe vuruşları her seferinde Trabzonspor kalesinde tehlike yarattı. Birinde Uğurcan başarılıydı, bir diğerinde top direkten döndü. Ama o golün gelmesi kaçınılmazdı. Nitekim yine bir köşe vuruşunda beklenen oldu. Mendy, belki de sadece o pozisyonda değil, ikinci yarı boyunca takımına zarar verdi. Havaya sıçrayışı, daha doğrusu sıçramış gibi yapışı, sadece pozisyonu değil, maçı da Trabzonspor’un elinden aldı. Kendisinden yaklaşık 10 santim kısa olan Abdülkerim'in kafa vuruşuyla top ağlara gitti.
Bu noktada Fatih Hocanın değişiklik tercihine de değinmek gerek. Oyuna müdahale ederken tercih Mustafa Eskihellaç oldu ama asıl çıkması gereken isim Mendy’di. Çünkü Mendy kafaca da fiziken de sahada değildi. Sorumluluktan kaçtı, oyunu ciddiye almadı ve bu tutumu golü getirdi.
Galatasaray 90 dakikada attığı köşe atışlarını ben saymakta yoruldum. Trabzonspor’un bir tane köşe atışını göremedim.
Ortaya çıkan tablo ’da Trabzonspor’un hali, takımın artık kafasını Ziraat Türkiye Kupası finaline çevirdiğinin açık bir göstergesi. Ancak lig bitmeden konsantrasyon kaybı bu denli hissedilirse, kupa finalinde de mental olarak ayakta kalmak zorlaşır.