35 yıldır İran ile alakalarım oldukça iyidir. İran topraklarının %90ını gezip gördüm. Hatta köylerinin bir çoğunu da gezip görmek nasip oldu. Bu günler bir daha buraları yeniden gezip Şiraz üzerinden Persopolis’e varmayı planlamıştım. Ancak her şey kısmetten asılıdır. Tam hazırlık aşaması sırasında İsrail-İran savaşı başladı.

Karşılıklı tahribatlar devam ediyor. Kimin eli kimin çepinde bu bir muamma. İsrail öyle bir yerden problemi çözmeye karar vermiş ki “İskender’in Kördüğüm”ü bunun yanında çok ehven kalır. İran’ın yetişkin insan gücü bertaraf edilmiş durumda. Her kes bir köşeye yaslanmış olayları izlemekle meşguller.

Ancak başlarına gelebilecek akıbetleri önemsemiyor gibiler. İran’ın altyapısı darmadağın edilmiş durumda. Bir yandan Azerbaycanlılar, diğer taraftan Kürtler, Beluclar, Kaşkaylar, Lorlar kendi istikballerinin şekilleneceği yeni gelişmeleri pür dikkat izliyorlar. Bu arada İran’ın eski Şahlarından Muhammed Rızâ Pehlevî’nin o sıralar bir şekilde Mısıra kaçırdıkları veliahtları buralarda akıl almaz hazırlıklar ve çalışmalar yürüttü. 1979 yılında İran'da İslam devrimi olunca aile ülkeden kaçtı ve önce Mısır'a, sonra da ABD'ye sığındı. ABD ve İsrail ile yakın ilişkiler sürdüren Rıza Pehlevi, İsrail’in İran’a yönelik askeri operasyonlarını bir fırsat olarak değerlendirdi.

Katıldığı Fox News yayınında açıkça, “Bu İran’ı geri almak için eşsiz bir fırsat” ifadelerini kullandı. Şimdi İsrail’in bacağına kene gibi yapışmış iktidardan nasiplenmek adına her şeyi mübah görüyor. Hatta İsrail ile ilişkilerinde Yahudiceyi kullanıyor. Azerbaycanlılara gelince daha önceden beri 3 kez özgürlük mücadelesi başlatmış ve ağır bir bedel ödemişler. Bu nedenle kulaklarının üzerine yatarak tıpkı Şah rejim taraftarları gibi bir bekleyiş peşinde. Ermeniler, Kürtler, Lorlar da benzer bir süreç için yarı uyanık durumdalar. Bugün İran içerisinde onca casus dünyanın hiçbir yerinde bu kadar rahat davranamaz. İran tarih sahnesinde yeni bir yalnızlığı oynuyor. Etrafında Kuzey Kore, Çin, Pakistan İran’ın beklentilerine kulaklarını tıkamış durumda. İsrail meydanı boş bulmuşçasına esip savuruyor.

Ancak ABD’nin himayesinde. Amerika’nın Kızıldeniz’e Uçak gemisi göndermesi mevcut durumu daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramayacak. Hele Amerika’nın Ali Hameney gibi dini liderini Çarşamba günü sıkıştırmış İran’ın bu kapanından şimdilik yaralı kurtarmış durumda. Eğer Hameney’e bir şey olması durumunda İran çekinmeden atom silahını kullanmaktan tereddüt etmez. Nitekim İsrail’in göğüs gererek dillendirdiği ”demir kubbe”yi İran balistik füzelerle darmadağın etti, İsrail’in en önemli istihbarat merkezi MOSAD’ı dağıttı. Eczümle özellikle Azeriler ve Şah taraftarları” senden bana yar olmaz, olsa cefakar olmaz” şarkısını unutmamaları gerekir. İran dağılsa yeniden toparlanması en az 50 yıl sürer. Bu arada ABD'nin savaşa dahil olması işin seyrini değiştirir. İran'ın nükleer silah üretimine kullandığı Fordo'nın vurulması işin seyrini değiştirir.