Geldiğimiz durumu görüyor musunuz arkadaşlar, futbol dünyasının içindeki onlarca futbolcu, hakem, yönetici bahis oynadıkları için şaibe altındalar. Birde bunlar sadece kendi adına yasal sitelerden hesap açıp oynayanlar!

Peki, eşine dostuna çevresine oynatanlar veya yasadışı sitelerde hatta bu sitelerde etrafına bahis oynatanların nasıl tespiti yapılacak? Ya da yapılacak mı? Bu soruşturmada ölçüt nasıl olacak? Mesela sadece oynamak cezalandırılma için yeterli olacak mı? Oynadığı miktar veya kazanıp kaybetmedeki kriterler belirlenecek mi?

Özün sözü şu: bahis/şike mevzusunun ucunun dayandığı her yere gidecek mi?

Resmen midemiz bulandı arkadaş ya…

Ulan dümenden iki topa vurup milyonlar kazanıyorsunuz buna tamah edeceğinize üç beş kuruş için girdiğiniz rezilliklere bakın…

ORTAHİSAR’A İŞÇİ ABLUKASI

Epeydir sizde farkında iseniz Ortahisar Belediyesi’nin AKP’den CHP’ye geçişini hazmedemeyen bir gurup var. Son zamanlarda yükselttikleri ses şu: “Belediyeyi doldurdun yandaşların ile ağlamayı bırak…”

Eski bir belediyeci olduğum için bu yükselen sesteki karın ağrısını hissedebiliyorum.

Ortahisar Belediyesinin memur ve işçi kadroları bellidir. Hiç şüphemiz yok ki bir önceki AKP belediyesi kadroları sıkı sıkıya (!) doldurmuştur.

Geriye kalıyor hizmet ihalesi ile yan şirketlere alınan geçici işçilere. Asıl buna tahammül edemiyorlar işte. Buradan işe giren üç-beş yandaş partiliye yaygara koparıyorlar.

2004’de biz Volkan Bey ile göreve geldiğimizde 10 yıllık AKP belediyesinde zırnık boş kadro bulamamıştık. AKP Belediye Başkanının kardeşi, Belediye Başkan Yardımcılarının eşleri dahil ne kadar sandalye masa varsa kapatmışlardı. Hatta yatay geçişle nerede ise tüm Diyanet’in imam kadroları belediyeye boca edilmişti.

Gıkımız çıkmadı, beş sene elimiz kolumuz bağlı oturduk. Bir “Yumurtacı Ethem”i işe almıştık (güya yandan partili) onu da ifşa etti iktidar medyası, günlerce yazıldı, çizildi.

Şimdi koparılan gürültü sadece hizmet alımlarındaki geçici işçi ve ufak tefekte memur/işçi kadrolarındaki esneme. Eveleyip gevelemeden diyorum ki, işinize bakın işinize.

Hizmet geliyor mu, gelmiyor mu? Önemli olan bu, tüm yönetimdeki sorumlular kendi kadroları ile çalışırlar. Tıpkı sizin döneminizde Diyanet’ten devşirdiğiniz kadrolar gibi…

BİR DOLDUR-BOŞALT HAVAALANI DA TRABZON’A

Ulaştırma ve Altyapı Bakanımız Abdulkadir Uraloğlu geçen ay müjdeyi verdi: “Kentin kuzeyine (tahminen Yomra’ya) 3 milyon metrekarelik dolgu ile Trabzon’a yeni bir havalimanı konduracağız. Projesi bitti, önümüzdeki yıl bunu en büyük seçim yatırımı olarak sizlere Reis açıklayacak” (mealen)

Yomra diye tahmin ediyorum, çünkü Gülcemal ve Akkazık (Akyazı) Projeleri diye sırtımıza iki hançer sokmuşlardı. Bir tane de Yomra istikametinde saplayalım da ufak bir denge kuralım demişler!

Abi, yok böyle bir savurganlık. Yemin ediyorum düzgün bir kent vizyonu ile bu harcadıkları paralar verimli ve halka dönük kullanılsa Avrupa standartlarında bir şehir olacağız.

Ama sağ olsun Ankara’daki ve Trabzon’daki siyasetçiler ve bürokratlar kente ihanet etme yarışında resmen nefessiz kalıyorlar…

ÖNERİMDİR “KARANLIK İŞLER BAKANLIĞI” KURUN…

Hazır ülkenin çivisini çıkardılar bari benimde çorbada tuzum olsun dedim.

Gerçi her dönem hatırlatırım ilgililere.

Türkiye’de olmazsa olmaz bir bakanlık eksik!

“Karanlık İşler Bakanlığı”…

Kurun kurun, tam zamanı.

Hatta iki de bakanlığa bağlı genel müdürlüğünüz olsun önerimdir:

1- Alacakaranlık Genel Müdürlüğü

2- Zifirikaranlık Genel Müdürlüğü

Haksız mıyım?

DÜŞME…

Düşme!

Düşersen, bağımsızlığını ilan eder dostların

Görüş günlerin yasaklanır, gelenin gidenin olmaz.

Bayram eder düşmanların

Düşme! Düşünce,

Bütün düşüncelerin değişir hayata dair

Dostluk, arkadaşlık aşk yeniden şekillenir beyninde

Düşme!

Hayatın ve dostların vefasızlığını görünce

Yaralanır duyguların en derinden.

Düşme! Düştün mü?

İlk önce güvendiklerin vurur sırtından

Kimse bakmaz yüzüne yaramaz adam olursun.

Bir bir uzaklaşır dostların senden

Tutacak dal bulamazsın, yorulursun

Düşme! Düşersen,

Yılanların ne kadar masum kurdun suçsuz

Çakalın çakal olmadığını anlarsın

İkiyüzlü insanları görünce

Düşme!

MISIR’DAN SÜMELA’YA…

Hüsnü Mübarek’in düşü imiş ama 20 yıl sonra kurdelesini açmak Sisi’ye nasip olmuş.

Mısır’da 1,2 milyar dolar harcayarak ciddi borçlarla boğuşan ülkeye hayati bir adım attıracak “Büyük Mısır Müzesi” hizmete girmiş. Tüm eksik parçaları da eklemişler, en son 18 yaşında ölen sadece dokuz yıl tahtta kalan Tutankamon hazinelerini de yeni müzede halkın beğenisine sunmuşlar. Amaç geçen yıl gelen 15,7 milyon turisti 18 milyona çıkarmak.

Bunu okuyunca kendi kendime dedim ki; bizim Sümela içinde acaba bu düşünülemez mi?

İçinden yıllarca freskler dahil ne buldu ise kaçırdı durdular. En son Bayburt taşları ile onardık ama elden bir şey gelmiyor. O kadarı bile görülmeye değer ama yeterli turist gelmiyor.

Yıllar önce Yunanistan-Kavala/Selanik’e gitmiştim. Selanik’te “Sümela Derneği” kurmuşlar! Buradan yıllarca kaçırdıkları freskler ile buranın bir benzerini Selanik’te inşa etmişler.

Demem o ki, Sümela’dan talan edilenler bir proje ile toplansa ve vadi içinde “Sümela Müzesi” kurulsa olmaz mı?