Bir milletin en kıymetli varlığıdır evlatları…
Ve bir milletin en kutsal yüküdür toprağı…
O toprak uğruna yitirilen her can, her fidan, bu milletin kalbine işlenmiş birer sızıdır artık.
Daha birkaç gün önceydi…
Bir mağarada, karanlık bir kovukta pusu kurmuş alçaklara karşı verilen bir mücadelede, 12 vatan evladımızı şehit vermiştik.
Ciğerimiz yandı, yutkunamadık, kelimeler düğümlendi boğazımıza…
Yine de başımız dik durduk.
Çünkü biliyoruz ki, onlar kahramanca vatan için, bizler bu topraklarda onurluca yaşayabilelim diye toprağa düştüler.
Ve şimdi…
Yüreğimizi dağlayan bir haber daha geldi.
Orman yangınında, alevlerin içinde görev başında olan 10 yavrumuzu daha kaybettik.
Onlar da şehit oldu.
Ateşin içinde, dumana rağmen, tereddüt etmeden mücadele eden o kahramanların cesaretiyle gururlandık ama gözyaşlarımızı tutamadık.
Bu toprak, kolay vatan olmadı.
Bu bayrak, gökten inmedi.
Üzerinde özgürce yürüdüğümüz her karış alan, canla sulandı.
O yüzden biz bu toprağa sadece “toprak” demeyiz.
Bu vatan, binlerce şehidin alın teriyle, kanıyla, duasıyla vücut bulmuş kutsal bir emanet bizim için.
Şimdi 22 evlat, 22 can…
Kimi annesinin gözbebeğiydi, kimi babasının gurur kaynağı…
Kimi daha yeni nişanlanmıştı, kimi askerliğini tamamlayıp dönecekti.
Hepsinin hayalleri, umutları, sevdikleri vardı.
Ama hepsinin tek ortak gayesi vardı:
Vatan, Bayrak, Millet, Toprak.
İşte o yüzden içimiz paramparça da olsa, ayaktayız.
Gözyaşlarımız sel olsa da, duruşumuz dimdik.
Evet, ağlıyoruz.
Gizli gizli, sessizce ağlıyoruz.
Ama şehitlerimiz için ağlamıyoruz.
Onlar makamların en yücesine ulaştı.
Biz, geride kalanlar olarak eksildik.
Onlarsız bir sabaha uyandığımız için yanıyor yüreğimiz.
Her şehit cenazesi bir bayrakla sarılırken, biz aslında kendi kalbimizi kefenliyoruz.
Her sela, her dua, her feryat bu toprakların vicdanına yazılıyor.
Ve her yeni acı, bu milleti biraz daha kenetliyor.
Şehitlerimiz…
Siz bu milletin baş tacısınız.
Siz bu vatanın en temiz, en onurlu evlatlarısınız.
Size minnet borçluyuz, sonsuza dek unutulmayacaksınız.
Her duamızda, her ezanda, her bayramda sizi anacağız.
Ruhunuz şad, mekânınız cennet, yeriniz peygamberin yanı olsun.
Bu millet size layık olmak için daha çok çalışacak, daha çok sarılacak birbirine.
Çünkü siz bu milletin onurusunuz…
Ve biz, sizin emanetinize sahip çıkacağız.
Başımız dik, yüreğimiz paramparça…