O halde Türk Tipi Başkanlık sistemi de olabilir.
Ancak bu anayasa değişikliği ile oluşan yeni durum gelecekte büyük kaoslar yaratmamalıdır.
Yaratır mı?
Yaratabilir gibi gözükmektedir.
Ayrıca hazırlanışında yeterli konsensüs bulunmamaktadır.
*
Başkanlık sistemi, demokratik vasıflara sahip olması halinde,
Güçlü yürütme demektir.
İstikrar demektir.
Ama dediğim gibi demokratik kaygılara harfiyen uyulmalıdır.
*
Referandumdan geçmesi halinde,
Hiç tartışmasız önemli değişimler olacaktır.
Rejim değişir mi?
Bunu kimse garanti edemez.
*
Rejim adına,"korkulu uyumaktansa uyumamak daha evladır" tezinden hareketle,
Benim şahsi tercihim başkanlık değil, parlamenter sistemdir.
Ama yine de konu üzerinde araştırmalarım devam edecek.
*
Gecen 15 yıllık süre zarfında,
Her şeye mutlak muktedir olan bir iktidarın,
İstikrar için illa da "Başkanlık" istemesi
Beni ikna etmemektedir.
*
Dedim ya, başkanlık sistemi mutlak demokratik olma vasfını taşımalıdır.
Yoksa şu bizim "Türk Tipi Başkanlık" sistemi, ileride ceberut bir yönetime dönüşebilir.
*
Öte yandan,
Turgut Özal,
Süleyman Demirel dahil,
Başkanlık sisteminin Türkiye için hayırlı olacağına sık sık vurgular yapıldığı bir gerçektir.
Ancak, onların talep ettikleri başkanlık sisteminin nitelikleri kamuoyunda tartışılamamış olması nedeniyle özü bilinememiştir.
*
Sonuç olarak,
Anayasa değişiklikleri kişisel yeteneklere göre değil,
Rejim üzerinde kötü niyeti olabileceklere imkan vermeyecek şekilde hazırlanması esas alınmalıdır.
İLGİNÇ BİR ŞAMAN ÖĞRETİSİ
İnsan hariç doğada hiç bir şey kendisi için yaşamaz.
*
Nehirler kendi suyunu içmez.
*
Ağaçlar kendi meyvesini yemez.
*
Güneş kendisi için ısınmaz.
*
Ay kendisi için parlamaz.
*
Çiçekler kendisi için kokmaz.
*
Toprak kendisi için doğurmaz.
*
Rüzgar kendisi için esmez.
*
Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz.
*
Her şey birbiri için yaşar.
*
Birbiri için yaşamak doğanın kanunudur.
*
Özetle, "Ben biz olduğumuz zaman ben olurum."
"Ben, ben olduğum için, sen varsın."
Harika tespitler bunlar...
DARVİN SEN BİR YALANCISIN!
Geçenlerde yaşlı bir maymunla konuştum ,
Evrim teorisine şiddetle karşı çıktı.
İnsanlar bizden gelmemişlerdir.
Siz "insanlar, bizimle uzaktan yakından bir ilginiz yoktur" dedi.

Çünkü, biz yalan konuşmayız.
Biz iftira atmayız.
Biz öldürmeyiz.
Biz bozguncu değiliz.
Biz çocuklara, kadınlara tecavüz etmeyiz.
Biz küfür nedir bilmeyiz.
Biz kibir yapmayız.
Biz çalmayız,
Biz rızkımızı doğadan çalışarak kazanırız.
*
"Evet, siz insanların bizimle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Haksız yere bize de iftira atmayın" dedi.
*
İnanın ben ikna oldum.
Biz insanlar maymundan türemiş olamayız.
Tüm maymunlardan özür dilerim.
Darvin bir sahtekardır...
ÇİFTLER NEDEN BOŞANIYOR?
İlgisizlik.
Aldatma.
Terk.
Şiddetli geçimsizlik.
Kaba ve onur kırıcı davranışlar.
Akli sorunlar.
Ev işlerini yapmama.
Erkeğin çalışmaması.
Yalan konuşma.
Güven sarsıcı davranışlar.
Boşanma gerekçelerinden bazılarıdır.
Haberiniz olsun istedim.
BAKIN
Bir insanı tanımak istiyorsanız,
Hakkında duyduklarınıza değil,
Ne okuduğuna bakın.
Ne söylediğine bakın.
Neyi sevdiğine bakın.
Neler paylaştığına bakın.
Nelere önem verdiğine bakın.
Nasıl konuştuğuna bakın.
Ne dinlediğine bakın.
TÜPÇÜ
Şu Demirören sanıldığından da akıllı çıktı.
Bakın adam ne diyor.
“TFF Başkanı olduğum sürece Beşiktaş'taki alacağımı istemeyeceğim.”
*
Tüpçü tam zeka küpü.
"Alacağımı hibe ettim" demiyor.
"Alacağımı verin" de demiyor.
"TFF Başkanı olduğum sürece alacağımı erteliyorum.
TFF'nin başında kalmamı sağlayın.
Eğer bu makamdan alınırsam, paramı isterim" diyor.
*
Kime diyor?
Şimdiki Beşiktaş yönetimine.
"Hatta benim burada kalmam için çaba harcayın.
Bakın, edin eyleyin de TFF Başkanı kalmaya devam edeyim" diyor.
Dedim ya adam cin...
*
Ayrıca, milli futbolcular birim almamalıymış.
Neden?
Milli takım Hocası, Fatihlerin Fatihi(!) ayda 350 bin Euro alıyor.
Üstelik milli takımın hali ortada...
CEMAL ÇAYIRİÇİ
Cemal Çayıriçi bizden biri.
Müzisyen bir hemşerimiz.
Artvinli.
O ses Türkiye yarışmasında tüm jüriyi döndüren güçlü bir ses.
12 Yıldır profesyonel müzik yapmaktadır.
Her tarz müziği seviyor.
Her tarz okuyor "ama illa da memleket havaları.." diyor.

Ülkesinin sarsılamaz bir parçası olarak yaşamı severken,
"Etnik müziğimi de dilendirmekteyim.
Gönül bir hoş oluyor.
Tulumla kemençeyle şenlik bir keyifli oluyor" diyor.
*
Cemal Çayıriçi 2006 Yılında Ankara'da Karadeniz Rock Müzik Grubunu kurdu.
Ve aynı yıl,
"Vira" CD'sini çıkarttık.
Yurt içi ve yurt dışında çok sayıda konserler verdik.
Özellikle gençlerimizle buluşmanın adresi olan üniversitelerde konserler verdik.
2009 Yılında ise 2. CD Vira Cemal ALAF'I çıkarttım.
ALAF ve
Yağarsa Yağmur Yağar,
Müzik piyasalarında çok tuttu.
*
Eski müzikleri yeniden aranje ediyorum.
Şunu buradan ifade etmeliyim ki, 3. Kasetim muhteşem olacak.
*
Tebrikler Cemal Çayiriçi.
Çünkü sizinle Karadeniz,
kültürdür.
Sanattır...
Şiirdir...
İtibardır...
He zaman yanınızda olmaya devam edeceğiz.
Gönlünüze sağlık...
SİGARA
Sigara içiyorsanız,
Dişleriniz fena halde sarardığı için keyifli gülüşleriniz olmayacaktır.
Nefesiniz kötü koktuğu için size hiç kimse,
"Bir daha vursa idi /nesin nefesime" demeyecektir.
Sigara içiyorsanız, kendinizle birlikte 20 yılda bir ev parasını da yaktınız demektir.
*
Sigara içiyorsanız;
Kalbinize,
Ciğerlerinize,
Gırtlağınıza,
Böbreklerinize,
Damarlarınıza,
Hatta kanınıza ve daha nice organlarınıza büyük zararlar vermektesiniz.
*
Evet, sigara içiyorsanız;
Yaşam kaliteniz düşüyor.
*
Ve ayrıca,
Sigara içiyorsanız bana kızıyorsunuz demektir.
SOYLU BİLDİĞİMİZ GİBİ
Önceki gün Trabzon'a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,
"Uyuşturucu tacirlerine terörist muamelesi yapın" dedi.
İyi de, O muamele için gerekli yasaların da derhal meclisten çıkartılması lazım.
Ha bu arada bu kötü niyetlilere acımasız olunmasın da sonuna kadar destekliyorum.
Bu toplumun gençliğini mahvetmeye izin verilmemelidir.
FIKRA
Bir adamla karısı Mısır'da eski bir çarsıda geziyorlarmış.
Ayakkabı satılan bir dükkanın önünden geçerlerken satıcı içerden seslenmiş, buyur etmiş. Girmişler,
Satıcı "çok özel büyülü sandaletlerim var beyefendi,
Sizi sekste çok vahşi ve kuvvetli yapacak sandaletler..."
Adam tabi ki erkekliğe leke sürdürmemek için pek önemsememiş ama eski günleri özleyen karisinin ısrarlarına dayanamayıp sandaletleri denemeye karar vermiş.
Adam sandaletleri giyer giymez gözleri parlamış,kalbi hızlı hızlı atmış.
Fiziksel değişimler başlamış, nefesi serileşmiş gözleri büyümüş ve etrafına seri bir şekilde bakınmaya başlamış.
Karısı bir adım geri kaçmış "Aman Allah'ım dur dur..."
Derken adam koşmuş, satıcıyı yakaladığı gibi tezgaha yatırmış, pantolonunu parçalayarak çıkarmaya başlamış,bu arada satıcı bir yandan kurtulmaya çalışırken bağırıyormuş, "Sandaletleri ters giydin lan!..."