Ticaret ve Gümrük Bakanı Hayatı Yazıcı(Rize-Çayeli)
Başbakanlık Müsteşarı Fahri Kasırga(Rize-Çayeli)
Adalet Müsteşarı Kenan İpek(Rizeli)
İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Seyfüllah Hacımüftüoğlu(Trabzon-Çaykara)
Aynı yemekteydik.
Üç müsteşarın m
Ticaret ve Gümrük Bakanı
Hayatı Yazıcı(Rize-Çayeli)
Başbakanlık Müsteşarı
Fahri Kasırga(Rize-Çayeli)
Adalet Müsteşarı Kenan
İpek(Rizeli)
İçişleri Bakanlığı Müsteşarı
Seyfüllah Hacımüftüoğlu(Trabzon-Çaykara
)
Aynı yemekteydik.

Üç müsteşarın muvaffakiyetleri, devlete olan hizmetleri, hemşerilerine olan dostlukları
her türlü takdirin üzerindedir.
Aynı ekip ile aynı gün, Başkentteki Rize etkinliklerinde de birlikteydik.
Rize Ticaret ve Sanayı Odası Yönetim Kurulu, başkentteki etkinlikler çerçevesinde, ev sahipliği yaptı.
*
TAKA Temsilcimiz
Tacettin Çebi, Müsteşar
Hacımüftüoğlu ile olan dostluğu 1985 yılına dayanır.
Sevgili
Çebi’nın müsteşardan basit bir ricası oldu.
Müsteşar, Çebi’nın notunu, aynı masada bulunan
Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar’a verdi ve ”Genel müdürüm Halledelim” dedi.
Çebi, müsteşara ”
Aman müsteşarım, genel müdüre ayıp olmasın” demez mi?
Müsteşar Hacımüftüoğlu’nun cevabı:
“
Tacettin, müsteşara veriyorsun ayıp olmuyor da, genel müdüre verilince neden ayıp oluyor”
Gecenin en renkli esprisi buydu.
*
Devlette dengedir, bürokraside sigortadır.

Daha öncesinden yazdım, tekrarında fayda var.
Müsteşar Kasırga, Bürokraside bilinen, tanınan, itibar gören, olduğu gibi olan, göründüğü gibi görünen yiğit Karadenizlidir.
Zarif, beyefendi kişiliği, dostluğu her türlü takdirin üzerinde.
Onun döneminde adalet yozlaşmadı, siyasallaşmadı, ikiye bölünmedi.
Fahri bey, adalette dengeydi.
Başbakan Erdoğan’a ölümüne bağlıdır.
Böylesine hassas dönemde, o makamı
Fahri Kasırga’nın temsil etmesi önemlidir.
*
Bir hedefe ulaşmanın, başarılı olmanın, halkın gönlünde sürekli olarak taht kurmanın, ilkeli ve tutarlı olmanın, hizmet etmenin, dimdik ayakta durmanın önemli öğeleri vardır.
Bu başarı için hepsinin bir arada bulunması gerekiyor ki, bu da öyle kolay herkese göre bir iş değildir.
Örneğin aklın en isabetli değerlendirmelerinden, duyguların en hassas örneğine, kadar bütün öğeleri sıralayabiliriz.
Ama yinede hedefe ulaşmak, farklı, özel olmak için; ona ulaşan kişinin”
hünerine” bağlıdır.
“
Hüner” Farsçada ustalık-uzmanlık becerikli olma üstünlüğü demektir.
Mutluluğu bir değer gibi sunar. İnsana varlığın ispatını verir.
Mükemmelliği tanımlar ve onu simgeler.
Marifet, Hünerin Arapça karşılığıdır. Eylemlerin, nitelikli tarifine bakarsan ”
Hüner” ile
‘Marifet’ benzer anlamlar taşır.
Hüner, hayatin fizik değerlerine, hâkim olan ustalıktır.
Marifet ise, hünere kazandırılmış tasavvuf idrakiyle tezahür eder.
Bir hikmet ve İrfan hadisesidir.

Tanrının isim ve sıfatlarının bir hayat tecellisi vardır.
Bu tecellinin günlük yaşama hüviyet kazandıran maharetine “
Marifet” diyoruz.
Bu marifet manasıyla
, Başbakanlık Müsteşarı Fahri Kasırga, etkileyici başarıları, üstün nitelikler, bilgisi, donanımı, mütevazılığı, açık sözlülüğü, kıvrak zekâsı ülkesine ve millete hizmet etmesiyle az rastlanır örnek teşkil ediyor.
*
Koşullara egemen bir zekâ seyrinin keyfini verir.
Diploması dilini kullanan, eleştirirken bile incitmeyen, saygınlığını elden bırakmayan çok saygın siyaset bürokratları vardır.
En hızlı çalışan ve en kapsamlı ölçekte mana yaratan niteliğimiz zekâ imiş.
Zekânın en güçlü türüne “
Sözel Zekâ” diyoruz. Üstelik bu zekâ türü, bize en tanıdık gelen ve bizim en iyi bildiğimiz türdür.
Çağdaş zekâ anlayışında ‘
Sözel zekâ’ en güzel örneklerini siyasetçilerden çok, başarısını kanıtlamış bürokratlarda bulur.
Bu niteliklerde sözel Zekayi doruklarda kullanan üstün yetenekli kişiler daima dikkat çeker saygı görür.
Türk bürokrasisinde da benzer üstünlükleri sergileyen çok değerli kişiler görüldü. Sözel zekâ ustaları arasında Müsteşar
Fahri Kasırga dikkat çeker.
Müsteşar Kasırga, düşünce derinliklerinde bütün değerlerin
kavrandığı zihnin olgunluğun timsali olarak, sözel Zekayi, soğukkanlı, kendinden emin, eleştirilere açık, demokrasiyi özümsemiş, yüz ifadesindeki gülümsemeyi eksik etmeden, dikkatli olarak içten ve samimi ustalığında sergiler.
Müsteşar Kasırga, ”tenkit” sanatının omurgasından çok, eleştirilere, saygılı, ölçülü, diploması dilini kullanarak, nezaket sınırlarını aşmadan, bilgi ve belgelere dayalı kullanır. Akıl ve mantığı, doğru düşünmenin yöntemi olarak zirveye taşır.. Bu tutumu çevresi tarafından takdirle karşılanıyor.